Öyle yapalım translate English
438 parallel translation
Biz de öyle yapalım o halde. Haydi bakalım. Teşekkürler.
And that's where we'll gather, too
- Evet, öyle yapalım.
- Yes, let's do that.
Öyle yapalım Roy.
Do that, Roy.
Evet, öyle yapalım.
Yeah, that's what we'll do.
Evet, gelin öyle yapalım.
- Let's do it, I pray. - Mm.
Evet, öyle yapalım.
Might as well, if we have to go.
- Öyle yapalım!
- Let's do it!
Öyle yapalım.
Let's do so
Öyle yapalım.
Let's do that, then.
Öyle yapalım!
Let's do it!
Tamam, öyle yapalım.
Good idea.
Evet, öyle yapalım!
Ok, let's go.
Evet, öyle yapalım... Evet.
Yes, let's do that... yes.
Tamam, kesinlikle öyle yapalım.
Let's do that : What he said.
Tabi ya, öyle yapalım. On dakika sonra da eyaletteki tüm polisler peşimize düşsün.
Oh I bet you do... and then 10 minutes later every cop in the state'd be after us.
Öyle yapalım.
We'll do that right now, then.
- Öyle yapalım. - Yaşasın!
Let's do.
Evet, öyle yapalım.
Yes, I will do that.
- Pekala, öyle yapalım.
- Alright, we'll do that.
Peki, öyle yapalım.
Yes, I'll do it.
O zaman öyle yapalım.
That's it then.
Öyle yapalım.
Often.
Aynen öyle yapalım.
We'll do that.
- Tamam, öyle yapalım.
- Yeah, let's do that.
Öyle yapalım.
Let's do that.
Evet, öyle yapalım.
Yes, let's drink to friendship.
Öyle yapalım.
We commit him.
- Evet Danny, öyle yapalım...
- Yeah, Danny, you gotta...
- Hayır ama öyle yapalım.
- No! But it will do.
- Öyle yapalım. Sonra herkes yansın.
That way everybody gets burned.
Tamam, öyle yapalım.
All right. Let's do it!
Tamam, öyle yapalım.
OK, let's do it.
Öyle yapalım.
we could do that.
Peki, öyle yapalım...
Well, suppose you...
Öyle yapalım.
Let's go for it.
Evet. Aynen öyle yapalım. Tamam.
Like Paul Laurence Dunbar did.
Önce selam verip sonra ofisi almayı düşünmüştüm ama siz nasıl isterseniz öyle yapalım.
I thought I'd say hello first and then take the office, but we could do it the way you like.
Öyle yapalım.
Maybe we should.
- Öyle yapalım.
- Make it so.
Neden öyle yapalım ki?
WHY NOT?
Evet, öyle yapalım.
- Yes, we could only do this.
Öyle yapalım.
Let's get on with it.
- Evet, öyle yapalım.
- Yes, search for him.
iyice düşünüp öyle saldırı planı yapalım!
I'll tell you once I got an idea
Öyle bir yapalım ki bizi hemen polislikten attırsınlar.
If we give him a rough time, we'll be bounced off the force in two minutes flat.
- Binliğimi ver, öyle rövanş yapalım.
- Give me 1,000, then rematch.
Şu an öyle mutluyuz ki, Mutluluk Dansı yapalım.
Now we are so happy we do the Dance of Joy.
Ne diyorsun yani erken çıkıp, biraz ayakkabı alıp, öyle garip bir şey mi yapalım?
What do you say we knock off early, buy some shoes, something lame like that?
Ama yarım bir insanım. Ve hep öyle kalacağım... ne yapalım, kader, değil mi?
I never will be, and that's... the way it is, isn't it?
- Ne yapalım, O öyle biri.
- That's the way he is.
- O öyle. - Sen üzerine düşeni yap biz de bizimkini yapalım.
You just do what you do and we'll do what we do.
yapalım 156
yapalım mı 27
yapalım şunu 42
yapalım şu işi 30
öyle mi 14811
oyle mi 19
öyle değil mi 4374
öyle degil mi 23
öyle olsun 692
öyle mi dersin 362
yapalım mı 27
yapalım şunu 42
yapalım şu işi 30
öyle mi 14811
oyle mi 19
öyle değil mi 4374
öyle degil mi 23
öyle olsun 692
öyle mi dersin 362
öyle bir şey değil 75
öyle işte 113
öyle bir şey yok 92
öyle oldu 102
öyle mi diyorsun 87
öyle demek istemedim 274
öyle ya da böyle 119
öyle misin 81
öyle ki 92
öyle deme 154
öyle işte 113
öyle bir şey yok 92
öyle oldu 102
öyle mi diyorsun 87
öyle demek istemedim 274
öyle ya da böyle 119
öyle misin 81
öyle ki 92
öyle deme 154