English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Spanish / [ F ] / Fazlası var

Fazlası var translate Spanish

3,407 parallel translation
Bu hikayede daha fazlası var.
Hay más en esa historia.
- Bundan daha fazlası var Marisol.
Es mas que eso, Marisol.
Eh, elimizde bundan biraz daha fazlası var.
Si, bueno, tú tienes más que sólo un poco.
Sende görünenden fazlası var.
Hay más en ti de lo que parece.
Bundan daha fazlası var.
Es más que eso.
Hayatta arabanı sürmekten daha fazlası var Frank.
¿ Sabes? , hay más cosas en la vida que solo conducir tu auto, Frank.
Fazlası var. - Neyin?
Hay más. - ¿ Más qué?
Burada birisinde yakışıklılığından fazlası var.
Parece que alguien aquí es algo más que una cara bonita.
Birisinde kahverengimsi suratından daha fazlası var.
Parece que alguien es algo más que una cara marrón.
- Daha fazlası var mı?
- ¿ Hay otros?
Bundan daha fazlası var, Reid.
Hay más ahí que eso, Reid.
Çok daha fazlası var.
Aquí hay mucho más en juego.
Başımda aptal çocuklardan çok daha fazlası var.
Tengo mucho más entre manos que un par de chicos estúpidos.
Rafta fazlası var.
Hay más en la repisa.
Ticaret demek, Gordon, ürünleri sadece ucuza satmak değildir. Bundan daha fazlası var.
Lo que pasa con las rebajas, Gordon, es que no solo se vende barato, es más que eso.
Daha fazlası var.
Hay otras de camino.
Tanışmaktan fazlası var tamam mı?
Es más como si la conociera, ¿ sí?
İçten duygularda bundan daha fazlası var.
Los sentimientos genuinos son mucho más que eso.
- Hayır. Bundan fazlası var.
No, no hay nada más.
Anlattığınızdan daha fazlası var mı?
¿ Sabe más de lo que ha dicho?
Söylediğinden daha fazlası var. 506 00 : 29 : 08,534 - - 00 : 29 : 09,757 Bu Mona'yla mı alakalı?
Hay más sobre esto de lo que me estás contando.
Ama bundan daha fazlası var.
Pero..... es más que eso, si?
İhtiyacım olan şey bir gece uykusu sanıyordum ama bundan fazlasına ihtiyacım var.
Creí que solo necesitaba dormir bien una noche, pero es... Es más que eso.
Her zaman kanuna ihtiyacımız yok. Çünkü suçluluk duygumuz ve vicdanımız var ve bazen bu fazlasıyla yeterli.
No siempre necesitamos a la ley, porque tenemos nuestra consciencia y nuestra culpa, y a veces eso es más que suficiente.
Bir de polis cesedi var. Daha fazlası yoldadır, buradan gitmemiz gerek.
También hay un policía muerto y seguramente están por llegar más.
Daha fazlasına ihtiyacım var.
Necesito más.
Gerçi beynimin arkasında hafif bir kaşıntı var ama belki daha fazlası?
Tengo un pequeña picazón en la parte de atrás de mi cerebro, Pero... ¿ tal vez más?
Fazlasıyla kasetin var mı?
- ¿ Tiene mucha cinta ahí?
Madem mumları yanar halde tutacağım inançtan ve belirsiz bir kehanetten daha fazlasına ihtiyacım var.
Si voy a mantener encendidas las velas, Necesitaré más certeza que la fe y una vaga profecía.
Ama fazlası da var, kadınım.
Pero hay más, mujer.
Daha fazlasına ihtiyacım var.
Necesito más que eso.
Ama çello çalan bir kız var, komik kaçacak biliyorum, ama daha fazlasını anlatamam.
Pero tienen una chica que toca el chelo, y creo que se supone que es irónico, pero ya no puedo distinguirlo.
Şu an elimdeki olan tek şey şu kağıttaki kelamlar. Kelamlardan fazlasına ihtiyaç var.
Bueno, ahora mismo, todo lo que tengo es un puñado de palabras en una página que suenan como un puñado de palabras en una página.
Arabada daha fazlası da var.
Mas en el coche.
- Fazlasını bilmeme gerek var mı?
- ¿ Debo saber más? - No.
- Bundan daha fazlası da var, Henry.
Es capaz de mucho más que eso, Henry.
Sizi kurtarmak için, Paris'i ikna etmem gerekirse bunlardan daha fazlasına ihtiyacım var.
Si tengo que convencer a París de que os salve el pellejo necesito algo más.
Daha fazla kana ihtiyacınız varsa bende fazlasıyla var.
Necesitas más sangre, porque tengo un montón de sobra.
Hayır, daha fazlası da var.
Es más que eso... lucen como si estuvieran muriendo.
Kesinlikle bundan daha fazlası da var
Yo soy un policía, me casé, es inevitable. Lo es. ¿ Cómo te enteraste?
Hayır. Fazlası da var.
Más.
Eve dönmen için fazlasıyla benzin var.
Bueno, tienes suficiente gasolina para llegar a casa.
Ama raylara indirilmiş bir piyadeden fazlası olan bir adam var burada.
Y un hombre aquí arriba entonces, movió la palanca y produjo el desvío.
Yetenek ve beceri, ki sende fazlasıyla var.
Talento y habilidad, de los cuales usted tiene en abundancia.
Fazlası var.
Es más.
- Daha fazlasına erişim imkanınız var mı?
- No. - ¿ Tiene acceso a más?
Bundan daha fazlasına ihtiyacım var.
Necesito más que eso.
Bundan daha fazlasına ihtiyacımız var.
Bien.
Bir bardak viski ve bir de bira hakkınız var, daha fazlası yok.
Podéis tomar una pinta y una clara, nada más.
Sancorp seninle masaya oturma sözü veriyor. - Bundan fazlasına ihtiyacım var.
SanCorp puede discutirlo contigo.
- Daha fazlasına ihtiyacın mı var!
¡ No es como si necesitara más!

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]