Onlarin translate Spanish
476 parallel translation
- Onlarin sahip olduklarina sahip olamayacagin için.
Debido a que no puedes tener lo que tienen.
Onlarin sahip olduklarina sahip olamayacagin için.
Debido a que no puedes tener lo que tienen.
"ONLARIN TANRI'SINDAN SENİN ÖCÜNÜ ALACAĞIM!"
"¡ ASÍ SERÁS VENGADO CON LA MUERTE DE SU DIOS!"
" VE ATLILARIYLA ONLARIN PEŞİNE DÜŞTÜLER...
" CON TODOS SUS CARROS, CABALLOS Y JINETES,
" HARUN ONLARIN ALTINLARINI ALIP ATEŞTE ERİTTİ...
" Y AARÓN TOMÓ EL ORO DEL PUEBLO Y LO FUNDIÓ...
Heinrich V. Rahner, Olaf Tystendal et Bernard O'Connor, uzayda kaybolan yiğit öncüler. Büyük bir amaç için yaşadılar ve onun uğruna öldüler. ONLARIN ŞEREFLİ ANISINA
Karl Petersen Heinrich von Rahner, Olaf Tystendel Bernard O'Connor Intrépidos pioneros de la aeronáutica que no regresaron de su viaje al Universo.
Beni onlarin sorularindan koruyamaz misiniz?
¿ Puede protegerme para no tener que responder a sus preguntas?
Ve kus... onlarin eline geçti, ama bana ulastirmadilar. Ama onu alacagim.
Bueno, señor, la consiguieron y yo no la tengo, pero voy a tenerla.
Madem ki belgeler sizde emin ellerde, en iyisi onlarin sizde kalmasi.
Ya que parece tener un lugar más seguro que yo, mejor quédesela.
O halde onlarin önüne geçelim.
Entonces nos adelantaremos.
Acayip yollari vardir onlarin.
Tienen maneras maravillosas.
Bu bir iº ve onlarin görevi.
Es su trabajo y su deber.
Onlarin güçlerini birleºtirmesine izin veremem.
No pienso permitirles que junten sus fuerzas.
ªu Cooper onlarin moralini bozdu dün gece.
Cooper los irritó anoche.
Ogullarimi esit sekilde sevmeliyim ve onlarin sevdiklerini de.
Debo amar a ambos por igual y a quien quiera que ellos amen.
Onlarin da zamanini caldim.
Tambien perdieron tiempo.
ONLARIN LİDERİYDİ,
NO ES MÁS QUE SU AMIGO DE LA INFANCIA, NICOLAS.
Iste onlarin izleri...
Aquí están las huellas de la vaca.
Onlarin bana sans getirdigine inanirim.
Me gusta pensar que me dieron suerte.
Kalanlar bize gelir ve onlarin arasinda da kesif uçaklari yok.
Nos dan io que sobra, nada de aviones de reconocimiento.
Bu, onlarin adayi savunmak için gösterdikleri büyük çabayi da açikliyor.
Se esforzaran ai maximo por defender ia isla.
- Bir kruvazörün isi bitik, denizde! - Iste bu onlarin isini görür!
- ¡ un acorazado inutiiizado ¡ - ¡ los estamos reduciendo en numero ¡
Neyse, babam devam etti, omuzlarini silkti, kimse açliktan olmemisti ve eğer isçiler burjuvaziden nefret ediyorlarsa, bu onlarin kiskanç olduklarini gosterirdi.
Por lo demás, decía papá encogiéndose de hombros... nadie se muere de hambre. No, si los obreros odiaban a la burguesía es porque la envidiaban.
Soylentilere gore onlarin istekleri karsilanacak.
Se dice que las reivindicaciones han sido aceptadas.
İsçi sinifi içindeki bazi gruplar - isçi hareketinin burokratlari ve aristokratlari uçuncu Dunya'nin somurulmesinin meyvelerinden faydalananlar ve kendi ulkelerini dunya pazarlarinda avantajli konuma getirenler - isçi sinifi hareketi içindeki bazi gruplar, ve onlarin Komunist Partinin merkezine yerlemis kuçuk burjuva ortaklari,
Algunos sectores de la clase obrera... la burocracia del movimiento obrero y la aristocracia obrera... se benefician de una porción de los ingresos provenientes... de la explotación del Tercer Mundo... y de la situación privilegiada de su país en el mercado mundial.
Onlarin duzeltilmesi Marksist eğitime karsi olan hareketlerde yatiyor.
Su rectificación debe ser un movimiento general para la educación marxista.
Senin sineman, imajlarin, seslerin, burjuva televizyonlar ve onlarin revizyonist ortaklari için.
Tu cine, tus imágenes, tus sonidos... son como los de las televisiones burguesas y sus aliados revisionistas.
