Rahatsız edilmek istemiyor translate English
116 parallel translation
Madam Grusinskaya rahatsız edilmek istemiyor.
Mme. Grusinskaya cannot be disturbed.
Profesör çalışıyor ve rahatsız edilmek istemiyor.
The professor is working and doesn't wish to be disturbed.
Bay Kirby rahatsız edilmek istemiyor.
Sorry, Mr. Kirby can't be disturbed.
Bayan Dukesbury rahatsız edilmek istemiyor.
Mrs. Dukesbury cannot be disturbed by anyone.
Dayım sorularla rahatsız edilmek istemiyor.
Just put down five, because my uncle doesn't want to be bothered with a lot of questions.
Bay Hallward rahatsız edilmek istemiyor.
Mr. Hallward doesn't wish to be disturbed.
Rahatsız edilmek istemiyor.
He doesn't want to be disturbed.
Rahatsız edilmek istemiyor.
He not wish to be disturb.
Afedersiniz hanımefendi, Don Francisco rahatsız edilmek istemiyor.
Excuse me, senora, Don Francisco doesn't want to be disturbed.
Smith rahatsız edilmek istemiyor.
'Smith don't want to be disturbed.'
Bay Duchesne erkenden odasına çekildi ve kesinlikle rahatsız edilmek istemiyor.
Monsieur Duchesne retired early, he must not be disturbed.
Ama rahatsız edilmek istemiyor.
He doesn't want to be disturbed.
Rahatsız edilmek istemiyor.
She's not to be disturbed.
Kimse rahatsız edilmek istemiyor.
Nobody can be bothered.
O bir yazar ve rahatsız edilmek istemiyor.
He is a writer and he is not to be disturbed.
Yukarıdakiler rahatsız edilmek istemiyor.
The top guys do not want to be disturbed.
General Gabler ve Kahlenberge konferansta, rahatsız edilmek istemiyor.
Did you see them? Generals Gabler and Kahlenberge are in conference and cannot be disturbed.
Rahatsız edilmek istemiyor.
He doesn't want to be bothered.
Bay Mathurin rahatsız edilmek istemiyor.
Oh, Mr. Mathurin does not want to be disturbed.
Baban rahatsız edilmek istemiyor.
Your father doesn't wish to be disturbed.
Rahatsız edilmek istemiyor.
He asked not to be disturbed.
Rahatsız edilmek istemiyor.
He does not wish to be disturbed, you know.
Hanımefendi hiçbir şekilde rahatsız edilmek istemiyor.
That madame is not to be disturbed for any reason.
Adam rahatsız edilmek istemiyor. " İnanabiliyor musun?
The man doesn't want to be bothered. " Can you believe it?
Bay Lord rahatsız edilmek istemiyor.
Mr. Lord can't be disturbed by anyone.
Üzgünüm şu anda rahatsız edilmek istemiyor.
Oh, I'm sorry. He can't be disturbed right now.
Beyfendi... kesinlikle rahatsız edilmek istemiyor!
This gentleman has instructed he is not to be disturbed
Rahatsız edilmek istemiyor.
She doesn't want to be disturbed.
Bakın, o rahatsız edilmek istemiyor.
Look, she does not want to be bothered.
Rahatsız edilmek istemiyor.
He can't be disturbed.
Acaba Muhterem piskoposla - Rahatsız edilmek istemiyor.
Is His Grace - he is not to be disturbed.
- Rahatsız edilmek istemiyor.
- Don't bother him.
- Rahatsız edilmek istemiyor.
- He's not to be disturbed.
Meditasyonu sırasında rahatsız edilmek istemiyor
She is not to be disturbed during her seclusion
Sten, anne egzersiz yaparken rahatsız edilmek istemiyor, biliyorsun.
Sten, you know Mom doesn't want to be disturbed while doing her exercises.
İkisi de rahatsız edilmek istemiyor.
Both have "Do Not Disturb" signs on.
Rahatsız edilmek istemiyor.
He doesn't wanna be disrupted.
Vali rahatsız edilmek istemiyor.
The Sheriff's not to be disturbed.
Size söyledim Lady Beatrice rahatsız ve rahatsız edilmek istemiyor.
I told you Lady Beatrice is unwell and does not wish to be disturbed.
- Hayır.Rahatsız edilmek istemiyor.
- No, no, no. He can't be disturbed.
Bak, patron rahatsız edilmek istemediği zamanlarda... rahatsız edilmek istemiyor demektir.
Look, when the boss doesn't want to be disturbed the boss doesn't want to be disturbed.
Dusty Vegas'taki şov için bazı yeni şeylere çalışıyor ve şu an rahatsız edilmek istemiyor.
Dusty's workin'on some new material for the Vegas show and he don't want to be disturbed right now.
Bayan rahatsız edilmek istemiyor.
Lady doesn't want to be bothered.
Ve bu sabah, rahatsız edilmek istemiyor!
And he's not to be disturbed for the rest of the morning!
Çok önemli bir toplantıda ve rahatsız edilmek istemiyor.
He's in a very important meeting and can't be disturbed.
"Bay" Luthor kapalı kapıların ardında ve rahatsız edilmek istemiyor.
Mr. Luthor is behind closed doors and doesn't want to be disturbed.
Mr Berman deney sırasında kesinlikle rahatsız edilmek istemiyor.
Mr Berman insists that he's not to be disturbed during his experiment.
Rahatsız edilmek istemiyor.
He's requested not to be disturbed.
Bay Naranjo şu anda rahatsız edilmek istemiyor.
Right up here. Come on, April. Mr. Naranjo doesn't want to be bothered right now.
Hayır, rahatsız edilmek istemiyor.
No, she didn't want to be disturbed.
Rahatsız edilmek istemiyor.
She doesn't like to be disturbed.
rahatsız edilmek istemiyorum 37
istemiyorum 1125
istemiyor 51
istemiyorsan 36
istemiyorsun 47
istemiyor musun 270
istemiyor musunuz 34
istemiyoruz 30
istemiyor mu 16
rahat 453
istemiyorum 1125
istemiyor 51
istemiyorsan 36
istemiyorsun 47
istemiyor musun 270
istemiyor musunuz 34
istemiyoruz 30
istemiyor mu 16
rahat 453
rahat ol 368
rahatladım 62
rahatsız mı ediyorum 24
rahatsız ettim 55
rahat bırak beni 249
rahatlayın 102
rahatsız ediyorum 27
rahatsız ettiğim için özür dilerim 156
rahatsız etmek istemedim 25
rahatsız etmeyin 24
rahatladım 62
rahatsız mı ediyorum 24
rahatsız ettim 55
rahat bırak beni 249
rahatlayın 102
rahatsız ediyorum 27
rahatsız ettiğim için özür dilerim 156
rahatsız etmek istemedim 25
rahatsız etmeyin 24