Çok önemli translate French
13,756 parallel translation
Ama hislerimin beni engellemesi için çok önemli bir mesele.
Mais bien trop important à mes yeux pour avoir des scrupules.
Onu anlaman lazım Axl bu Sue'nun son yılı ve onun için çok önemli.
Tu dois comprendre, Axl, l'année de terminale de Sue est importante pour elle.
Gerçekten çok önemli değil.
Ce n'est pas grand chose.
Çok önemli.
C'est important.
Çok önemli insanlar katılacak.
La salle sera remplie de gens importants.
Zaman çok önemli Gibbs.
Le temps compte, Gibbs.
Senden böyle bir şey duymak benim için çok önemli.
Cela veut dire beaucoup, venant de toi.
Kendisi için çok önemli olan birini çok erken yaşta kaybettiği için yaşadığı sorunlar kolay bir hedef olmasını sağlıyor.
Ayant du mal à faire face à une perte importante à un âge délicat qui fait de lui une cible facile.
Bu çok önemli bir şey.
Ça compte.
Ayrıca ve bu çok önemli. Ne olursa olsun hiçbir şey için kendini suçlamanı istemiyorum, tamam mı?
Et aussi, c'est très important, mais quoiqu il arrive je ne veux pas que vous vous sentiez coupable.
Karakurt'u, o kilisenin yakınına bir yere gelmeden önce yakalamamız çok önemli.
Il est crucial d'attraper Karakurt avant qu'il ne soit proche de cette église.
Bu kadar riske girdiğine göre bu adamın çok önemli olmalı.
Cette associée doit être très importante pour que vous preniez de tels risques.
İki tane var ve birinin eve dönüp onun için çok önemli bir şey yapmana ihtiyacı var.
T'as deux enfants maintenant, et l'un d'entre eux a besoin de toi à la maison et de faire quelque chose de très important pour lui, ok?
- Hils, nereye gittiğimizi söylememen çok önemli.
- Hils vous ne devez dire à personne où nous allons.
Ama sayın meclis üyesi, aşılar çok önemli aynı zamanda da çok tehlikeli.
Mais, conseiller municipal, les vaccins sont vraiment importants, mais ils sont aussi vraiment, mauvais.
Sanırım kendim fırsatı kaçırdığım için başkalarının yakalamasının çok önemli olduğunu düşünüyorum.
Je crois que c'est parce que j'ai raté le coche que c'est si important pour moi que d'autres l'attrapent.
Bu gece bizim için çok önemli.
Cette soirée est importante pour nous.
Evet, burası Dora ve benim için çok önemli.
Oui, c'est très important pour Dora et moi.
Bir iki saat bile çok önemli!
Une ou deux heures comptent.
Benim için çok önemli.
Ça compte pour moi.
Senin için de önemli olmalı. Hastalarım için çok önemli.
Ça devrait compter pour vous, pour mes patients.
Bunu imzaladığınız zaman ne olacağını bilmeniz çok önemli Bayan Grey. Şimdiki ve gelecekteki bütün haklarınızı kızınıza devrediyorsunuz.
Mme Grey, vous devez bien comprendre qu'en signant ça, vous renoncez à tous vos droits sur votre fille, à présent et à l'avenir.
Evet, hemde çok önemli.
Oui bon c'est quelque chose.
Bugün çok önemli birisin sen.
En ce jour heureux, nous te célébrons
Köyümüzün varlığı için nesilden nesile geçen çok önemli bir görevdir.
Il faut que chaque génération prenne la relève.
çok önemli hem de.
Oui, ça me tenait vraiment à cœur.
Hem sinirsel bir hasar ihtimaline karşı hem de gömleğime kan bulaştırmanı istemem. Çünkü çok önemli bir toplantım var, anlaştık mı? Ne dedin?
À cause d'un risque de lésion du nerf, et aussi pour ne pas tâcher ma chemise parce que j'ai une importante réunion, d'accord?
Onun yüzünden çok önemli bir filmde başrolü kaçırdım.
A cause de lui, je rate des rôles dans des films importants.
