Olmaz öyle şey translate French
368 parallel translation
Olmaz öyle şey.
" Comment cela?
- Olmaz öyle şey.
Pas question!
- Hayır, hayır olmaz öyle şey.
Je ne le pourrais pas!
- Kalsın o zaman. - Olmaz öyle şey.
Je suppose qu'elle n'a rien.
Olmaz öyle şey.
- Pas question.
Olmaz öyle şey.
C'est cousu de fil blanc...
- Olmaz öyle şey. Kız kurusu olmanın bir manası yok.
Vous n'allez pas accepter de devenir vieille fille.
- Yiyeceğin sende kalsın. - Olmaz öyle şey!
- Ce serait vous l'ôter de la bouche.
- Olmaz öyle şey.
- N'exagérez pas.
Olmaz öyle şey.
Mais non!
- Olmaz öyle şey.
- C'est ridicule.
Olmaz öyle şey.
Tu plaisantes.
Olmaz öyle şey.
Pas question.
- Olmaz öyle şey.
- Mais si!
Olmaz öyle şey. Ben tamamını istiyorum.
Je veux l'entraînement au complet.
Olmaz öyle şey!
Pas question
- Olmaz öyle şey.
- Il n'y a pas de telle chose. Si!
Olmaz öyle şey.
Non, nom de Dieu.
- Olmaz öyle şey... Seni kocan aleyhine tanıklık yapmaya zorlayamazlar.
Ils ne peuvent pas te forcer à témoigner contre ton mari.
- Olmaz öyle şey arkadaşım.
Ça se passera pas comme ça, le film est pour moi.
Olmaz öyle şey.
Ça m'étonnerait.
- Olmaz öyle şey.
- Pas question.
Olmaz öyle şey.
Non!
Olmaz öyle şey!
Certainement pas!
Olmaz öyle şey!
Vous n'en ferez rien!
- Olmaz öyle şey.
- Non.
- Bana öyle bir şey olmaz.
- Non, pas moi.
Bayan Davis ne istiyorsa öyle yaparsan bir şey olmaz. - Hiç düşünme.
Obéissez à Mlle Davis et tout ira bien.
- Ev idaresinde öyle şey olmaz.
- C'est l'argent du ménage.
Umurumda değil. Öyle şey olmaz.
Cela n'existe pas.
- Bana bırakın, daha uzun süre uyuyamam ben. - Öyle şey olmaz!
Laissez, je ne dors pas.
Olmaz öyle şey!
Je dois donner l'exemple.
Bu gemide olmaz öyle bir şey.
Pas sur ce navire.
Eminim ki öyle bir şey olmaz.
Je suis sûr que rien n'interférera.
Öyle bir şey olmaz. Hayır, bir zararı dokunmaz.
Pas du tout.
Bir şeyden kesinlikle eminiz. Böyle bir gecede hiçbir şey olmaz. Öyle.
Au moins, nous sommes sûrs d'une chose, il n'arrivera rien par une nuit pareille.
Madem öyle, ters giden bir şey olmaz.
Dans ce cas, je ne risque rien.
Benimkilere öyle bir şey olmaz.
Pas mes enfants.
Bunca destekleme ve tekrar tekrar denetlemeden sonra öyle bir şey olmaz.
Avec toutes les sécurités, ça ne devrait pas arriver.
Ama gizli çeteye gelince, New York'ta öyle şey olmaz.
Mais de là à parler de Triades... Ca n'existe pas à New York.
- Hayır, öyle bir şey olmaz.
- Jamais de la vie.
Olmaz öyle şey.
- Vous plaisantez?
Olmaz öyle şey.
Pas question, dites donc!
Öyle hiçbir şey yapmadan, boş boş oturduğun zamanlar olur. Hiçbir şey olmaz.
Tu sais, quand tu es là, à rien faire, un instant pendant lequel il ne se passe rien?
- Öyle bir şey olmaz. - Neden?
- Ca se produirait jamais, vieux.
Hayır, öyle bir şey olmaz Jude.
Ça n'arrivera pas, Jude.
Kesinlikle yanılıyorsun. 107 megahertzde öyle bir şey olmaz.
Jamais de la vie, pas sur 107 MHz.
Aşk olsun abi. Bizde öyle şey olmaz.
Ce que nous avons donné et ce que nous avons reçu ne sont pas égaux.
Olmaz lan öyle şey!
Marre!
Öyle bir şey olmaz.
Ils me veulent.
Öyle şey hayatta olmaz.
Ça ne se peut pas!