Seni görmek istemiyorum translate French
863 parallel translation
Burnunu sokmandan bıktım usandım, seni görmek istemiyorum artık.
"J'en ai marre que vous interveniez, " je ne veux plus vous revoir. "
Bir daha seni görmek istemiyorum. Sadece kendini küçük düşürüyorsun.
Je ne veux plus jamais te revoir.
Çalışmak istediğini söylemiştin, değil mi? Evine git ve çalış. İşini bitirene kadar seni görmek istemiyorum.
Je ne veux pas vous voir avant que vous ayez fini.
Seni görmek istemiyorum. Seni görmek istemiyorum, dedim.
Je ne veux pas vous voir.
- Defol git, seni görmek istemiyorum!
Va-t'en, je ne veux plus te voir!
Üstelik, artık seni görmek istemiyorum.
Et moi, je tiens plus du tout à te voir.
- Seni görmek istemiyorum.
Je veux plus te voir.
Seni görmek istemiyorum.
Je te défends de revenir!
"Ben" varım, "Sen" varsın ve bir daha seni görmek istemiyorum.
Il y a "vous" et "moi". Je ne veux plus vous voir.
Sandro, benimle olmanı istemiyorum, seni görmek istemiyorum.
Je ne veux plus te revoir. Comment faut-il te le dire?
Bir daha seni görmek istemiyorum.
J'en ai assez de toi!
Dinle sevgilim. Bir daha hayatım boyunca seni görmek istemiyorum!
Je ne veux plus jamais vous revoir!
Bir süre seni görmek istemiyorum.
Je déteste que l'on ne se voie qu'une fois de temps en temps.
- Git, artık seni görmek istemiyorum.
Je ne veux plus te voir! - Où vas-tu?
Seni etrafta görmek istemiyorum. Çık dışarı.
Je ne veux plus te voir ici.
Seni bir daha hiç görmek istemiyorum.
Je ne veux plus jamais te revoir.
Seni asla görmek istemiyorum.
Je ne te reverrai plus!
"Seni bir daha görmek istemiyorum" dedim.
Que je ne voulais plus jamais le revoir.
Seni hayatım boyunca bir daha görmek istemiyorum.
Je ne veux plus jamais te revoir.
Seni bir daha asla görmek istemiyorum.
Je ne veux plus te revoir.
Seni bir daha görmek istemiyorum.
Je ne veux plus jamais vous revoir.
Seni sevmek, seni görmek ve seni tanımak istemiyorum.
Je ne veux pas vous aimer, vous voir ou vous connaître.
Seni yıpranmış, perişan olmuş mutsuz bir kadın olarak görmek istemiyorum.
Je ne veux pas que tu deviennes une femme amère dans un foyer malheureux.
Gün batımından önce seni buralarda görmek istemiyorum.
Je ne veux pas te revoir avant le coucher du soleil.
- Seni 24 saat görmek istemiyorum.
- Je ne veux pas vous voir avant 24 h.
Bir daha seni asla görmek istemiyorum, seni aptal şey!
Tu n'es qu'un idiot! Va-t'en au diable!
Seni bir daha görmek istemiyorum.
Tout est fini entre nous!
Seni daha önce hiç görmedim! Bir daha görmek istemiyorum!
Je ne vous connais pas et ne veux plus vous revoir.
- Seni bu şekilde görmek istemiyorum artık.
Je ne veux plus te voir ainsi. Tu me promets? Mais oui, je te promets.
Ama seni bir daha asla görmek istemiyorum sinemada da, sinema dışında da.
Mais je ne veux plus vous voir!
Bunu bitirir bitirmez seni bir daha görmek istemiyorum.
Je ne veux plus vous voir.
Bu tekneden iner inmez, seni bir daha asla görmek istemiyorum.
Je ne veux plus vous voir.
Defol git! Seni bir daha görmek istemiyorum.
Va-t'en, que je ne te vois plus.
Seni orada görmek istemiyorum.
Je ne veux pas te voir là-bas!
- Seni bir daha görmek istemiyorum!
Allez-vous-en, je ne veux plus vous voir!
Seni zorluk çıkaran biri gibi görmek istemiyorum.
Si nous continuions, ce serait mal interprété, à Hong-Kong.
Seni görmek istemiyorlar, ben de görmek istemiyorum.
Ils ne veulent pas de vous, et moi non plus.
En kısa sürede giyinecek ve eşyalarımı toplayıp Peyton Place'i terk edeceğim. Ne bu kasabayı ne de seni artık görmek istemiyorum.
Tu ne m'as pas parlé depuis une semaine...
Seni bir daha görmek istemiyorum, en azından kahvaltıdan önce.
Je ne veux plus te voir.
Çünkü seni asla üzgün görmek istemiyorum.
Je n'aime pas te voir avec l'air soucieux.
Seni bir eyerden sarkık vaziyette Görmek istemiyorum.
Je ne veux pas te voir étalé sur une selle.
Seni bir daha görmek istemiyorum.
Je ne veux plus jamais te revoir.
Seni bir daha görmek istemiyorum. "
Je ne veux plus vous revoir. "
Seni bir daha görmek istemiyorum.
mais je ne vous reverrai plus!
Seni bu odada bir daha görmek istemiyorum.
Merci, mon capitaine.
Al şunu, ama seni bir daha görmek istemiyorum.
Prends ça mais je veux plus te voir.
- Seni etrafta görmek istemiyorum.
Je ne veux pas de toi ici.
Seni bir daha görmek istemiyorum.
Je ne veux plus te voir. Fous le camp!
Yalnız benim olmanı istediğimden, seni başka erkeklerle görmek istemiyorum.
Que je te veux pour moi seul, et que tu n'aies pas d'autres amants.
Seni bir daha asla görmek istemiyorum.
Vulgaire. Je veux plus jamais te voir.
Seni bir daha görmek istemiyorum.
Je ne veux pas qu'elle te revoie.
seni görmek istiyorum 81
seni görmek çok güzel 160
seni görmek ne güzel 239
seni görmek güzel 378
seni görmek için 16
seni görmek harika 36
seni görmek istedim 55
seni görmek 19
seni görmek de güzel 24
seni görmek istiyor 82
seni görmek çok güzel 160
seni görmek ne güzel 239
seni görmek güzel 378
seni görmek için 16
seni görmek harika 36
seni görmek istedim 55
seni görmek 19
seni görmek de güzel 24
seni görmek istiyor 82
seni görmek güzeldi 76
seni görmek istemiyor 23
seni görmek ne hoş 23
seni görmek isteyen biri var 42
görmek istemiyorum 31
istemiyorum 1125
seni çok seviyorum 321
seni seviyorum 4697
seni çok özledim 187
seni istiyorum 270
seni görmek istemiyor 23
seni görmek ne hoş 23
seni görmek isteyen biri var 42
görmek istemiyorum 31
istemiyorum 1125
seni çok seviyorum 321
seni seviyorum 4697
seni çok özledim 187
seni istiyorum 270
seni anlamıyorum 181
seni seviyorum baba 42
seni gördüğüme sevindim 550
seni seviyorum anne 35
seni çok özlüyorum 22
seni özledim 350
seni bekliyorum 106
seni seviyorum bebeğim 22
seni hep seveceğim 33
seni çok merak ettim 17
seni seviyorum baba 42
seni gördüğüme sevindim 550
seni seviyorum anne 35
seni çok özlüyorum 22
seni özledim 350
seni bekliyorum 106
seni seviyorum bebeğim 22
seni hep seveceğim 33
seni çok merak ettim 17