Bana yardım edebilirsin translate French
441 parallel translation
Bana yardım edebilirsin.
Vous pourriez m'aider
Bana yardım edebilirsin. Üzgünüm. Yapamam.
Je ne peux pas, plus maintenant.
- John. Belki bana yardım edebilirsin.
Vous pouvez peut-être m'aider.
Ev işlerinde bana yardım edebilirsin.
Tu n'auras qu'à m'aider à faire mes devoirs.
Belki bana yardım edebilirsin.
Tu peux peut-être m'aider.
Bana yardım edebilirsin.
Tu peux m'aider.
Bana yardım edebilirsin, Ellsworth.
Vous pouvez m'aider.
Ne zaman buraya dönüp bana yardım edebilirsin?
Quand reviendrez-vous à l'état-major?
Sonra istasyonda öğle yekelerini satmam için bana yardım edebilirsin.
Tu pourras donc m'aider à vendre des repas à la gare.
Bana yardım edebilirsin.
Vous pouvez m'aider.
Belki bana yardım edebilirsin diye uğradım.
M'aider, si possible.
Bana yardım edebilirsin.
Tu es fort, tu peux donc m'aider.
Düşündüm de, belki de sen... Bana yardım edebilirsin.
Et j'ai pensé que peut-être, toi, tu pourrais m'aider.
Seni gerçekten tanımak istiyorum. Böylece bana yardım edebilirsin.
C'est vrai que je voulais te connaître pour que tu m'aides.
- Benimle kal çocuğum, bana yardım edebilirsin.
DOCTEUR : Tu restes avec moi, mon enfant.
Anla işte, buralarda bekleyip bana yardım edebilirsin.
Tu pourrais rester me donner un coup de main.
Bana yardım edebilirsin.
Tu pourrais m'aider.
Kıçını şu un çuvalına dayayarak bana yardım edebilirsin!
Bon, si tu m'aidais en posant ton petit cul sur ce sac de farine?
Mamuwalde, belki sen bana yardım edebilirsin.
Mamuwalde, vous pourriez peut-être m'aider.
Sen.Sen bana yardım edebilirsin.
Toi. Tu peux m'aider.
Halkımıza daha iyi bir yaşam sunmak için bana yardım edebilirsin, bebeğim.
Tu peux m'aider à offrir une meilleure vie à notre peuple.
Dinle, rahatsız ettiğim için özür dilerim, oğlum. Belki bana yardım edebilirsin, diye düşündüm.
Désolé de vous déranger mais vous devez pouvoir m'aider.
Belki bana yardım edebilirsin.
Vous allez peut-être pouvoir m'éclairer.
Lütfen, kardeş Maria sadece sen bana yardım edebilirsin.
S'il te plaît, sœur Maria... Toi seule peux m'aider.
Şifre odası mı? Oh, belki bana yardım edebilirsin.
Vous pouvez peut-être m'aider.
Belki bana yardım edebilirsin, dinle.
Peut-être peux-tu m'aider. Ecoute...
Dinle, bana yardım edebilirsin.
- Esther. - Tais-toi!
Bana yardım edebilirsin. Az önce bir telgraf aldık.
Il y a un télégramme de l'oncle.
Belki bu sefer bana yardım edebilirsin, olmaz mı? Lütfen.
Tu pourrais peut-être m'aider, cette fois.
Belki sen bana yardım edebilirsin.
Tu peux peut-être m'aider.
Belki bana yardım edebilirsin. Başka bankayla çalışmak istiyorum.
Coach, tu pourras peut-être m'aider.
Belki bana yardım edebilirsin.
Saurais-tu quelle est la fleur la plus commune :
Bunu halledince bana yardım edebilirsin.
Quand tu auras fini, tu m'aideras.
Bana yardım edebilirsin tabii güvenlik konusunda.
Vous pouvez nous aider dans la sécurité du bureau.
Hadi gel. Bana yardım edebilirsin.
Tu peux m'aider.
Bana kesinlikle hassas - ve muhtemelen de çok büyük önemi olan bir meselede yardım edebilirsin.
Elle pourrait être très grave. Bien sûr, à votre service. J'ai reçu ce mot, hier soir.
Bak, bana yardım edebilirsin.
Aide-moi.
Bana daha sonra yardım edebilirsin.
- Ma chérie, vous m'aiderez après.
- Bana yardım edebilirsin Nelly.
Comment?
Bize çok yardım edebilirsin. Bana ve çocuklara.
Tu peux nous aider, moi et les garçons.
Bana yalnız sen yardım edebilirsin.
Il y a que toi qui peux m'aider.
Bana yalnızca sen yardım edebilirsin.
Ne me laisse pas tomber.
Bana da yardım edebilirsin, Anna.
Vous pourriez m'aider énormément, Anna.
Peder, sana geldim, bana bir tek sen yardım edebilirsin.
Mon père, je suis venue... parce que... y a que vous qui puissiez m'aider!
Ruhunu kurtarmana yardım etmek istiyorum böylece cehennemin güzelliklerinde bana eşlik edebilirsin.
Je veux t'aider à sauver ton âme pour que tu puisses être avec moi dans la gloire de l'Enfer.
Bana yardım edebilirsin.
Aide-moi.
Bana, sen yardım edebilirsin.
Vous pouvez m'aider.
Eğer sıkıntımızı çözmeye yardım edersen, buraya park edebilirsin. Bana kalsa tüm kaldırımı da sana verirdim.
Si vous pouvez m'aider, vous pouvez avoir la place, vous pouvez même avoir tout le trottoir,
Orada öyle dikilip bana nasihat ederek bana nasıl yardım edebilirsin?
Pourquoi je prierais?
- Bana gerçekten yardım edebilirsin.
- Comment ça?
Bana nasıl yardım edebilirsin ki?
Comment tu ferais?
bana yardım et 686
bana yardım eder misin 113
bana yardım eder misiniz 34
bana yardım edebilir misin 55
bana yardım edin 233
bana yardım edebilir misiniz 24
bana yardım etmelisin 207
bana yardım etmeni istiyorum 22
bana yardım edersen 16
bana yardım etti 16
bana yardım eder misin 113
bana yardım eder misiniz 34
bana yardım edebilir misin 55
bana yardım edin 233
bana yardım edebilir misiniz 24
bana yardım etmelisin 207
bana yardım etmeni istiyorum 22
bana yardım edersen 16
bana yardım etti 16
bana yardım edecek misin 70
bana yardım edecek misiniz 19
bana yardım etmek zorundasın 21
bana yardım edeceksin 28
bana yardım etmelisiniz 55
yardım edebilirsin 17
edebilirsin 21
bana bunu yapma 64
bana uyar 325
bana ne 176
bana yardım edecek misiniz 19
bana yardım etmek zorundasın 21
bana yardım edeceksin 28
bana yardım etmelisiniz 55
yardım edebilirsin 17
edebilirsin 21
bana bunu yapma 64
bana uyar 325
bana ne 176
bana yalan söyleme 146
bana göre 203
bana öyle bakma 161
bana bak 1395
bana gel 139
bana yalan söyledin 158
bana bir sigara ver 29
bana güven 272
bana biraz para ver 28
bana sorma 88
bana göre 203
bana öyle bakma 161
bana bak 1395
bana gel 139
bana yalan söyledin 158
bana bir sigara ver 29
bana güven 272
bana biraz para ver 28
bana sorma 88