Sorun ne ki translate French
939 parallel translation
- Neden? Sorun ne ki?
Pourquoi?
Sorun ne ki? Stazak Baba sana sahip çıkmıyor mu?
Pop Stazak t'a désavoué?
Hayatındaki sorun ne ki?
Qu'est-ce qu'elle a, ta vie?
Sorun ne ki?
Quelle importance...
Sorun ne ki?
C'est simple.
Sorun ne ki?
- Quel est le problème?
Evlenmemizde ne tür bir sorun olabilir ki?
que diriez-vous si nous nous mariions?
Sorun şu ki kölelik karşıtları uyuyan köpek gibi görünmüyorlar. Pirelerini her yere döküyorlar.
Les abolitionnistes ne sont pas des chiens.
Sorun şu ki, benden ayrıldıktan sonra bana rakip olarak kendi ofisini kuracak.
Il est à craindre qu'il ne me quitte lorsqu'il sera suffisamment formé.
Sorun ne bilmiyorum ama sizi temin ederim ki "imkansız" kelimesi Matuschek ve Ortakları'nın sözlüğünde bulunmaz.
J'ignore le probleme, mais je peux vous dire que le mot "impossible" n'existe pas chez Matuschek et Co.
Şimdi kuşkusu olan varsa onu görevden hiçbir sorun olmadan alabilirim ve sizi temin ederim ki kimse hakkında tek bir kötü söz söylemeyecek.
Si l'un d'entre vous a des doutes, il doit abandonner immédiatement, je promets que nul ne lui en tiendra rigueur.
Bunun gibi bir dizi ipucumuz daha var. Ana sorun şu ki, onlar bize bir yol göstermiyorlar.
Pas mal d'indices, mais l'ennui, c'est... que ça ne mène nulle part.
Ne oldu ki? Sorun nedir?
Qu'est-ce qu'il y a?
- Sorun şu ki, açıklayamam!
- je ne peux pas t'expliquer.
Korkarım ki, sizin için de bir sorun olacak.
Je crains qu'elle ne le soit aussi avec vous.
Sorun şu ki, Johnny'ye olan bana olmamıştı.
Je ne sais pas, Rip. Je ne l'aimais pas comme il m'aimait.
Ne tür bir sorun çıkarabilir ki?
Quel genre de problèmes?
sorun şu ki bu insanlar yerleşemedi.
S'il n'y a pas de travail, on ne peut rien.
kimsesiyi takmam. ve ne yaptım ki ben? bir sorun.
Quel monde pourri!
Sorun şu ki, sen ne istediğini her zaman bilirsin.
L'ennui, c'est que tu sais toujours ce que tu veux.
Sorun şu ki, bazılarımız bunu yapamıyor.
Mais certains d'entre nous ne peuvent pas.
Sorun şu ki, siz tekneler hakkında hiçbir şey bilmiyorsunuz.
Je ne peux pas vous expliquer, vous ne connaissez pas les bateaux.
Sorun şu ki, kitabın yazarı kızımızı tanımıyor.
Le probléme, c'est que les auteurs ne connaissent pas notre fille.
Sorun şu ki, hep senin peşinde.
Le problème, c'est qu'elle ne cesse de te suivre.
Sorun yaratmak istemiyoruz. - Sorun değil ki.
- Nous ne voulons pas vous embeter.
Sorun şu ki, tümü birden geri dönmeyecek.
Ce qui est terrible, c'est qu'ils ne rentreront pas tous.
Ne yazık ki bir sorun var.
La situation est grave.
- Ne dedim ki? Sorun ne?
- Ah, voilà qui me rassure.
Sorun şu ki, ben seni istemiyorum.
La vraie raison, c'est que je ne veux pas de vous.
Sorun şu ki, makineler çok hızlı... çok karmaşıklar... hataları çok güç algılanıyor... ve bu sıklıkta, hiçbir insanoğlu... bir makinenin doğruyu mu yanlışı mı söylediğini bilemez.
Mais les machines vont si vite... elles sont si complexes... leurs erreurs si subtiles... que très souvent, l'homme ne sait pas... si la machine ment ou pas.
Şu andan itibaren hiç bir sorun yaşamayacaksın. Tabii ki söylediklerimi yaparsan.
