English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → French / [ H ] / Hepsine

Hepsine translate French

2,279 parallel translation
Çünkü hepsine anahtar verdim.
- Je leur ai donné les clés.
Ama hepsine rağmen değer.
Mais ça vaut quand même le coup.
Bütün hepsine baktım, bütün aile ağacına baktım.
J'ai retracé l'arbre de toute la famille.
Daha da katılaştım. Hepsine bakabilirim.
Je me suis endurci.
Adını sen koy, hepsine karşıymış.
Choisissez, il est contre.
Evlerini kurabilsinler diye hepsine dört hektar arsa vermiş.
Il leur a donné 4 hectares pour bâtir une maison.
Otuz kedimiz var. Hepsine aynısı oluyor.
On a trois chats, ils sont tous atteints.
Ama bugünün ekipmanlarında uygulanabilecek yüzlerce şey aklıma geliyor, değişken organikleri kontrol altına alma, zehirli atıkları alan dışında ve topraktan uzak tutma, zehirli olmayan parçalama sıvıları ve yüzlerce daha başka iyileştirme yöntemi ya da hepsine lanet olsun da diyebiliriz. Bunun yerine güneş panelleri inşa edemez miyiz?
Pour sécuriser ces usines, il suffirait de capter les composés organiques volatiles, de stocker les déchets hors site ou hors-sol, d'opter pour des liquides non-toxiques, ou simplement de passer à l'énergie solaire.
Ve birisi hidrojen ekonomisini bulana kadar da bütün bunların hepsine bir cevabım olmayacak.
En attendant que l'économie de l'hydrogène soit lancée, je n'ai pas de solutions idéales.
Henüz hepsine bakamadım.
Je n'ai pas terminé de trier.
İnan bana, her hafta öğrenci birliğinden bir çocuk tarafından bir partiye çağırılıyorum ve hepsine de :
Chaque semaine, je me fais inviter à des fêtes par des gars. Je leur réponds :
Buraya bir sürü kız davet ettin sonra da hepsine asılmaya mı çalıştın?
T'as invité quelques filles et tu les as toutes draguées.
Yoldayken hepsine bakarım sana ona göre mesaj atarım.
je regarderai tout en route et j'enverrai les numéros de prises par sms.
Hasta için çok yorucuydu ancak hepsine değdi.
- mais ça en a valu la peine. - Montre-leur les radios.
Hepsine sahipleniyordum demek ki o yaşta.
Je m'affirmais déjà.
"Hepsine hükmedecek Tek Yüzük..."
"Un anneau pour les gouverner tous."
Hepsine günlerini gösterdim!
Eh bien, je leur ai bien montré.
Ama yine de, hepsine değiyor.
- Ça en vaut la peine. - Oh, oui.
Ona Joan, Armand,.. ... ve Skander Marku'ya 24 saat koruma tahsis etmemiz gerektiğini söyleyin. Hepsine.
On a besoin d'une protection permanente pour Joan, Armand et Skander Marku, les trois.
Evet bağırıp, kavga ederiz, kötü yemek yeriz çok televizyon izleriz ve çocuklarımıza rüşvet veririz. - Hepsine değil.
On se dispute, on mange mal, on regarde trop la télé, et on soudoie nos enfants.
Hepsine bulaştı sonuçta.
- Ils sont tous infectés.
Bir sürü garip huyun var, Rachel ama hepsine rağmen seni seviyorum ama...
Je savais comment t'étais, et je t'aimais, à cause et aussi, en dépit de toutes ces choses.
Artık dikkatlerini çektiğimize göre West Side lağım kanalını bükerek bütün atıkları yüzeye gönderip hepsine günlerini gösterebiliriz.
Maintenant qu'on a leur attention, il est temps de leur botter les fesses. Tordons le labyrinthe de tuyaux de l'Ouest pour dévier les eaux usées vers la surface.
