English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → French / [ B ] / Bir katil

Bir katil translate French

5,693 parallel translation
Soğukkanlı ve egoist bir katil olabilirsin, Ama Neal'ı sevdiğini biliyorum.
Vous êtes peut-être une meurtrière froide et calculatrice, mais, je sais que vous aimiez Neal.
O bir katil.
C'est un tueur.
O şiddet düşkünü kendine hizmet eden bir katil, her krallık için tehlike.
C'est un égoïste tueur vicieux, une menace pour tout trône.
Ölürken torununun bir katil olduğunu düşünmesini istemiyorum, çünkü değilim.
Je ne veux pas qu'elle meure en pensant que je suis un assassin.
- Önemli çünkü o kaçaktan da fazlası, o bir katil.
C'est important, parce que il est plus qu'un fugitif, c'est un meurtrier.
Bana lanet bir katil gerekli.
J'ai besoin d'un tueur.
Ve üçüncüsü, sana söylediğim her şeyi yapacaksın yoksa herkese bir katil olduğunu söylerim.
Et trois, tu dois faire ce que je dis... sinon je m'assurerai que tout le monde sait... que tu as la merde d'un autre sous tes ongles.
İyi bir katil olmanın ilk kuralı.
Règle d'or du bon tueur.
Tam bir katil.
C'est une meurtrière...
Cinayeti itiraf eden bir katil nasıl oluyor da 25 yıllık anlaşmayla paçayı kurtarıyor, biri bana açıklayabilir mi?
Quelqu'un pourrait m'expliquer comment un tueur avoue un meurtre et passe un accord pour 25 ans.
"Oh, ve, bu arada, sizce babanız bir katil olabilir mi?"
"Et, au fait, pensez-vous que votre père puisse être un meurtrier?"
Christopher Columbus bir katil.
Christophe Colomb est un meurtrier.
- Hayır, hayır. Demek hüküm giymiş bir katil seni korkutmuyor ama kendi kocan korkutuyor.
Un tueur condamné ne t'effraie pas, mais ton propre mari si.
Hanna'yı öldürdüm demek zorundasın. Hayatının geri kalanını hüküm giymiş bir katil cinsel suçlu olarak yaşayacaksın.
Tu devras dire que tu as tué Hanna, vivre le reste de ta vie en temps que meurtrier, délinquant sexuel,...
Ben soğuk kanlı bir katil değilim.
Je ne suis pas une meurtrière de sang-froid.
Evet, o bir katil.
C'est un tueur.
Bir katil paçayı sıyırabilir.
Le coupable pourrait être impuni.
O bir katil değil.
Il n'a rien d'un tueur.
Çok dikkatli bir katil.
Un tueur précis.
Herhangi bir hoşnutsuz vatandaş katil olabilir.
N'importe quel citoyen agacé pourrait être l'assassin.
Kendisiyle bağ kuracağı bir yalan olacak ki inanacak. Çocuklarımın katil olduğumu bilmelerini istemiyorum bu yüzden onlara şekerci soydum diyorum. Kesinlikle.
Croyez-le ou pas, ce nom a été raccourci quand mon grand-père est venu du vieux pays.
Katil, Madeline'ı öldürmeden önce ilaç verdiyse belki bir kaçırma olayı söz konusudur.
Si le tueur a drogué Madeline avant qu'il la tue, peut être que nous avons affaire à un kidnapping.
Ya da katil, cesedi atmak için uygun bir zaman bulana kadar onu buza yatırmış olabilir.
C'est ce qu'il s'est passé ici, non? Ou le tueur aurait pu congeler le corps jusqu'à ce qu'ils trouvent un meilleur moment pour s'en occuper.
Katil ya bakım yapılmamış bir cihaz kullandı ya da acelesi vardı.
Le tueur était également équipé d'outils qui n'ont pas servis correctement, ou c'est qu'il était trop pressé.
Katil, ona acı vermemek için uğraşmış. Bu, kıskanç bir kadının işine benzemiyor.
Le tueur en a pris soin pour ne pas lui faire mal.
İlanı değişik yerlerde bulduk yani katil bu işi bir kaç kez daha yapmış olmalı.
