Sadece bir yudum translate Spanish
130 parallel translation
Pekala sadece bir yudum.
Pues tal vez solo un sorbito.
- Sadece bir yudum.
- Sólo un sorbo.
- Sadece bir yudum iç.
- Sólo tienes que beber un poco.
- Sadece bir yudum aldım. - Merhaba, Fred. Homer.
Prueba un sorbo y verás que ni un barril de esto te dará dolor de cabeza.
Yol için sadece bir yudum.
Sólo un sorbo para indicar el camino del resto.
Sadece bir yudum almalısın.
Debes beberlo a sorbos.
Hadi, sadece bir yudum.
Vamos, sólo una pequeña muestra.
Sadece bir yudum.
Sólo un sorbo.
Sadece bir yudum. Tadına bak.
Un sorbo, para ver cómo sabe.
Sadece bir yudum.
Tómese un traguito. Eso...
- Oh, hayır, hayır. Sadece bir yudum çavdar viskisi.
- No, no, solo quiero un whisky.
- Sadece bir yudum.
- Uno muy pequeño.
Sadece bir yudum.
Un trago.
- Sadece bir yudum.
- ¿ Un vasito?
Bana sadece bir yudum İrlanda viskisi getirebilirsin.
Ahora podrías darme a probar un poco de ese whiskey irlandés.
Sadece bir yudum koy.
Ponme sólo una gota.
Dur. Sadece bir yudum.
¡ No lo bebas tan rápido!
Lewis sadece bir yudum demişti.
Lewis dijo que sólo un sorbo.
Öylesine mütevazi yaratıklar ki, sadece bir yudum suya ihtiyaçları var, belki bir iki küçük meyveye, bir de. Yaşayabilmek ve göklerde süzülerek yükselmek için.
Son unas criaturas muy humildes y modestas, que sólo necesitan un sorbo de agua y unas pocas bayas para vivir y remontarse a los cielos.
Sadece bir yudum. Bir yudum... şarap.
Sólo un trago.
Sadece bir yudum. Bence buna ihtiyacın olacak.
Solo como ayuda... creo que vas a necesitarlo.
Sadece bir yudum tamammı? - Tamam
Solo uno, ¿ cierto?
Sadece bir yudum aldım.
Sólo le di un sorbo.
Sadece bir yudum, tek bir yudum.
Solo un sorbo, un sorbo nada más.
- Sadece bir yudum su istiyorum!
- Yo solo quiero un poco de agua
Sadece bir yudum!
¡ Pero sólo un trago!
- Sadece bir yudum aldım.
- Sólo bebí un sorbo.
Sadece bir yudum.
Sólo un sorbo entonces.
- Sadece... Sadece bir yudum al.
- Sólo un trago.
- Sadece bir yudum.
- Un trago.
Sadece bir yudum aldım ve bana iyi geldi.
Sólo bebí un trago y no se me pasa el efecto.
Sadece bir yudum al.
Es sólo una gota.
- Sadece bir yudum.
- Solo un sorbito.
Adam başı sadece bir yudum.
Sólo un sorbo por persona.
Eğer istersen, bütün külot koleksiyonumu sadece bir yudum suyla içebilirsin.
Tú podrías tragarte todas mis pantaletas... con un sólo sorbo de agua.
Sadece bir yudum içtim.
Sólo me tomé un sorbito.
Sadece bir yudum bile mi?
- Sólo un sorbito de este néctar.
Peki. Sadece seninkinden bir yudum.
Tal vez un sorbito del tuyo.
Sadece... - AI, şundan bir yudum iç.
- Nos iremos.
Sadece küçük bir yudum daha alabilirim,.. ... belki kendime gelirim!
Bueno, un poquito más para terminar.
Sadece bir iki yudum al.
Simplemente toma un sorbo o dos.
- Sadece bir yudum.
- Sólo un poco.
Sadece küçük bir yudum.
Pero sólo un sorbito...
Bak sadece küçük bir yudum, hepsi bu.
Mire... Sólo un traguito, es todo.
- Sadece küçük bir yudum al.
- Bebe un poco.
Bana bir içki ver, sadece bir yudum.
Bonito de verdad.
Sadece bir yudum.
- Sólo una gota.
Sadece, ufacık bir yudum.
Solo una... pequeña probada.
Sadece bir kaç yudum alacağım.
Sólo quiero un par de bocados.
Bir yudum sadece.
- Sólo un trago.
Sadece bir yudum.
Un sorbo.
sadece bir adam 18
sadece bir gece 27
sadece biraz 87
sadece bir kere 62
sadece bir 91
sadece bir tane 124
sadece bir tane mi 18
sadece bir kez 77
sadece bir fikir 24
sadece bir dakika 169
sadece bir gece 27
sadece biraz 87
sadece bir kere 62
sadece bir 91
sadece bir tane 124
sadece bir tane mi 18
sadece bir kez 77
sadece bir fikir 24
sadece bir dakika 169