Sorun sen değilsin translate French
178 parallel translation
Sorun sen değilsin. Sen de sorun yok.
Ce n'est pas toi, tu es bien.
Tina, sorun sen değilsin.
Tina, c'est pas toi.
Sorun sen değilsin.
Ce n'est pas toi.
Sorun sen değilsin. Bu sadece... Üstesinden gelemeyiz.
Ce n'est pas toi... c'est "nous" qui ne va pas.
Sorun sen değilsin, benim.
Ce n'est pas vous, c'est moi.
Sorun sen değilsin.
- Rien. Ce n'est pas toi.
- Sorun sen değilsin.
Il ne s'agit pas de toi, mais d'elle.
Sorun sen değilsin...
Pas vous.
Hayır, hayır, sorun sen değilsin. Sorun...
C'est pas toi.
" Sorun sen değilsin, Sam. Bunu anlamanı nasıl sağlayabilirim?
" Ce n'est pas de ta faute. [br] Comment te faire comprendre?
Sorun sen değilsin.
Ca n'est pas toi.
Sorun sen değilsin, Greg. Sorun Larry.
Il est opposé au mariage.
Sorun sen değilsin.
C'est pas ta faute, Ray.
Bak sorun sen değilsin.
Rien, c'est...
"Sorun sen değilsin, benim."
"Ce n'est pas toi, c'est moi."
Sorun sen değilsin.
Non, tu n'y es pour rien.
Sorun sen değilsin, Bryan.
Tu n'es pas l'homme de ma vie.
Bak, sorun sen değilsin.
Écoute, ce n'est pas à cause de toi.
Sorun sen değilsin.
Ce... Ce n'est pas toi.
Sorun sen değilsin, Rev
J'ai rien contre toi, Rev...
- Sorun sen değilsin.
- ll ne s'agit pas de toi.
Sorun sen değilsin.
Écoute, tu n'y es pour rien.
Sorun sen değilsin.
Tu n'y es pour rien.
Sorun sen değilsin, tamam mı?
C'est pas à cause de toi.
Sorun sen değilsin.
C'était pas toi.
- Sorun sen değilsin.
- C'est pas toi.
Ben böyleyim. Sorun sen değilsin ki.
- Je suis comme ça.
- Ama... - Phoebe, sorun sen değilsin.
Tu n'es pas en cause.
Sorun sen değilsin, Jim amca.
Ce n'est pas à cause de toi.
Sorun sen değilsin Mac.
Ce n'est pas toi.
"Şu anda bir ilişkiye hazır değilim, sorun sen değilsin, benim."
"Je ne suis pas prêt, " ça vient de moi. "
- Sorun sen değilsin, benim.
C'est pas toi, c'est moi.
Sorun sen değilsin, Jack. Sorun Darrin.
Ce n'est pas toi "Jack", c'est Jean-Pierre.
Hayır, sorun sen değilsin.
Mais non, je dis pas ça pour toi.
Hayır, sorun sen değilsin.
Ce... ce n'est pas toi, Ziva.
Sorun sen değilsin.
Ce n'est pas vous.
Sorun sen değilsin.
C'est pas toi, c'est moi.
Sorun sen değilsin!
C'est pas toi!
Önümüzde bir sorun var, sen tam onlarla karşılaşacak kadar iyi değilsin.
Quand les ennuis arrivent, il faut aller au-devant.
Zaten sorun şu ki..... sen senaryoya aşık değilsin.
De toute façon, le problème,... c'est que ce n'est pas le script que vous aimez.
Sorun sen değilsin.
Ce n'est pas toi...
Sen sorun değilsin ama...
C'est toi, ça va...
'Sorun sende değilsin'klasiğini sen bana mı söylüyorsun?
Tu me fais le coup du "C'est pas toi, c'est moi"?
- Sorun da bu, sen artık kanun değilsin.
Justement!
Sorun sen değilsin.
- Pourquoi?
- Sorun benim... Sen değilsin, benim.
- C'est pas toi, c'est moi.
Belki de asıl sorun sen sevgili olmaya uygun biri değilsin.
Mais... peut-être pas à la hauteur comme petit ami.
Sorun sen değilsin Dave. İnan bana sorun benim.
Ce n'est pas toi, Dave.
Sorun şu ki sen, benim yaşımda bir çocuk değilsin.
Le fait est que tu n'es pas un garçon de mon âge.
Sorun sen değilsin, benim.
C'est moi.
Tom, sorun sadece sen değilsin.
Hé, Tom, c'est pas que toi.
sorun sende değil 19
sen değilsin 122
değilsin 303
değilsiniz 26
sorun değil 4528
sorun degil 26
sorun 297
sorun yok 1746
sorun nedir 2736
sorunlar 17
sen değilsin 122
değilsin 303
değilsiniz 26
sorun değil 4528
sorun degil 26
sorun 297
sorun yok 1746
sorun nedir 2736
sorunlar 17
sorun ne 3390
sorun olmaz 185
sorun olur mu 68
sorun mu var 211
sorun değil tatlım 17
sorunumuz var 27
sorun var 47
sorunuz var mı 42
sorunun nedir 50
sorununuz nedir 22
sorun olmaz 185
sorun olur mu 68
sorun mu var 211
sorun değil tatlım 17
sorunumuz var 27
sorun var 47
sorunuz var mı 42
sorunun nedir 50
sorununuz nedir 22