Tanrı biliyor translate French
1,206 parallel translation
Oh, iyi ve sağlıklı oğlanlar. Fakat ne kadar başbelası olduklarını Tanrı biliyor!
Oh, ses fils sont pleins de vie mais que Dieu me pardonne, ils peuvent être si infernaux!
Sadece bir cümle gibi geliyor, biliyorum, tanrı biliyor.
Je sais que ça a l'air d'un baratin. Dieu sait que je l'ai utilisé.
Tanrı biliyor bu, bir pilota yapabileceğiniz en kötü şey.
C'est la pire des choses qu'on puisse faire à un pilote.
Onlar için iyi bir baba olamadım, ve Tanrı biliyor ki, iyi bir annede.
Je n'ai pas été un très bon père et je ne peux remplacer leur mère.
Gerçekten bundan pişmanım, fakat tanrı biliyor ki günahlarınızdan daha fazla acı çekmenizi istemiyoruz.
Je regrette, mais Dieu sait que nous ne voulons pas que tu souffres plus que tes péchés ne l'exigent.
Tanrı biliyor ya, her tür yardıma ihtiyacım var.
Dieu sait que j'ai besoin d'aide!
Tanrı biliyor ya, iyi çocuksun.
Néanmoins, tu es un grand sujet!
Marge'ın yardıma ihtiyacı var ve tanrı biliyor ki ben sağlayabilecek kişi değilim.
Marge a besoin d'aide, et Dieu sait que je suis incapable de l'aider.
Tanrı biliyor, Tara ve ben yıllarca denedik.
On a essayé pendant des années, Tara et moi.
Sen olsaydım eğer, Tanrı biliyor ki yapardım.
Je ne m'en priverais pas, à votre place.
Tanrı biliyor ya, vurulmak bizim ailenin laneti.
Dieu sait... c'est une malédiction pour notre famille.
Tanrı biliyor, ailemiz bunları yeterince çekti.
Notre famille a trop souffert.
Ancak Tanrı biliyor ki tüm tavsiyelerim majestelerinin tahtını korumak içindi.
Mais Dieu sait que mes conseils n'ont eu d'autre objet que d'asseoir votre trône.
Tanrı biliyor ya Sasha yeterince çığlık attı.
J'ai eu ma dose de cris avec Sasha.
Tanrı biliyor ki "ölüm bizi ayırıncaya kadar" kısmını ciddiye almalısın.
Le fameux "Unis jusqu'à la mort"?
Sen mutluluğu hak ediyorsun. Tanrı biliyor kavuşmanız gerçekten uzun sürdü.
Dieu sait que ça a pris du temps.
Tanrı biliyor, yaşarken senin için fazla bir şey yapmadım ama cennet diye bir yer varsa ve beni oraya alırlarsa her zaman seni koruyup gözeteceğime söz veriyorum.
Dieu sait que je n'ai pas fait grand-chose pour toi quand j'étais en vie, mais si le paradis existe et qu'on me laisse entrer, je promets de toujours veiller sur toi.
Ve Tanrı biliyor ya herkes yeterince kımıldıyor zaten.
Et Dieu sait que tout le monde est assez secoué pour le moment.
Kendiniz ölmeden birisinin almasına müsaade etmezsiniz Ve Tanrı biliyor gittiğinden emin olursunuz.
Vous ne laisseriez jamais quelqu'un vous la prendre et vous sauriez illico si elle avait disparu.
Tanrı biliyor o skoru ben kazandım.
Je le mérite avec mon score!
Yani, ben Şişko Tony olsaydım, ki Tanrı biliyor bir gün olacağım... Sadece hücremde oturur ve günden göre delirirdim.
Si j'étais Fat Tony, et j'espère l'être un jour, j'enragerais dans ma cellule.
Tanrı biliyor ya, cadılar günü hazırlıklarına da yardım etmedi.
Il aurait pu m'aider à décorer pour Halloween.
Tanrı biliyor, bu iş eğitici, ama bazen...
C'est très éducatif et tout ça, mais parfois...
Biliyor musunuz, radikal Hıristiyanlar beni çok eğlendiriyor. İyi şeyler için Tanrı'ya şükredip... kötü şeyler için insanlığı suçluyorlar.
Ça m'amuse terriblement ces chrétiens qui remercient Dieu pour ses bienfaits et fustigent l'humanité pour ses méfaits.
İrlandalılar dünyaya hükmetmesin diye Tanrı'nın içkiyi nasıl yarattığını biliyor musun?
Dieu a inventé l'alcoolpour que les Irlandais ne dominentpas le monde.
Ve Tanrı biliyor size hak veriyorum.
Dieu sait que je vous approuve.
Gitmeme izin verir ya da seni ölürken seyreder. - Benim ilk Tanrısal işim ne olacak biliyor musun?
Devine ma première action en tant que dieu?
