English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → French / [ S ] / Seni görmek istemiyor

Seni görmek istemiyor translate French

165 parallel translation
Yedinci oğul kehanet güçlerine gerek kalmadan sana söyleyebilirim ki artık seni görmek istemiyor.
Sans avoir le pouvoir prophétique d'une pythie, j'hasarderais qu'elle ne veut pas te revoir.
Seni görmek istemiyor.
Si je lui écrivais, pourriez-vous?
- İyi insanlar seni görmek istemiyor.
- Les honnêtes gens ne veulent pas de vous.
Korkarım o seni görmek istemiyor.
Je crains qu'il ne veuille pas vous recevoir.
Guy seni görmek istemiyor.
Guy ne veut pas vous voir.
Seni görmek istemiyor.
Il ne veut pas vous voir.
Neden geri geldin? Kimse seni görmek istemiyor.
Pourquoi es-tu revenu quand personne ne veut te voir?
Blousey orada mı? - Seni görmek istemiyor.
- Elle ne veut pas te voir.
Ama, O artık seni görmek istemiyor, senden nefret ediyor.
Eh bien, ma soeur ne veut pas te voir Elle te déteste.
Félix seni görmek istemiyor.
- Félix, elle ne veut plus vous voir. - Impossible.
Anlayacağın, kimse seni görmek istemiyor.
Personne ne veut te voir.
- yanında olmaya ihtiyacı var. - Bana güvenebilir. Seni görmek istemiyor.
Elle ne veut pas vous voir.
- O seni görmek istemiyor!
- Il ne veut pas te voir.
Seni görmek istemiyor.
Elle veut pas te voir, elle a peur.
Annen seni görmek istemiyor, Deanna.
Ta mère ne veut pas te voir.
Seni görmek istemiyor!
Elle ne veux pas vous voir!
- Seni görmek istemiyor.
- elle ne veut pas vous voir.
Hayır, seni görmek istemiyor.
Elle ne veut pas vous voir.
- Seni görmek istemiyor.
- elle veut pas te voir.
- Seni görmek istemiyor.
- Il ne peut pas vous voir.
Oysa Steve, bir daha seni görmek istemiyor.
Lui ne veut plus jamais vous voir.
- Seni görmek istemiyor.
Elle refuse de vous voir. Qu'a-t-elle dit?
Seni görmek istemiyor.
Midge ne veut plus te voir.
Mutlu... ve seni görmek istemiyor.
Je suis heureuse. Il ne veut pas te voir.
Seni görmek istemiyor, sesini duymak veya kokunu duymak ve senin ucuz kahrolası parfümünü koklamak istemiyor.
Il ne veut pas entendre parler de toi. Il ne veut pas sentir l'odeur de ton eau de toilette bon marché.
Hayır, şu anda seni görmek istemiyor.
Elle n'a aucune envie de te voir pour l'instant.
O seni görmek istemiyor.
Elle ne veut pas te voir.
Ayrıca, o seni görmek istemiyor.
En plus, elle veut pas te voir.
- Seni görmek istemiyor.
- Il ne veut pas te voir.
Annem de seni bir daha görmek istemiyor.
Et ma mère ne veut plus te voir.
"... seni bir daha görmek istemiyor. "
"ne veut plus te voir."
Beddini seni böyle üzgün görmek istemiyor.
Beddini n'aime pas vous voir triste.
Hiç kimse seni ölü görmek istemiyor, Stretch, ama biz altını istiyoruz... ve hepimiz onu istiyoruz.
Personne n'a envie de te voir mort, on veut juste l'or. On en veut la totalite.
O seni bir daha asla görmek istemiyor.
Mais elle refuse de jamais te revoir.
Seni görmek istemiyor.
vous perdez votre temps, puisqu elle ne veut plus vous voir,
Kimse seni çıplak görmek istemiyor!
Personne ne veut te voir tout nu!
- Birçok kişi seni burada görmek istemiyor.
Beaucoup de collègues trouvent que vous ne devriez pas rentrer ici.
Seni görmek istemiyor.
Elle refuse de vous voir.
- Seni görmek istemiyor.
Elle ne veut pas te voir.
Babası seni kızının yanında görmek istemiyor... ve bende senin satanist kıçını onun 100 metre civarında görmeyeyim.
Son père ne veut pas que tu t'approches d'elle et je veux que tes sales pates soient à moins de 100 m d'elle.
Seni acı içinde görmek istemiyor. Bu kadar acı çekmektense kurtulup ölmeyi istememesinin sebebi bu olmalı.
Elle ne veut pas vous faire souffrir, ce doit être pour ça qu'elle s'accroche et traverse les pires douleurs.
Görünüşe göre babasını görmek istemiyor Ama seni hala seviyorum!
On dirait qu'il veut pas revoir son père.
Seni bir daha görmek istemiyor.
Elle ne veut pas te voir putain!
Bu yüzden seni bir daha görmek istemiyor.
Vu?
Seni görmek istemiyor... Jaydi, Joe, gardını al!
Vas-y, attaque, Joe.
Aşağılandı. Seni bir daha görmek istemiyor.
Elle est humiliee et ne veut plus vous revoir.
Seni burada görmek istemiyor.
Elle ne veut pas te voir comme ça.
Seni görmek istemiyor.
- Elle veut pas te voir.
Susan, hiç kimse seni çiplak görmek istemiyor!
Personne ne veut te voir nue.
Aileni görmek istemiyor musun? Seni cüce.
Tu ne veux pas voir tes parents, égoïste?
- Seni bugün görmek istemiyor.
- Il ne veut pas vous voir.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]