Onları bulacağım translate Spanish
353 parallel translation
Şehri alt üst etmem gerekse de onları bulacağım.
¡ Cueste lo que cueste, los tendré!
Onları bulacağım, yapacağım son şey de olsa.
Les encontraré, aunque sea lo último que haga.
- Onları bulacağımızı tahmin etmemiştin, değil mi?
- Pensó que no las encontraríamos, ¿ eh?
Onları bulacağım. Odanın altını üstüne getirmem gerekse bile bulacağım, söz.
La encontraré, aunque tenga que echar abajo esta habitación.
Dinleyin onları bulacağım. Yarına kadar zaman verin.
Denme tiempo hasta mañana.
Eğer öyleyse, onları bulacağım.
Y si están, los encontraré.
Buradaysalar onları bulacağım.
Si están aquí arriba, Los encontraré.
- Tüm kahrolası hayatımı alsa da onları bulacağım. - Evet.
- Los encontraré aunque tarde toda mi maldita vida.
Gidip onları bulacağım ve biraz eğleneceğim.
Voy a buscarles y a divertirme un poco, para variar.
Birgün onları bulacağım ve normal bir annem ve babam olacak.
Un día los encontraré y tendré unos papás de verdad...
Kaç çocuğa sattığını bilmiyorum Stegman ama onları bulacağım. Mahkemede karşına çıkıp seni ispiyonlayacak cesareti gösterecek bir çocuk buldum mu işini bitirdim demektir.
Ya se quien vendio tus drogas... solo necesito un estudiante que te difame... y te encierren y te tendre!
Onları bulacağım!
¡ Los encontrare!
Gidip onları bulacağım.
Todos ellos Podria intentarlo...
Onları bulacağım.
Y pienso encontrarlos.
Onları bulacağım ben.
Encontrare los.
Onları bulacağım.
Voy a econtrarlo!
Gidip onları bulacağım.
Ha pasado algo, iré a buscarles.
Onları bulacağım.
Los encontraré.
Onları bulacağım ve o herifi öldüreceğim.
¡ Los encontraré y lo mataré!
Onları bulacağım hayatım. Ne yapsak?
¿ Qué hacemos?
Oldukça da iyi. - Onları bulacağım.
Esta también es una buena vida.
- Eğer oralarda bir yerde yerli varsa onları bulacağım.
Si hay indios, los encontraré.
Onları bulacağım.
- Las encontraré.
Onları satmanın bir yolunu bulacağım.
Tendré las cosas listas para hacer las sustituciones.
Onlar cinayetine kavuşacak, ben de yapanı bulacağım.
Yo encontraré al asesino que buscan.
Hayatım boyunca sürse de onları mutlaka bulacağım.
Los encontraré aun cuando me lleve toda una vida.
Onları tekrar nerede bulacağımızı bilmiyorduk.
Sin saber que continuábamos tras ellos
Onları nerede bulacağımı bilmiyorsun her halde?
¿ Sabe dónde puedo encontrarlos?
Onları bulacağız ve hayatımızın geri kalanını mutlu bir şekilde geçireceğiz.
Los encontraremos y seremos felices el resto de nuestras vidas.
Sizi nerede bulacağımı onlar söyledi.
Me han dicho... dónde lo encontraría.
Amacımı başarmak için rehber olmalıyım, ya da daha çok seni izlemeliyim,... ancak onların sonunda aradığımı bulacağım kaçınılmaz sınamalar boyunca.
Y para alcanzar mi objetivo, yo debo guiarle, o más bien seguirle, a través de pruebas inevitables, y únicamente a su fin, obtendré lo que quiero.
Onları ya da kemiklerini bulacağım ama onları kaybetmeyeceğim.
Los encontraré a ellos o a sus huesos, pero no los perderé.
- Onları bir yerde bulacağım.
- Los encontraré donde sea.
Onları nasıl bulacağımızı biliyorsun.
Sabe cómo encontrarlas.
Hesaplamaları yeniden yapmaktan ve onları zamanında bulacağımızı... ummaktan başka yapacak bir şey yok.
No podemos hacer nada, excepto seguir recalculando. Y espero que terminemos a tiempo.
Bütün bu insanların önünde yemin ediyorum ki, o katilleri bulacağım, ve onları öldüreceğim.
Te prometo, delante de toda esta gente, que encontraré a los asesinos, y los mataré.
Bariz şekilde onların defterlerini inceleyeceğimizi... ve gerçek üretim rakamlarını bulacağımızı düşünüyorlar...
Claro, si controláramos sus cuentas podríamos descubrir ciertos costes no, escriba al controlar, etc.
- Peki onları nasıl bulacağım?
Y si quisiera encontrarlos, ¿ dónde debería buscarlos?
Sonunda onları bulduğumda seni de bulacağımı sanmazdım!
¡ No esperaba encontrarte aquí!
Söylemen yeter, Prime. Onları koklayarak bulacağım.
Un dia yo daré las ordenes, Rumble.
onları nerede bulacağımızı biliyor musun?
¿ Dónde la puedo encontrar?
Onları bulabilirsem, ki bulacağım, o zaman yakalarına yapışacağım.
Si los encuentro, cosa que haré, los tendré cogidos de las pelotas.
Bayan Quinn bu işe bulaşmış olan diğerkişileri de bulmuş. Onları kendi vicdanlarıyla baş başa bırakıyorum. Ben huzuru başka biryerde bulacağım.
La Srta. Quinn se ha puesto en contacto con los demás que también participaron.
Ve onları nerde bulacağımı biliyordum.
Y yo sabía exactamente dónde encontrarlas.
BAŞKAN : Onlar dışarılarda bir yerdeler. Ancak onları nasıl bulacağımı bilseydim, mahvederdim onları.
Sé que ellos están allí, pero... pero la verdad, no tengo ni idea de cómo encontrarlos.
- Bunu biliyorum, bilmek istediğim onları nasıl bulacağım.
- Eso ya lo sé. Quería saber... cómo se encuentran.
Onları ayırmanın bir yolunu bulacağım, efendim.
Pensé que aún estaba en la prisión de Tarahong.
Pekala, bakın, onları etkisiz hale getirmek için bir yol bulacağım.
De acuerdo, de acuerdo, veré si puedo descubrir una forma de incapacitarlos.
Onları nerede bulacağımızı biliyoruz.
Sabemos ónde encontrarlos.
Önce onları zombiye çevireceğim sonra da toprağı kazdırıp Ekto Morfikon'umu bulacağım.
No lo sabíamos. - Primero los convertiré en zombis. Y luego les ordenaré que desentierren mis Ecto-Morficon.
Nerden bulacağım onları?
¿ Dónde los encontraré?
bulacağım 72
onları 229
onların 83
onlar 1179
onlar kim 116
onlara 345
onları seviyorum 37
onlar iyi 36
onlara sor 23
onlar benim 87
onları 229
onların 83
onlar 1179
onlar kim 116
onlara 345
onları seviyorum 37
onlar iyi 36
onlara sor 23
onlar benim 87
onlardan biri 72
onlar da ne 21
onlar da 64
onlara bak 32
onlar ne 56
onları tanımıyorum 26
onları istemiyorum 21
onlar nerede 35
onlara dokunma 16
onları buraya getir 21
onlar da ne 21
onlar da 64
onlara bak 32
onlar ne 56
onları tanımıyorum 26
onları istemiyorum 21
onlar nerede 35
onlara dokunma 16
onları buraya getir 21