Ona göre translate Spanish
3,509 parallel translation
Ona göre, diğerlerinin de öğrenmesi an meselesi.
En tanto él sabe, solo es cuestión de tiempo antes de que alguien más lo descubra.
- Bu tam ona göre bir gizem olurdu.
Así que, ese es el misterio que ella debería resolver.
Ona göre, silah sesini duymuş, pencereden dışarı bakmış, ölü polis sandığı kişinin yerde yattığını görmüş, ama kaçan kimseyi görmemiş, gerçi kadın acayip şarap kokuyor. Harika.
Oyó el disparo, y vio por la ventana... lo que pensó que era un policía en el suelo, pero nadie huyó del sitio, aunque parece que ha tomado mucho Chardonnay.
İkinci anayasa değişikliği denen bir şey var, ona göre tüm bu silahlara sahip olabilirim.
Y hay algo llamado segunda enmienda, que dice que puedo tenerlas.
Diane, Michael'a sinirlenirdi çünkü ona göre Michael çok yetenekliydi ve yaptığı şeyleri sadece o, Diane ve ailelerinden oluşan küçük izleyici grubuna yapıyordu.
Ella se frustró con él, porque sintió que era enormemente talentoso y estaba muy dispuesto a sólo hacer cosas para la pequeña audiencia de él, Diane y la familia.
Ona göre, Geoff dürüst, cömert ve iyi bir adamdı. Ama yine de bir şey sakladığına hükmetti.
Ella pensó que él era una persona agradable, abierta, y generosa, y aún ella sintió que él estaba escondiendo algo.
Bana yardım ederseniz raporumu ona göre hazıırlarım.
Si me ayudan, ayudará mucho en mi informe al tribunal.
Ama yine de ona göre tam geri alınmamış.
- Pero no recuperó la vista.
Davranışı hiç ona göre değil.
El comportamiento de mi hija está completamente fuera de lugar.
Ve o kederle biz birbirimiz için ne anlama geldiğimizi anlayabilecek ve ona göre davranacak durumda değildik.
Y... con el luto, nosotros... no éramos capaces o éramos incapaces de... de ser lo que necesitábamos ser el uno para el otro.
Ben öyle düşünüyorum ve ona göre davrandım.
Así yo lo vi y actué según eso.
Çok iyi bir eğitim aldım. Ve ona göre savaşırım.
Fui instruida en un colegio difícil... y lucho en consecuencia.
Belki de ev hayatı ona göre değildir.
y quizás no esté hecha para la vida doméstica.
Ona göre, sen hep genç efendiydin, tam olarak efendisi olmadın.
Para él, tú siempre fuiste el joven amo, nunca el jefe.
onun için eve dönüşün ne kadar zor olduğu konusunda beni gerçek anlamıyla uyarsaydı ben de beklentilerimi ona göre ayarlardım.
Si alguien realmente me hubiera advertido en simple español de cuán difícil sería para él volver a casa, que yo necesitaría ajustar mis expectativas...
Ona göre bir şey yok.
No hay nada para ella.
Geceyi bir otelde geçirmiş olabileceğini düşünürdüm ama bu şekilde irtibatı koparmak ona göre bir davranış değil.
Supongo que puede haber pasado la noche en un hotel, pero no es propio de ella no mantenerse en contacto.
Yani ona göre öğleden sonra 4'te.
Lo que para él son las cuatro de la tarde.
Diğer sefere yanında yatmam ona göre, dirsek attın durdun!
No voy a estar tan dispuesto a compartir la cama contigo la próxima vez.
Ben de ona göre muamele görmek istiyorum.
Y quiero ser tratado como tal.
Belki Bradley sonunda The Paradise'ın ona göre olmadığını anlamıştır.
Tal vez Bradley decidió que El Paraíso no era para él después de todo.
Tam ona göre bir davranış.
Qué amable de su parte.
- Ona göre hareket etmemiz...
- Se suponía que...
"Charity" tam ona göre bir isim.
"Charity" es perfecto para ella.
Bence "Noble" ismi tam ona göre.
Pensaba en "Noble" como el nombre ideal.
- Ona göre valiz tutmalıyım.
Necesito saberlo para decidir qué debería empacar.
Kendin ne yapmayı seviyorsan ona göre bir yere götür.
Llévala a hacer algo que te guste y ya.
- Hemşirelik zor iştir ona göre.
Sin embargo, recuerden que la enfermería es una tarea difícil.
Tom'la Hal beni nereye götürdüklerini söyleselerdi ona göre giyinirdim.
Tom y Hal podrían haberme dicho adónde me llevaban. Me habría vestido para la ocasión.
- Bak eğer ben silahımı çıkarırsam ateş ederim ona göre.
Mira, apuesto a que si saco mi pistola puedo dispararte allí. ¡ Tres!
