English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → French / [ B ] / Bir kadın olarak

Bir kadın olarak translate French

1,142 parallel translation
Ama yanlız kadınlar tükendi, yani kendi beynini yıktı ve dul bir kadın olarak çıkageldi... benden 15 yaş daha büyük, çürük dişleriyle ağır basıyor.
Mais Iris ne trouve plus de femmes célibataires à me présenter... alors elle se creuse la tête et trouve une veuve... de 15 ans mon aînée, grosse, avec des dents gâtées.
Bir kadın olarak sahip olduğum her türlü açlığı gideriyorsun.
Et tu satisfais tous mes désirs de femme.
Hiç bana bir kadın olarak baktınız mı?
Est-ce qu'il vous arrive de penser à moi... en tant que femme?
Biliyor musun, Peggy bir kadın olarak başka bir kadına bunu asla söyleyeceğimi düşünmezdim fakat, sen tamamen haksızsın.
Tu sais, Peggy... en tant que femme... j'aurais jamais cru dire ça à une autre femme, mais tu as tort.
Bir kadın olarak zevk vermek ona.
De la traiter en femme.
Bir kadın olarak, ilk neye bakarsın?
En tant que femme, quelle est la première chose que vous regardez?
Bir kadın olarak aldığın zevk.
Ton plaisir de femme.
Bu sabah yeni bir kadın olarak uyandığını söyledin.
Quand vous vous êtes éveillée, vous n'étiez plus la même?
Axl Rose zenci bir kadın olarak reankarne olsaydı Jody Watley'mi yoksa Aretha'mı olurdu?
Axl Rose réincarné en femme serait Jody Watley ou Aretha?
Bir kadın olarak.
En tant que femme.
Önümüzdeki bir kaç haftada, bir kadın olarak gücümüzü nasıl geri alabileceğimizi öğreneceğiz.
Au cours des prochaines semaines... nous apprendrons à revendiquer notre pouvoir de femmes!
Yaşlı bir kadın olarak.
De vieillesse.
Dr Beverly... sıradışı bir kişi,... hem bilim adamı... hem de bir kadın olarak.
Le Dr Beverly est..... une personne extraordinaire,..... aussi bien comme scientifique... .. qu'en tant que femme.
Fakat umarım sen beni bir kadın olarak özlemezsin.
Mais moi, je net e manquerai pas longtemps, comme femme Pas longtemps, j'espere
Bir kadın olarak, motosiklet kullan hemde güzel kullan.Tanrım!
T'es une femme, tu conduis une moto, et bien en plus.
Beni bir kadın olarak mı seviyorsun yoksa sahip olduğun bir şey olarak mı?
Comme une femme ou comme une possession?
Bir kadın olarak çok irisiniz.
Dites donc, vous êtes grande.
Bu gece Anti-Sex birliğinin Zafer Meydanı'ndaki toplantısında 10.000 in üzerinde Partili kadın, sivil evliliklerin % 50 azalmasını kutlayıp bekaretin korunması üzerine yemin edecekler ve yapay döllenme için kendilerini bir kap olarak taahüt edeceklerdir.
Un triomphe de la volonté sur l'orgasme. Au rassemblement de la ligue Anti-Sexe ce soir sur la place Victory... tenu pour célébrer la diminution de 50 % des mariages civils... plus de 10.000 femmes du Parti ont fait voeu de célibat... et s'engagent comme receveuse à l'insémination artificielle....
Bir kadın bir başkasını düşünürken, erkeğine kendini tam olarak veremez.
Une femme ne peut se donner à un homme si elle pense à un autre.
Kendini Tanrı'nın kadınlara bir vergisi olarak görürdü.
Il pense qu'il est un rêve pour les femmes.
"Asla zevcen olarak alma güzel bir kadını"
" N'épousez pas une belle femme
Bu gece Anti-Sex birliğinin Zafer Meydanı'ndaki toplantısında 10.000 in üzerinde Partili kadın, sivil evliliklerin % 50 azalmasını kutlayıp bekaretin korunması üzerine yemin edecekler ve yapay döllenme için kendilerini bir kap olarak taahüt edeceklerdir.