On a trouvé l'annonce dans plusieurs endroits, ce qui pourrait signifier que le tueur a essayé plusieurs fois.
Hayır ama eğer katilden geldiyse bu durumda katil orta yaşlı ve uzun beyaz saçlı bir erkek omalı.
Non, mais si ça venait du tueur, ça ferait de lui un homme d'âge moyen avec de long cheveux gris.
Ama bir seri katil romantik metafor içeren çiçek gönderir miydi?
Mais un sérial killer t'enverrait-il une romantique plante métaphorique?
Bir kiralık katil. Hepsi bu.
Seulement un mercenaire.
Bir seri katil daha olduğunu düşünüyor.
Elle pense qu'il y a un autre tueur en série dans la nature.
Katil kasıtlı ve planlı bir şekilde...
Il s'agit d'un acte délibéré et réfléchi...
- Beni bir divayım, katil değil.
Je suis une diva, pas une meurtrière.
Bir seri katil daha olduğunu düşünüyor.
Elle pense qu'il y a un autre tueur en série.
Ben bir iş adamıyım, katil değil.
Je suis un homme d'affaires, pas un meurtrier.
"Katil" çok iddialı bir kelime.
"Meurtre" est un mot fort.
"Eş, baba, hayırsever, katil." Bir dakika, kulağa hoş gelmedi bu.
"mari, père, philanthrope, meurtrier." Attends, ce n'était pas bien.
Keller katil olduğu iddia edilen bir kaçak ve Bölge Savcısı onu başkalarına zarar vermeden önce tutuklanmasını istiyor.
Keller est un prétendu meurtrier, évadé... Le procureur veut qu'on l'attrape vite, avant que quelqu'un ne soit blessé.
Şimdi herkes bir çeşit seri katil olduğumu sanıyor ve hepsi senin suçun.
Ils croient tous que je suis un tueur en série, grâce à vous.
Dengesiz yetersiz bir ifade katil ve adam kaçıran desek.
C'est un euphémisme, essaye meurtrier... kidnappeur.
Bu kadar çok şey kaybettiğim bir gecede bana katil damgası yapıştırarak mı?
Tu me traites de meurtrière... un soir où j'ai déjà... tant perdu?
Katil Marcella'nın arsenik içeren bir ilaç kullandığını biliyorsa dozu arttırarak kadını zehirleyebileceğini ve otopside anlaşılmayacağını düşünmüştür.
Si le tueur savait que Marcella prenait un médicament à base d'arsenic, il ou elle s'est dit qu'en lui administrant davantage de poison, cela ne serait pas décelable à l'autopsie.
Katil bir kütüphanecinin bunu yapmadığına oldukça eminim.
Je suis un peu près certaine que ce n'est pas le fruit de quelques tueurs bibliothécaire.
Katil bir şey arıyormuş.
Le tueur cherchait quelque chose.
Katil bir şey arıyor.
Le tueur cherchait quelque chose.
Belki de katil Judson'ın burada olduğunu, ve bir yere gitmeyeceğini biliyordur.
Peut-être que le tueur savait que Judson était ici et qu'il n'allait pas bouger. Peut-être.
Ailesi tarafından sevilen bir çocuk nasıl katil bir psikopata dönüşür?
Comment un enfant aimé par ses parents devient un meurtrier psychopathe?
Kore mafyasında katil olmak isteyen mülteci geri zekâlı, bir çift mınçıka çıkarttı.
Cet idiot, comme un tueur de la mafia sud-coréenne se pointe avec une paire de nunchaku.
Bana katil bir oyun planını verdin dostum.
Tu m'as super bien coaché, mec.
Muhtemel katil ile baş başa kalacaksan bir pezevenge ihtiyacın var.
Si tu vas à un tête à tête avec un tueur probable, alors tu as besoin d'ailiers.
Ya da gerçek katil hâlâ dışarıda bir yerlerde.
Soit... le véritable tueur est toujours dehors.
Katil bir şekilde ona enjekte etmiş olmalı.
Le tueur a dû l'injecter le poison d'une manière ou d'un autre.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]