O yüzden bunların hepsine, bir son vermek istiyorsan bana bir plân göster.
Si tu veux qu'on s'embarque dans un cirque pareil, montre-moi un plan.
Evet, 3. Bölgede olacağız ama hepsine başvurdum.
Oui, nous serons dans le secteur 3, mais j'ai fait une demande pour les autres secteurs.
- Apartmanımın oradaki YMCA * birçok tek kişilik aktivite sunuyor ve ben de kendimi hepsine gitmeye zorluyorum.
La paroisse du quartier propose des activités pour célibataires, auxquelles je m'oblige à participer.
Ama hepsine Nick sebep oldu, biliyorsun.
Mais Nick a causé tout cela.
Ne içindi? 24 yaşında bir çocuk için hepsine ihanet ettin.
Tout ça pour te faire tripoter par un gars de 24 ans.
Hampshire, Oberlin ayın on beşine kadar hepsine bakılacak.
Hampshire, Oberlin et Tuft. Tout ça avant le 15.
Onların hepsine bir isim vermiş gittiği ve gideceği yerler hakkında hikâyeler uydurmuştuk.
On leur donnait un nom, et on imaginait leurs histoires, les endroits où ils étaient allés et ceux où ils iraient.
Yeterli param yoktu hepsine oral seks yapmayı önerdim ama hiçbiri yanaşmadı.
Mais j'avais plus d'argent. J'ai donc proposé de les sucer. Mais personne a voulu.
... ve hepsine aynı anda göz kulak olabiliriz. Oyun odasına bir grup hasta çocuğu koyamazsın.
On ne peut pas mettre des gamins dans la salle de jeu avec leurs lits.
Bunların hepsine ben sebep oldum, değil mi?
C'est moi qui ai lancé cette machine?
Sorunun kökündeki nedenlerin hepsine değindi. Ki bunlar çok sayıdadır. Emin değilim...
Toutes les racines possibles du mal, qui sont nombreuses, il les a nommées, alors je ne sais...
Lucian İttifakı üyelerinin hepsine birer muhafız koydum.
Je fais escorter chaque membre de L'Alliance Lucian.
Hepsine rağmen öylece taşındın mı yani?
Et tu as quand même emménagé?
Hemen şimdi hepsine bir mesaj yollayabilirim.
Je peux envoyer un message à tout le monde en une fois.
Hepsine hayır.
C'est non à toutes les questions.
Dürüst olalım, Bay Winston. Bu davayı en başından alması ona yaptıkları, kocasına yaptıkları tüm hepsine yaptıkları yüzünden, değil mi?
Se serait-il impliqué dans cette affaire si ce n'était ce qu'il a fait à elle et à son mari?
Hepsine değil.
Pas tous.
Ne kadar nahoş şeyler olursa olsun, hepsine göğüs gerebiliyorsun.
Tu as beaucoup enduré, mais tu en es sorti plus fort.
Hepsine yetişemiyorum.
Je suis complètement dépassé.
Bunların hepsine tekrar bakmamız gerek bakalım yeniden doğan birisini görebilecek miyiz.
Je vais tout revérifier, voir si quelqu'un correspond au profil.
Hepsine buradan söyleyemeyiz ; ... kitap netten elde edilebilir veya her yerde satılıyor.
Si vous ne l'avez pas encore, il est en vente sur Internet et dans les librairies.
Kitabım şu anda en çok satanlar listesinde. Hepsine sahip olamazsın.
De mon dernier best-seller, You can t have it all.
Hepsine ne istiyorsun?
Combien?
Hepsine girsin.
Ils l'auraient bien dans le cul.
Çocuklar kısmı hariç hepsine varım Ne?
- Je suis partante, sauf pour les gosses.
- Hepsine değil.
Pas tous.
Eğer hepsine gelirsen bunlardan bir tane alıyorsun.
Si vous allez à tous, vous gagnez ça.
- Hepsine.
- Partout, là.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]