Marx, Engels ve Lenin tarafindan ortaya konulanlari incelemek tek basina yeterli değildir, onlarin yasam ve devrim hakkindaki kapsamli çalismalari da incelenmelidir. Ayrica yontemleri ve argumanlarini da incelemek gerekir çalisma tarzlari ve problemleri çozme teknikleri.
No sólo hay que comprender las leyes generales... establecidas por Marx, Engels y Lenin... que se basan en sus amplios estudios de la vida real... y de la experiencia revolucionaria... también es necesario estudiar la posición y el método que adoptan... para examinar y resolver los problemas.
İsyan etmek için cesur olmak - burada ve simdi, hepimiz için iki cephede mucadele etmek demek, burjuvaziye onlarin revizyonist isbirlikçilerine karsi.
Atreverse a rebelarse. Para nosotros, aquí y ahora, es luchar en dos frentes.
Bu nedenle gösteri, bölünmüs olanlari bir araya getirir fakat bunu yalnizca onlarin bölünmüslükleri içinde yapar.
El espectáculo reúne lo separado, pero lo reúne de forma separada.
Çoğalan ve kalabaliklaşan vahşileri yok etmeniz için sizi onlarin içinden alip yetiştirdik.
Los ha segregado de la brutalidad para matar a los salvajes, que se multiplican y se cuentan por legiones.
Zardoz'la bütünleştiğimde onlarin kaçişini görmek, onlarin ölüm ani hoşuma gidiyor.
Disfruto viéndolos correr. Me deleito en el momento de su muerte, cuando Zardoz y yo somos uno.
Ben bütün bu insanlarin ve onlarin bilgilerinin toplamiyim.
Soy la suma de toda esta gente y todos sus conocimientos.
Onlarin tanesini 350 den alirim.
los compre de nuevo por 350 cada uno.
Biz ONLARIN üzerinde deney yapıyorduk!
¡ Éramos nosotros! ¡ Nosotros experimentábamos con ellos!
Onlarin fikriydi, benim degil.
Fue idea de ellos, no mía.
Japonlarin sirri - Lévi-Strauss'un seylerin çarpiciligi dedigi seylerle bir olma, onlarin içine girme, bir anligina onlar olma yetilerini çagiriyor, diye yaziyordu.
Él me escribió que el secreto japonés, lo que Lévi-Strauss había llamado la intensidad de las cosas suponía la facultad de comunión con las cosas, de entrar en ellas, de ser ellas por un momento.
Buna karsin onlarin da bizim gibi olmasi gayet normaldi : dayaniksiz ve ölümsüz.
Lo normal era que al llegar su fin fuesen como nosotros : efímeros e inmortales.
Gezegeninin geçmisinde mutsuzlugun bulunmasi... onun için, onlarin simdiki zamaninda fakirligin bulunmasi kadar katlanilmaz.
La idea de que la infelicidad había existido en el pasado de su planeta es tan insoportable para él, como la existencia de pobreza en su presente.
Onlarin da kisiliklerinden baska sorunlari yok.
No tienen nada malo. Sólo la personalidad.
- Onlarin bebegi olacak.
- El bebé será suyo.
Acaba kuºku yaratmadan onlarïn bilim adamlarïnï...
¿ Sería posible cambiar algunos detalles...
Bu, onlarïn simdiki kafir Allah'larïndan daha iyi.
Eso es mejor que ese pagano de Alá que tienen ahora.
Onlarïn dilini konustugumu söyleyebilirsiniz.
Yo hablo su idioma, por así decirlo.
Onlarïn dili mi?
¿ Su idioma?
Tüm gün onlarïn kokularï arasïndasïn.
Está con ellos todo el día.
Beyaz adam çalïsïrken onlarïn eglenmesi.
Se divierten mientras un blanco tiene que trabajar.
Aksamlarï yatakta dönüp duruyordum onlarïn özgürlügü için.
Anoche pensaba en su libertad.
O canlïyken, onlarïn da ümitleri yok.
No hay esperanza para ellos mientras él viva.
Dogum hakkïnda bilmedikleri sey yok onlarïn.
No hay nada que no sepan de nacimientos.
Bunu onlarïn yanïna bïrakamayïz.
Esto no quedará impune.
onların 83
onları 229
onlar 1179
onlar kim 116
onlara 345
onları seviyorum 37
onlar iyi 36
onlara sor 23
onlardan biri 72
onlar benim 87
onları 229
onlar 1179
onlar kim 116
onlara 345
onları seviyorum 37
onlar iyi 36
onlara sor 23
onlardan biri 72
onlar benim 87
onlar da ne 21
onlar da 64
onlara bak 32
onlar ne 56
onları tanımıyorum 26
onları istemiyorum 21
onlar nerede 35
onlara dokunma 16
onları buraya getir 21
onlara iyi bak 17
onlar da 64
onlara bak 32
onlar ne 56
onları tanımıyorum 26
onları istemiyorum 21
onlar nerede 35
onlara dokunma 16
onları buraya getir 21
onlara iyi bak 17