Au rassemblement de la ligue Anti-Sexe ce soir sur la place Victory... tenu pour célébrer la diminution de 50 % des mariages civils... plus de 10.000 femmes du Parti ont fait voeu de célibat... et s'engagent comme receveuse à l'insémination artificielle....
"Bu tahammül edilebilir acının ve insanın hislerinin bozulması üzerine bir deneydir" ama işin aslı, şeytani bir zalimliğin, bir kadını kötü emellerine alet eden 3 katil olarak yansımasıydı.
... mais ce n'était, en fait, qu'une vidéo nous présentant de cruelles tortures infligées par 3 hommes à une jeune femme.
Bir grupla yaklaşık olarak içeriye 60-70 civarı kadın geliyordu.
Bon. Continuez. Oui.
Bir sorun çıkarsa,'bilge kadın'a gidiyorum ben. İşadresi olarak :
Quand j'ai un pépin, j'appelle la Femme-Sage.
Davıd, kadını eşin olarak kabul ediyor musun, tanrı'nın emri ve kutsal, evlilik çatısı altında birlikte yaşamaya, onunla hastalıkta ve sağlıkta daima sevip korumaya, kimsenin etkisinde kalmadan, ömür boyu bir arada yaşamaya söz veriyor musun?
David, acceptez-vous de prendre cette femme pour épouse et de vivre selon les commandements de Dieu? L'aimerez-vous, la réconforterez-vous dans la maladie, et lui jurez-vous fidélité tous les jours de votre vie?
Neyse, normalde seni bir kadın olarak görmem ama bu noktada sana kadın-ortak olarak bakmalıyım.
Bon, ça ne fait rien. Ecoutez. Vous savez que normalement, je ne pense pas que vous êtes une femme.
Tolstoy demiş ki : "Kadını toplumun... "... hayatın gerekli bir rahatsızlığı olarak görün...
"Considère la société des femmes... comme un désagrément nécessaire et évite-la autant que possible."
Ben de yaşlı bir kadının seyahat yardımcısı olarak oradaydım.
Bref, nous nous sommes rencontrés et ça a été le coup de foudre.
Ben çok iyi bir kadın üniversitesinde Felsefe Bölüm Başkanı olarak çalışıyorum.
Je dirige le 1er cycle de philosophie de l'université pour femmes.
Ve elbette... Mary Ann Benedict'i de biliyordu. Kendisine Anne olarak seçilmiş çok özel bir kadın.
Il savait aussi que Mary Ann Benedict jeune femme remarquable, avait été choisie pour être sa mère
Hayal gücün tıkandığında, yol gösterici olarak, kıçı kadar kocaman memeleri olan bir kadın gibisi yoktur.
Pour un créateur en panne, rien ne vaut une muse bien en chair avec une poitrine grosse comme la croupe.
Allah vergisi olarak çok sağduyulu bir kadınsın.
Tu es drôlement bien roulée.
Ve bu beni, başarılı bir erkekle evli olan kadınlardan biri yapmaz, ayrıca hayatını kocasına ve çocuklarına adayan ve sonra da çocukları ondan ayrıldığı için, kendini insanoğlu olarak kabul etmek zorunda kalan, fotoğrafçılık çalışarak ya da bir sanat galerisi açarak çalışan ya da kocasının ofisinde iç dizayn işine giren bir kişi yapmaz.
Ce qui ne fait pas de moi une de ces femmes mariée à un époux brillant qui aurait dédié sa vie à son mari et ses enfants et qui doit maintenant y redonner un sens parce que ses enfants la quittent, en étudiant la photo, en ouvrant une galerie ou en se lançant dans la décoration avec le bureau de son mari.