Tu ne dois craindre rien, si tu me obeis mais.
Sorun şu ki, çok fazla üsteleyemem.
Le problème, c'est que je ne peux pas aller trop loin.
Sorun şu ki, onun gibi biriyle hiç karşılaşmadım.
Le problème, c'est que je ne rencontre jamais quelqu'un comme lui.
-... yapamam ki. - Sorun değil. Ne yapman...
- Faites ce que vous avez à faire.
Ellerimizde çok ciddi bir sorun var, ve bununla ne yapıyorsun ki zaten?
Nous avons un problème très sérieux sur les bras, et qu'est-ce que vous faites avec ça de toute manière?
Yardım etmek istese de hatırlamakta sorun yaşayan bir ihtiyarı vuramam ki.
Je ne tire pas sur un vieillard qui voudrait bien m'aider mais qui a des trous de mémoire.
Ama sorun şu ki... sen hayatta olanlar için de aynı şeyi düşünüyorsun.
L'ennui, M. Russell... c'est que pour vous, les vivants ne valent pas mieux.
- Şimdi ki sorun ne?
- Quel est le problème maintenant?
Daha ne sorun çıkabilir ki?
Quoi d'autre maintenant?
- Bunda ne sorun var ki?
- Et où est le mal?
- Sorun olmayan ne var ki?
- Qu'est-ce qui va?
Shogunluğun, şimdiki darphane üçüncü yöneticisi Efendi Goto Sanyemon senin Goto ailesine damat olan oğlun yada ben öyle duydum ve bu yüzden başka bir avans, diyelim ki, 100-ryo sizin için sorun olmaz değil mi, efendim?
L'officier actuellement en fonction s'appelle Goto Saémon. Ce n'est autre que votre fils cadet qui a été adopté par la famille Goto. Après tout ce que je viens de dire, je pense que vous ne refuserez pas de me verser encore 100 petits ryos.
Ama sorun şu ki eğer şirketi arayıp, onlara, "elimde, 45 yaşında aslan terbiyecisi olmak isteyen bir muhasebeci var" dersem ilk soracakları soru "Kendi şapkası var mı?" olmayacaktır.
Mais voyez-vous, l'ennui c'est que... si j'appelle maintenant le service et que je leur dise... "J'ai un comptable de 45 ans qui veut devenir dompteur de lions"... leur première question ne sera pas, "Est-ce qu'il a un chapeau?"
Öyküye Patrice devam edecek. Musonların geleceğini biz de herkes kadar biliyorduk. Ama sorun şu ki, Ricky ile ben daha yeni fön çektirmiştik ve iki gün dışarı çıkamazdık.
Nous savions très bien que la mousson arrivait, mais le problème était que Ricky et moi, on s'était fait un brushing juste avant et on ne pouvait pas sortir avant quelques jours.
Sorun şu ki uyuyamıyorum. Sizleri bırakamıyorum.
Seulement, je ne peux pas m'endormir.
Tabii ki yürümez. Sorun ne o zaman?
Bien sûr que ça ne peut pas marcher.
Beni yaptığın hiçbir işe dahil etmedin ki Harry. Sorun da bu zaten. Tamam.
Tu ne m'as pas montré grand-chose.
Sorun şu ki burada tanıdığım hiçkimse yok.
Mais c'est que je ne connais personne dans cette ville.
Ama o kadar az zaman kaldı ki, bu da sorun oldu.
C'est qu'il ne nous reste pas beaucoup de temps à présent.
Sorun şu ki, şu Erkekler Derneği'ndeki adamdan başka kimseyi bilmiyorum.
Le hic, c'est que je ne connais personne à part ces types du Club des Hommes.
Evet, sorun şu ki muhtemelen neyle uğraştığınızı bilmiyorsunuz.
Oui, enfin, le problème, voyez-vous, c'est que vous ne savez pas à qui vous avez affaire.
sorun nedir 2736
sorun ne 3390
sorun ne o zaman 26
sorun neydi 30
ne kızı 45
ne ki bu 19
ne kitabı 22
kirk 419
kırk 72
kira 164
sorun ne 3390
sorun ne o zaman 26
sorun neydi 30
ne kızı 45
ne ki bu 19
ne kitabı 22
kirk 419
kırk 72
kira 164