Oraya gidemezsin translate Spanish
250 parallel translation
Ama sen oraya gidemezsin.
Pero tú no puedes ir.
Hayır Tom! Oraya gidemezsin!
¡ No, Tom, no puedes salir ahí!
Oraya gidemezsin, gerekirse seni engellerim!
¡ Tú no subes allá arriba aunque tenga que sentarme encima de ti!
- Oraya gidemezsin bayan.
- No puede subir ahí, señorita.
- Oraya gidemezsin.
- No puedes subir ahí arriba.
Bizim için tehdit oluşturmadığını onlara söylemem lazım. - Oraya gidemezsin.
Debo ir a decirles que usted no es una amenaza para nosotros.
Oraya gidemezsin.
No puedes salir, ¡ morirás!
Oraya gidemezsin.
No puedes ir allí.
Oraya gidemezsin demedi.
No dijo que no pudiera ir allí.
Pekâlâ, dinle, oraya gidemezsin.
No puedes ir así.
Oraya gidemezsin.
No puedes ir.
Oraya gidemezsin. Gitmemelisin.
¡ De ningún modo debe ir allí!
Oraya gidemezsin.
No puedes ir allá.
Oraya gidemezsin.
Hazme caso.
Oraya gidemezsin.
No puedes entrar ahí.
Cy, oraya gidemezsin.
Cy, no puedes ir por ahí.
Oraya gidemezsin.
- No puede ir allí.
Oraya gidemezsin.
No puedes ir por ahí.
Oraya gidemezsin. Açıklıkta. Görünürsün.
está al descubierto.
Oraya gidemezsin!
No puedes ir hasta allí.
Oraya gidemezsin.
No puedes ir ahí.
- Oraya gidemezsin.
- No puedes volver allí.
- Oraya gidemezsin.
- No puedes ir.
Oraya gidemezsin!
¡ No puedes ir por este camino!
Oraya gidemezsin!
¡ No pueden subir!
Bunu mu yapacaktın. - Oraya gidemezsin.
- No puedes entrar ahí.
Oraya gidemezsin dedi.
Dijo que ahí no puedo ir.
Elinde yarım şişe şarapla oraya gidemezsin.
No puedes ir ahí con media botella de vino. No puedo ir allí solo, Shorty.
Rudy, oraya gidemezsin.
Rudy, no puedes ir para allá.
- Oraya gidemezsin.
Hey, no puedes ir ahí.
Evlat, oraya gidemezsin.
¡ No puedes entrar ahí!
- Ray, oraya gidemezsin!
- ¡ Ray, no puedes entrar ahí!
- Oraya gidemezsin!
- No vas a salir.
Oraya gidemezsin!
- ¡ No vas a salir!
Oraya gidemezsin Yanıyor
¿ Fuego?
- Oraya gidemezsin, Carrie.
Carrie, no puedes ir allí.
Oraya tekrar gidemezsin.
No puedes volver allí.
Yarın önemli bir davaya bu şekilde gidemezsin. Hadi, oraya otur.
Dos grandes tragos de esto, y mañana habrá un caso menos de neumonía.
Hayır gidemezsin oraya.
No te irás de aquí.
Oraya tek başına gidemezsin.
Espera, no vayas solo.
Oraya rahat rahat gidemezsin artık.
Ya no puedes estar cómodamente allí.
Oraya kadar gidemezsin!
No puede... No logrará escapar.
Oraya gidemezsin.
No puedes bajar.
Hadi ama George, oraya gidemezsin.
- No entres.
ama eğer kraliçe olacaksan, oraya sadece 500 $'lık elbiseyle gidemezsin.
Pero si vas a ser la reina, No puedes ir solo con un vestido de $ 500.
- Nick, oraya gidemezsin.
- ¿ Por qué no?
Artık gölete gidemezsin demiyorum oraya Court ile birlikte gidemezsin de demiyorum. Ara sıra onu buralara getir ki onu daha yakından tanıyabileyim. Olur efendim.
No te digo que ya no puedas volver al estanque o ir con Court, pero tráele de vez en cuando para que le pueda mirar a los ojos.
Oraya tek başına gidemezsin. Kasap...
No puede ir allí sola, El Carnicero.
- Oraya böyle gidemezsin.
No puedes ir así. Tienes que cambiarte.
Oraya arabayla gidemezsin.
Allí no se puede llegar en coche.
- Oraya yanına yardımcı olmadan gidemezsin!
- ¡ No irás a ninguna parte sin compañero!
gidemezsin 213
gidemezsiniz 39
oraya 298
oraya git 101
oraya gidiyorum 49
oraya geliyorum 69
oraya gitmek istemiyorum 20
oraya gidelim 54
oraya koy 38
oraya bak 56
gidemezsiniz 39
oraya 298
oraya git 101
oraya gidiyorum 49
oraya geliyorum 69
oraya gitmek istemiyorum 20
oraya gidelim 54
oraya koy 38
oraya bak 56
oraya gidin 38
oraya gitmeliyiz 19
oraya geç 17
oraya giremezsin 27
oraya gidemem 20
oraya gitme 62
oraya hiç gitmedim 28
oraya gittim 26
oraya gitmeyin 17
oraya otur 27
oraya gitmeliyiz 19
oraya geç 17
oraya giremezsin 27
oraya gidemem 20
oraya gitme 62
oraya hiç gitmedim 28
oraya gittim 26
oraya gitmeyin 17
oraya otur 27