Eğer müvekkiliniz sızlanmayı bitirdiyse, ona şunu söyler misiniz bir kadın otomatik olarak eve sahip olamaz.
Si votre cliente a fini de jacasser, expliquez-lui que l'épouse n'a pas automatiquement la maison.
Bir erkek, bir kadın ve çocuklar meselesi değildi. Biz aile olarak bunu bildik.
Ce n'était pas une femme, un homme et des enfants, ce qu'on nous a appris.
Teknik olarak, hala evli bir kadınım.
Je suis une femme mariée. En théorie.
Evet, tabi. On beş yaşında parasız kel bir çocuk olarak tam bir kadın avcısı olurum.
Ouais, rien n'attire plus les nanas qu'un chauve de 15 ans sans argent.
Asla bir kadına cinsel olarak travma yaşatmamalısın. Ben bilmeliyim.
Tu ne dois jamais agresser une femme sexuellement.
Diğer taraftan, biz erkekler, bir kadını fiziksel olarak çekici bulmazsak.. .. işiyle ilgilenmeyiz, değil mi?
En revanche, si une femme les attire physiquement, son métier est le cadet de leurs soucis.
Bu kadının gemim üzerinde hak iddia etmesini boş bir tehdit olarak görsem de, bu, onun bir düzenbaz olduğunu kanıtlama kararlılığımı daha da arttırdı.
Bien que je considère sa réclamation comme n'étant pas une menace, j'ai décidé de prouver que cette femme n'était qu'un imposteur.
Kardeşimiz, her yabancı varlığını, özellikle bir kadını, huzuru bozan, ruhsal birliğe tehdit olarak gördüğümüzü söylemek istiyor.
Notre frère veut dire que nous percevons la présence de tout étranger, en particulier celle d'une femme, comme un danger potentiel à notre harmonie et à notre unité spirituelle.
Hiçbir kadın bir erkekle tam olarak tatmin olamaz.
Une femme ne peut pas se satisfaire d'un seul homme.
Bir düşünce adamı olarak baş karakterinin, acınacak derecede hasta olan ama cinsel açıdan güçlü ve canlı olduğunu hayal ettiğin psikozlu bir kadın için bu kadar çaba harcamasına izin vermek seni alçaltmıyor mu?
N'est-ce pas indigne d'un penseur mature... de laisser votre héros gâcher tant d'énergie affective sur son obsession d'un rapport psychotique avec une femme en qui vous voyez un fantasme sexuel et inspiré et qui n'était qu'une pauvre malade?
Erkekler, güzel bir kadın gördüklerinde, kafa olarak felce uğruyorlar.
Les jolies femmes paralysent mentalement les hommes.
Hayatının sonuna kadar acı içinde yaşayabilirsin, burada tutulup, isteklerime tabi olarak ; veya iyi yemek ve sıcak tutan giysilerle rahat bir hayat sürebilirsin. Arzu ettiğin gibi kadınlar, felsefe ve tarih çalışmalarını özgürce sürdürmek.
Vous pouvez rester en détention et subir mes caprices, ou vivre dans le bien-être, bien vêtu, bien nourri, entouré de femmes, et poursuivre vos études de philosophie et d'histoire.
Sen bir istisnasın. Böyle güzel süren başka bir kadın bilmiyorum. Ve ben bir profosyonel olarak konuşayım.
T'es une exception : je connais aucune femme qui conduise bien.
Seni bir kadın olarak seviyorum.
Je t'aime comme une femme.
Bu bölüm bir Voorhees kadını olarak doğmakla ilgili...
Pour renaître d'un Voorhees,
- Çünkü ilk kez bir insan olarak o kadını anlıyorum.
- Pourquoi? Pour la première fois, je comprends cette femme, en tant qu'être humain.
Nun-yan tapınağı kötü bir yer, keşişler bir kadını zorla kaçırmış. Onu Güney Asya'ya fahişe olarak satacaklar.
Ils kidnappent des femmes, et les vendent au sud de l'Asie comme prostituées.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]