English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → English / [ R ] / Rahatsïz

Rahatsïz translate English

313 parallel translation
30.000 fit pek rahatsïz edici olmalï, degil mi?
It must be pretty uncomfortable up at 30,000 feet, isn't it?
Sen bu rahatsïz edici doktorlarïn sonuncusun.
You're the last grasshopper in this plague of surgeons.
Rahatsïz edici ama nabïz ve kan basïncïndaki degisiklikleri kaydetmeliyiz.
I know it's a nuisance, but we have to track changes in pulse and blood pressure.
Öyleyse beni niye rahatsiz ediyorsun Yanki?
Then what are you bothering me for, Yankee?
Rahatsiz ettim, affedersin.
I'm sorry I bothered you.
Bir daha rahatsiz edilmek istemiyorum!
And see that I'm not disturbed again today!
Roy bana kalacak bir yer bulacak. Sayet rahatsiz olmazsaniz.
Roy wants to find me a place to live, if you have no objection.
Biz tanisiyoruz Özel bir oyunda rahatsiz ediyor muyum
Yes, we've met. Not butting into a private game, am I?
Sizi rahatsiz etmise benzemiyor.
Ooesn't seem to bother you much.
Sorularımla seni rahatsiz ettiğimi biliyorum, ama iyiliğini istiyorum.
I know I annoy you, but I'm your oldest friend.
RAHATSIZ ETMEYİN!
Do not disturb!
Onlari rahatsiz eden ne, merak ediyorum.
I wonder what's bothering them?
- Biz KiziI Bulut'u hiç rahatsiz etmedik.
- We never bothered Red Cloud.
Eger korkakligin tanimi... öldürmekten ve kan görmekten rahatsiz olmaksa...
If the definition of a coward... is a man who is sickened by killing and blood...
Kalede Bayan Marston'un da bulunmasi seni rahatsiz mi ediyor?
Does Mrs. Marston's presence at the fort annoy you?
- Rahatsiz edilmeme talimati vermistim.
- l left orders not to be disturbed here.
Seni rahatsiz edeni biliyorum.
I think I know what's bothering you.
Buraya gelip seni rahatsiz etmeye kalkarsa silahimi çekip ates ederim. Dinle. "Diksin, diksin!"
Now, listen, if he comes around here and tries to bother you I'll just pull out my pistol and go, "Bang, bang!"
Gidip o motele adam koymasi gerek. Bay Jake'le Bayan Anna'nin rahatsiz edilmemesi için.
He's got to put a guard at that motel to be sure Mr. Jake and Miss Anna aren't interrupted.
Bütün hücre sana ait olacak ve hiçbir vatandasimiz seni rahatsiz edemeyecek.
You'll have the whole place to yourself and we won't have none of our citizens bothering you.
Bubber, Jake'in öne çikmasina izin ver. Eger durumu iyiyse sana arabami verecegim ve kimse seni rahatsiz etmeden buradan gitmeni saglayacagim.
Bubber, let Jake walk forward and if he's all right I'll give you my car and see that you get away from here without anybody bothering you.
RAHATSIZ ETMEYİN
DO NOT disturb
Isik seni rahatsiz mi etti?
I'm sorry if the light disturbed you.
"Bu cici çocugu rahatsiz eden ne?"
What's eating the fancy man?
ozur dilerim. sizi rahatsiz etmek istemem, mesgul oldugunuzu goruyorum, ama bana yardim edebileceginizi dusundum.
Excuse me! I hate to bother you, I can see that you are busy. But I wonder if you can help me?
Boyle ortamlardan cok rahatsiz olurum.
I am very disappointed in this atmosphere.
Cok rahatsiz edicisin, Billy!
I got goddamn Mrs. Mac.
- Sizi rahatsiz etmek istememistim, efendim. - Haklisin, etmemissin.
- I didn't want to bother it with you, sir.
Bu bölgedeki bir çok insani rahatsiz edebilir.
Too many folks around here with thin skin.
Böyle bir zamanda sizi rahatsiz ettigim için üzgünüm, ama Max'le yakin miydiniz?
Pardon me for intruding at a time like this, but were you very close to Max?
Ben'i rahatsiz etmey ¡ n.
I do not want Ben disturbed.
ÖImekte olan b ¡ r ¡ n ¡ rahatsiz etmeden de b ¡ Ig ¡ toplayab ¡ l ¡ r ¡ z.
We have other ways of gathering information than to trouble a dying man.
Umarim buraya bu halde gelmem... sen ¡ rahatsiz etmem ¡ st ¡ r.
You don't mind my being here like this?
O geld ¡ g ¡ nden ber ¡... ölüm düsünces ¡... ben ¡ daha az rahatsiz ed ¡ yor.
Since he's been around the thought of dying has been much easier for me.
Bu sabah kalktigimda, rahatsiz edici bir ses duydum.
When I woke up this morning, I heard a disturbing sound.
Dedimki, bu sabah kalktigimda rahatsiz edici bir ses duydum.!
I said, when I woke up this morning... I heard a disturbing sound!
Sizi rahatsiz ettiğim için özür diliyorum...
I'm so sorry that I have to bother you...
Bu saçmalikla beni rahatsiz etme.
Stop bugging me with that shit!
Rahatsiz edici tesadüfler olmus.
There have been some disturbing coincidences.
Ben de arabaya git ve beni rahatsiz etme diyorum.
And I say go to the car and stop bugging me.
Bu durum seni rahatsiz mi etti?
Why you bothering?
Rahatsiz ediyorsunuz bayim.
You're intruding, sir.
Karar senin, ama Onda beni rahatsiz eden birsey var.
I don't know. It's your decision, but something about her bothers me.
Bu kadar agir makyaj cildini rahatsiz etmiyor mu?
Do you worry about using so much heavy makeup on your skin?
Bak, seni rahatsiz etmek istemiyorum.
Look, I don't want to hold you up.
Rahatsiz ettiğm için özür dilerim, acilen tercümanlık için Yardımınıza ihtiyacım var.
I apologize for this intrusion, but I need the services of an interpreter immediately.
Daktilomla yazi yazarken rahatsiz etmesin, benimle ayni kitaplari okusun, biraz tip bilgisi olsun.
Let me type in peace. Read the same books, know about medicine law, plumbing, electricity...
Bir daha rahatsiz etmez sizi.
She won't bother you again.
Rahatsiz ettigim için bagislayin, fakat Oglunuz, Pablo Quintero'nun buraya ortak bir arkadaslarini aramak için geldigini söylemisti. Laura adinda biri.
Your son says Pablo Quintero came here looking for a mutual friend, a girl called Laura.
Eger biri bizi rahatsiz ederse, önce onu ve önüme çikan herkesi tepelerim!
Any interruptions and I kill everyone.
Seni rahatsiz etmem. Kanepede uyurum.
I won't bother you.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]