English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → French / [ H ] / Hepsini

Hepsini translate French

24,953 parallel translation
Bununla birlikte, oldukça ihtilaflı bir müzakereden sonra Cartagena'da bunlar masada kaldı bende hepsini aldım.
Cependant, après une plutôt litigieuse et compliquée négociation à Carthagène, c'est tout ce qu'il est resté sur ma table, alors je l'ai pris.
Hepsini.
Tous sans exception.
Sonra hepsini gördüm.
Ensuite j'ai tout vu.
Hepsini.
Tout le reste.
Hepsini içine çek.
Imprègne toi.
Andre Hannan hepsini itiraf ettiği için değil mi?
N'est ce pas parce que André Hannan s'est confessé à chacun d'entre-eux?
Birkaç dakika önce aldığım haberle de hepsini yoluna koymak için pek vaktim yok sayılır.
Et, comment il a quelques minutes, je n'ai pas beaucoup de temps pour les parcourir, donc...
# Kuzenin Harry ödeyecek hepsini #
♪ Cousin Harry va payer ♪
Zemin döşemesini ve tavan penceresini gördüğü zaman üstelik iki ay arayıp pençe ayaklı küvet de aldım hepsini kendi başıma onun için yaptığımı anlayacak.
Aussitôt qu'elle voit les ardoises, les étages et le puits de lumière et la baignoire sur pieds, il m'a fallu deux mois pour trouver, elle a réalisé que je faisais tout moi-même, juste pour elle?
Genelde hepsini aynı anda.
Sûrement qu'avec des billets de 1 $.
Bunların hepsini nereden biliyorsun?
Comment vous savez tout ça?
Hepsini.
Tous!
Hepsini öldürdüm, arka bahçeme gömdüm.
Je les ai tués et enterrés dans mon jardin.
Hepsini yakalayamadım ama yakaladıklarımı da sevmedim pek.
Je n'ai pas tout saisi, mais je n'aime pas ce que j'ai compris.
Dün gece hepsini evden kovdum.
Je les ai virés de chez moi hier soir.
Hepsini değil, birini geçse yeterli.
Il n'aura pas à toute la passer, juste une.
Bu arada, o kutuların hepsini gözden geçirmen gerek.
Et pendant ce temps, j'ai besoin que tu inspectes chacun de ces cartons.
Sana bunların hepsini anlatmaya gelmediğim için üzgünüm ama ben...
Je suis désolée de... de ne pas être venue te voir à propos de tout ça, mais je...
O zaman sana, bu insanların hepsini arayıp, kürsüye çıkarmanı öneriyorum.
Alors je vous suggère d'appeler toutes ces personnes et de les mettre à la barre.
Aranızdaki bağın ne kadar sağlam olduğunu göreceğiz. Hepsini kürsüye dizip açık bir şekilde şu soruyu sorduğum zaman :
Nous verrons la force de votre lien quand je les ferai défiler à la barre pour leur demander :
Hepsini geri alabilsem, alırdım. Ama alamam.
J'aimerais pouvoir revenir en arrière.
- O zaman hepsini halletmesini sağlayalım.
Alors, elle doit couvrir toutes les traces.
Bana ikinci bir şans için yalvardın. Sonra üçüncü ve dördüncü şanslar için ve ben sana hepsini verdim. - Şimdi ise bizi yok etmek için seni kullanıyor.
Tu m'as suppliée pour avoir une seconde chance et une troisième, et une quatrième, et je te les ai toutes données, et maintenant, il t'utilise pour nous détruire.
Hepsini göz altına almadan durmuyoruz.
Alors ce n'est qu'une question de temps avant qu'on ne les ait tous en détention.
Yarın hepsini öldüreceğiz.
Nous les tuerons tous demain.
Hepsini.
Absolument tous.
Ortaya çıktığında hepsini alacağız.
Quand il se montre on les arrête tous.
6 ay önce hepsini ödemiş ve bir referans vermiş. Virginia'daki bir lisede sanat tarihi dersi veriyormuş, eski meslektaşı da listede var.
Il a payé les 6 mois en avance et a donné une personne de référence- - un professeur d'histoire de l'art dans un lycée en Virginie, qu'il a répertorié comme un ancien collègue.
Hepsini etkisiz hâle getirmeliyiz.
Il faut les désamorcer.
Keşke hepsini yıkıp, tekrardan yapabilsek.
Si seulement on pouvait tout raser et construire à nouveau.
Hadi hepsini yiyelim.
- Bon appétit.
Hepsini... dışarı çıkar.
Fais sortir... met les dehors.
2.000 öğrenci... hepsini
2 000 élèves... Vous affirmez que vous n'avez pas...
Çoktan hepsini harcadı.
Elle a déjà tout dépensé.
Hepsini öttürürüm.
Elles parleront.
Çıkar hepsini.
Vide-toi.
MCC Altyapı'dan Margie'yle yakınız, hepsini o anlattı.
Une amie, Margie de l'Infrastructure de la MCC, m'a tout raconté.
Muhtemelen jantlara harcarım hepsini.
Je vais surtout me payer des jantes.
Sadece daha önceden gördüm hepsini.
Mais je connais ça.
Ama Northlake hepsini kontrol ediyor, değil mi?
Northlake les contrôle toutes?
Fisher, Carter'la ilgili şeylerin hepsini ortaya dökünce doğru olmalarını istedim.
Quand Fisher a remué les choses sur Carter, je voulais en quelque sorte que ce soit vrai.
Hepsini kesin.
Coupe-les tous.
- Ve bunların hepsini avukatına anlattın mı?
- Vous avez tout dit à votre avocat?
Sadie'nin sana verdiği payın hepsini harcadın ve daha fazlasına ihtiyacın vardı.
Vous avez dépensé tout l'argent que Sadie vous a donné à l'origine, donc vous en vouliez davantage.
Ama hepsini taradık.
12, mais on les a toutes quadrillées.
Ben de hepsini çok seviyorum.
J'adore tous ces trucs!
Söyle bana seni buraya tam olarak ne getirdi? Nerdeyse hepsini gördüm büyülü pelerinler, yüzülkler.
J'ai déjà à peu près tout vu... capes enchantées, anneaux.
Onların hepsini temizlediler.
Ils s'en sont débarrassés. Sands a tué le père de Rebecca.
Bana yollanmış mektupların hepsini okumam... ama saklarım.
Mais je les garde.
Hepsini çıkart.
- Enlève-les.
Hepsini birden.
Tout ensemble?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]