Bir adam tanıyorum. Mutluluk konusunda bir tür amatör uzman. Ve ona göre Halo gibi oyunlar oynamak insanların mutluluk seviyelerini yükseltiyor.
Conozco a este chico, algo así como un experto profesional de felicidad, y según él, jugar a videojuegos como Halo realmente incrementa los niveles totales de felicidad de la gente.
Bölge başsavcısına, bölge başsavcısı asistanına ona karşı suçlamada bulunan emniyet dedektifine göre öyle değil ama.
No según el fiscal del distrito, el asistente del fiscal del distrito y el detective de la policía que presentaron sus cargos contra él.
Tahminime göre, Tommy'yle barbeküdeyken, çaktırmadan ona astım haplarından verdin.
Sabes, creo que mientras tú y Tommy estabais fuera con la barbacoa, le endilgaste algunas de tus pastillas para el asma.
Son duyduğuma göre, ona karşı bir dava oluşturamayan sensin.
Lo último que escuché es que eres el que no puede hacer un caso contra él.
Harvey'nin demesine göre hala ona sadık izleyicileri varmış.
Bueno, según Harvey, todavía tenía una audiencia muy fiel.
Ona göre değildi ama.
Para ella no.
- Ona göre evet.
No siento que pueda decir que no.
Dediğine göre, onu banyoda saklanırken bulmuşsun,... ona Peter ile yatması konusunda endişe etmemesini çünkü açık evlilik anlaşmanız olduğunu belirtmişsin. Ama dairende olmasın yeter demişsin.
Dijo que la encontraste en el baño de tu apartamento, escondida y le dijiste que no se preocupara por acostarse con Peter porque tienen una relación abierta sólo que no lo hiciera en tu apartamento.
Görünüşe göre, birisi ona sinir hasarı olabileceğini söylemiş.
Aparentemente, alguien le dijo que tenga el nervio dañado.
Kız kardeşim sonunda yerleştiğine göre ona yakın bir şehirde kalmak istiyorum.
Ahora que mi hermana, finalmente, está asentada, me gustaría quedarme en la ciudad, cerca de ella.
Pekala millet, Bob ile görüştük ve yeni CEO ben olduğuma göre ona ihtiyacımız olmayacak.
De acuerdo, gente. Tuve una conversación con Bob, y como yo voy a ser CEO ahora, no lo necesitaremos a él.
Ayrıca bize katıldığına göre... ona işlerin nasıl yürüdüğünü göstermek benim görevim.
necesito ver la capacidad de sus habilidades.
Görünüşe göre insanları takip edip yakalamak, ona bir oyun gibi geliyordu.
Aparentemente localizar gente era como un juego para él.
Artık senin hizmetçin olduğuna göre ona ne diyorsun?
¿ Cómo la llamas ahora que es tu doncella?
Görünüşe göre zemindeki küller de ona ait.
Y estoy viendo que parece algo que pertenece al fondo de un cenicero.
- Onu aramamamızı ve tableti kaybettiğimize göre Kevin artık ona ihtiyacımız olmadığını düşünmüş.
- Que no deberíamos estar mirando y desde que perdimos la tableta, Kevin piensa que ya no lo necesitamos.
Tanıkların söylediğine göre gümüş bir Escalade yanına yanamış, içeriden ona ateş edilmiş.
Los testigos dijeron que un Escalade plateado simplemente se detuvo y le dispararon.
Ortağının dediğine göre Huff'ın aile ile ilgisi yokmuş. Ona inanıyorum.
Su compañera dice no tenía nada que ver con la familia, y yo le creo.
Tableti kaybettiğimize göre Kevin ona ihtiyacımız kalmadığını düşünmüş.
Ya que perdimos la tableta, Kevin supone que no lo necesitamos.
Söyle ona başka bir çocuk kaçırılmış. Görünüşe göre aynı kadın tarafından.
Dile que se llevaron a otro niño, parece que fue la misma mujer.
Görünüşe göre, Peder McMurtry ona ulaşmayı başarmış.
Parece que el Padre McMurtry llegó a él después de todo.
gore 22
görev 62
göreceğiz 617
görevli 39
göreceğim 28
görevi 115
görev tamamlandı 49
göremedim 51
göreceksin 766
göremiyorum 394
görev 62
göreceğiz 617
görevli 39
göreceğim 28
görevi 115
görev tamamlandı 49
göremedim 51
göreceksin 766
göremiyorum 394
görevin 17
göreyim seni 19
görevim 43
göreviniz 18
görevimiz 59
göreyim 23
göremezsin 24
görebiliyorum 215
görelim 143
görev çağırıyor 20
göreyim seni 19
görevim 43
göreviniz 18
görevimiz 59
göreyim 23
göremezsin 24
görebiliyorum 215
görelim 143
görev çağırıyor 20