Tanrılar'ın değil! - İkinizin de bunu daha iyi biliyor olması gerekirdi!
- Vous devriez le savoir.
Tanrı biliyor ya Nahassapetapeeta ya da her neyse o olmadan da yeterince uzun.
Selma, chérie, comment vas-tu?
Tanrı hepimizi sever, Francie. Ama biliyor musun, onun kalbinde senin özel bir yerin var.
Dieu aime chacun de nous, Francie... mail il y a une place spéciale en son coeur pour toi.
Bu gezegenin adını savaş tanrısından aldığını biliyor muydun?
Cet endroit porte le nom du Dieu de la guerre.
Tanrı kendisinin mükemmel, bizim eksik olduğumuzu biliyor.
Dieu sait qu'Il est parfait et pas nous.
Biliyor musun, yüce Tanrım, burası lanet bir lise gibi.
Tu sais, c'est comme au lycée.
Biliyor musun, benim ailemde, Ricardo bir Tanrı gibidir. Bir efsanedir.
Dans ma famille, Ricardo était un dieu, c'était une légende.
Çünkü yarı Tanrı ve tam bir deli olduğumu biliyor.
Il sait que je suis une demi-déesse et folle à lier!
Tanrım, sence biliyor mu?
Pensez-vous qu'il sache?
"Tanrım ve İnsanlığın Efendisi" ilahisinin sözlerini biliyor musun?
Tu connais les mots de : Seigneur Dieu et Père de l'univers?
Bak, Tanrı bile adını biliyor.
Tu vois, même Dieu connaît ton nom.
Ne zamandan beri olduğunu tanrı biliyor.
À Connaught Place.
Üst katta televizyon seyretmeyi, erkekleri çekiştirmeyi, hatta tanrım, ders çalışmayı ne kadar istediğimi biliyor musun?
J'adorerais rester là à regarder la télé, à parler des garçons, même à faire mes devoirs. Mais je dois sauver le monde.
Tanrıça Hope biliyor. Bunu hissedebiliyorum.
La déesse Hope sait tout, je le sens.
Tanrım, bunun ne olduğunu biliyor musun?
Tu sais ce que c'est?
Tanrıya inanmamaktan daha korkunç olan nedir biliyor musun?
Tu sais ce qui est pire que de ne pas croire en Dieu?
Biliyor musun, dört yıldan beri aptal insanların senin... buraların bir çeşit tanrısı olduğunu düşündüklerini gözlemledim.
ça fait 4 ans que je te vois te prendre pour le Dieu de l'école.
Ne biliyor musun? Tanrı beni bağışladı.
Dieu m'a épargné.
- Buranın ne işe yaradığını biliyor musun? - Aman tanrım.
Tu sais ce qu'est le clitoris?
Tanrı'm, Vin, kadını soğuttunu biliyor musun?
Vin, tu viens de refroidir une femme, t'es au courant?
Tanrı da, buradaki herkes de biliyor ki benim ölümüm, nihai sonuç olur.
On sait tous que le but de tout ça, c'est de me trucider.
Ayrıca, her hayat Tanrı'nın gözünde değerlidir, biliyor musun?
Et pour Dieu, chaque vie est précieuse, tu sais.
- Tanrım... - Herkes biliyor.
Tout le monde le sait.
Tanrım, biliyor musun, sana inanamıyorum.
Je n'arrive pas à le croire!
tanrı biliyor ya 39
biliyorum 15888
biliyorsun 4418
biliyormusun 262
biliyor musun 6673
biliyor 196
biliyorum tatlım 44
biliyorum canım 32
biliyorum ama 99
biliyorum hayatım 20
biliyorum 15888
biliyorsun 4418
biliyormusun 262
biliyor musun 6673
biliyor 196
biliyorum tatlım 44
biliyorum canım 32
biliyorum ama 99
biliyorum hayatım 20
biliyorsunuz ki 33
biliyor musunuz 1377
biliyorum baba 24
biliyorsunuz 744
biliyorum biliyorum 28
biliyorum efendim 52
biliyor musun al 19
biliyorum ki 71
biliyorum bunu 16
biliyorum anne 31
biliyor musunuz 1377
biliyorum baba 24
biliyorsunuz 744
biliyorum biliyorum 28
biliyorum efendim 52
biliyor musun al 19
biliyorum ki 71
biliyorum bunu 16
biliyorum anne 31
biliyordum 1178
biliyorsun değil mi 147
biliyorsun ki 112
biliyoruz 271
biliyor musun baba 17
biliyorsundur 23
biliyorsun ya 20
biliyorum işte 83
biliyorsun bunu 34
biliyorsun işte 57
biliyorsun değil mi 147
biliyorsun ki 112
biliyoruz 271
biliyor musun baba 17
biliyorsundur 23
biliyorsun ya 20
biliyorum işte 83
biliyorsun bunu 34
biliyorsun işte 57