Sorun istemiyorum translate French
601 parallel translation
Evimde bir sorun istemiyorum.
Je ne veux aucun problème chez moi.
Tek bildiğim burada daha fazla sorun istemediğim. Bir daha asla sorun istemiyorum.
Tout ce que je sais, c'est que je ne veux plus d'ennuis.
sorun istemiyorum.
Evitons les ennuis. Des ennuis?
Ve ben hiç sorun istemiyorum bu yüzden herşeyde hassas ve sakin olalım.
Elle est tranquille, J'aimerais qu'elle le reste.
Sorun istemiyorum.
Je ne veux pas d'ennuis.
Aramızda sorun istemiyorum.
- Parle-nous.
Ben sorun istemiyorum.
Je ne veux pas avoir d'ennuis.
- Hiçbir sorun istemiyorum.
Le voyage se termine et je ne veux pas que les ennuis commencent.
Bir sürü insanın beklediği böyle bir günde sorun istemiyorum.
Je ne veux pas d'ennuis, beaucoup de gens ont attendu ce jour.
Burada herhangi bir sorun istemiyorum.
Je ne veux plus d'ennuis.
Daha fazla sorun istemiyorum.
Je ne veux plus vous entendre.
Burada küçük bir ailem var. Artık sorun istemiyorum.
J'ai ici une petite famille et je ne veux plus d'histoires.
Sorun istemiyorum.
Pas d'ennuis!
- Hayır, belki gerçekten arkadaşıdır, sorun istemiyorum.
Je crois qu'ils sont amis...
Umduğumdan fazla ödüyor ve sorun istemiyorum.
Il paye bien et ne fera pas d'histoires.
Daha fazla sorun yaratmak istemiyorum.
Je ne veux plus causer d'ennuis.
Sana sorun çıkarmak istemiyorum. Eminim sen de bunu istemezsin.
Je ne veux pas être méchant avec vous ni vous avec moi, je suis sûr.
Tabiki, sorun yaratmak istemiyorum Ama söylemek görevim
Sans faire d'histoires, j'ai cru devoir te prévenir.
Sorun çıkarmak istemiyorum.
Je ne veux pas d'ennuis avec vous.
Ben tüyüyorum. Size sorun olmak istemiyorum.
Il faut que je me sauve.
Biliyorsun sorun ya da kavga çıkarmak istemiyorum, ama...
Je ne cherche pas la querelle mais regardez pour le bétail.
Ben kimseden dolayı sorun çıksın istemiyorum, ama sen konuşurken, çok hoş bir şey dikkatimi çekti.
Comme les autres, je ne veux pas de problèmes, mais alors que vous parliez, je regardais quelque chose, quelque chose de très joli.
Buradakinin çıkıp sorun yaratmasını istemiyorum.
Je ne voudrais pas qu'il me fasse des ennuis.
Sorun çıkarmak istemiyorum.
je ne veux pas d'histoires...
Burada atların bacakları dinleninceye kadar,... üç ya da dört gün kalmayı düşünüyorum ve gereksiz bir sorun istemiyorum.
En attendant, je veux pas d'ennuis.
Başka sorun çıksın istemiyorum.
Je ne veux pas d'ennuis.
Sorun yaratmak istemiyorum.
M. Cohill est un excellent officier.
Sorun yaratmak istemiyorum. Tek istediğim bir içki.
Tout ce que je voulais, c'est un autre verre.
Sorun çıkarmak istemiyorum ama onlarla savaşmıyorsan....... onlarla birliktesin demektir.
Si tu n'es pas contre eux, tu es pour eux. J'ai le droit de parler.
- Hayır, ama sorun çıksın istemiyorum.
- Non, mais je ne veux pas d'ennuis.
Sorun değilse bunu alacağım neye benzediğini unutmak istemiyorum.
Si vous pouviez la mettre de côté, J'aimerais l'emporter, Au cas où j'oublie à quoi il ressemble.
- Giderken bir sorun çıksın istemiyorum. - Tamam, tamam.
- Qu'est-ce qu'il y a, Tommy?
Sorun çıkarmanı istemiyorum, Harry.
N'essaie pas de l'acheter.
- Sorun çıksın istemiyorum.
- Pas d'histoires!
Bu bir iyilik. Sorun çıksın istemiyorum.
C'est un service que je rends, et je veux pas qu'il m'attire des ennuis.
Sana sorun çıkartmak istemiyorum.
Je ne veux pas vous créer d'ennuis.
Bir sorun çıksın istemiyorum Ginnie.
Je veux pas d'ennuis.
Şimdi, sorun çıkarmak istemiyorum... Ama Gant'in beni öldürmesini beklemiyeceğim.
Bon, je ne suis pas du genre à causer des ennuis... mais je ne resterai pas là à ne rien faire avec Gant qui s'apprête à me tuer.
Lütfen, bayım sorun çıkarmak istemiyorum.
Je vous en prie.
Artık burada hiçbir sorun istemiyorum.
Je ne veux pas d'ennuis.
Hiçbir sorun istemiyorum.
Je ne te cherche pas.
Artık burada sorun istemiyorum.
Je ne veux pas d'ennuis.
Sorun şu ki, ben seni istemiyorum.
La vraie raison, c'est que je ne veux pas de vous.
Ichi'ye daha fazla sorun olmak istemiyorum.
Je ne veux pas créer d'autres problèmes à Ichi.
Sorun istemiyorum.
L'on dit que les dernières voitures amériSaines sont inSroyables.
- Bir sorun çıksın istemiyorum. - O şeye dikkat et.
Nous ne voulons pas vous affronter.
Geri kalanınızdan sorun istemiyorum.
Je ne veux plus d'ennuis.
- Sorun yaratmak istemiyorum.
- Je ne veux pas vous gêner.
Boş verin gitsin, bizim yüzümüzden sorun çıksın istemiyorum.
- Te fatigue pas, c'est la maison des histoires.
Sorun istemiyorum! - Eğer buraya gelirse, aynen dışarı!
Si elle entre, dehors!
- Sorun çıkarmak istemiyorum.
Je ne veux pas de scène.
istemiyorum 1125
sorun değil 4528
sorun degil 26
sorun 297
sorun yok 1746
sorun nedir 2736
sorunlar 17
sorun ne 3390
sorun olmaz 185
sorun olur mu 68
sorun değil 4528
sorun degil 26
sorun 297
sorun yok 1746
sorun nedir 2736
sorunlar 17
sorun ne 3390
sorun olmaz 185
sorun olur mu 68
sorun mu var 211
sorun değil tatlım 17
sorunumuz var 27
sorun var 47
sorunuz var mı 42
sorunun nedir 50
sorununuz nedir 22
sorun bu mu 22
sorun bu 79
sorun bu değil 89
sorun değil tatlım 17
sorunumuz var 27
sorun var 47
sorunuz var mı 42
sorunun nedir 50
sorununuz nedir 22
sorun bu mu 22
sorun bu 79
sorun bu değil 89