- Peki. Aslında, aklıma geldi de çok önemli bir konuyu tartışmadık.
En fait, il m'est apparu que nous n'avons pas discuté d'un sujet très important.
Sadece babanın bana saygı duyması benim için çok önemli.
[soupirs] C'est juste que... C'est important pour moi que ton père me respecte.
- Çok önemli.
- C'est important.
Bunu benim için çok önemli bir günde yaptım ve ateşkes devam edecek.
Je l'ai fait un jour très important pour moi, - cette trêve se maintiendra. - Inacceptable.
Çok önemli bir buluşu ve tabelasını görmek ister misiniz?
Vous voulez voir cette invention géniale et sa plaque?
Çok önemli kişiler listesindeyiz. Cornish Savaşı'nın lideri Michael An Gof'un mezarına gideceğiz.
Nous sommes sur une liste d'invités VIP pour rendre visite au leader de la rébellion Cornish, la tombe de Michael Un Gof.
Ya Odelle Ballard cesur br kahramandır, bu ülkeye hizmet için çok önemli ve tehlikeli bir görevi yerine getirdi diyeceğiz Ya da...
nous pourrons soit dire qu'Odelle Ballard est un héros, un agent sous couverture qui accomplissait une dangereuse et importante mission au service du pays, ou alors...
Ülkelerimiz arasındaki dayanışma benim için çok önemli, Büyükelçi Reiss.
La solidarité entre nos nations est la principale chose dans mes pensées, Ambassadeur Reiss.
Çok önemli bir çekimin ortasındayım.
Je suis en plein milieu d'une importante séance photo.
- Telefon araması, çok önemli.
Un appel très important.
Stratejik olarak çok önemli ve bunu görmezden gelemezsin.
Elles ont une grande valeur stratégique et je ne peux pas ignorer ça!
Çok önemli. Doktor'u dedi.
Le Docteur.
Şimdi, birileri, bu bahçe çok önemli bir şeyin gömülü olduğunu söylemeye çalışıyor.
Alors quelqu'un essaie de me dire qu'il y a quelque chose d'important d'enterré dans ce jardin.
Dehlizlerde oturduğumuzu ve bana çok önemli bir şey söylediğini hatırlıyorum. Ama ne söylediği hakkında hiçbir fikrim yok.
Je sais que l'on s'est assis dans les Cloîtres et elle m'a dit quelque chose de très important, mais je ne sais pas ce qu'elle a dit.
Çok önemli şeyler bu görüşmenin sonucuna bağlı.
Tellement de choses dépendent de cette rencontre.
İçeride çok önemli tehditlerin ipuçları var. Ve bu tehditler amacına altı saat içinde ulaşacak. Tabii olayı kavrayıp ne olduğunu bulamazsanız.
Dans chacune, il y a des indices, qui indiquent de réelles menaces... des menaces qui vont prendre forme dans six heures si vous n'arrivez pas à les identifer et à les arrêter.
Bu benim için çok önemli.
Cela aussi est important pour moi.
Küresel boyuttayız şu an. Bu büyüklükteki bir şirket çok geçmeden önemli bir oyuncu olarak oyuna girebilir. Deneyimsiz bir ekibin tereddüdüne sahip değil.
Positionnés sur tout le globe comme nous sommes, une entreprise de cette taille, nous pouvons arriver sur la scène comme un acteur important immédiatement, sans passer par les doutes que connaissent les novices.
Öyle ama bu kadar önemli bir fırsat için adaylığımı koymamam çok saçma olurdu.
C'est vrai, mais avec une chance pareille à saisir, ça serait ridicule de ne pas se lancer dans la bataille.
Yeteneğimle ilgili onay verip vermemenizin önemli olmadığını biliyorum ama önemsedim çünkü çok korkmuştum.
Je ne devrais pas me soucier de savoir si tu as ou non confiance dans mes compétences, mais je le fais parce que je suis terrifiée.
- Hayır, çok daha önemli bir şey.
Non, c'est bien plus important que ça.
Kilisenin en önemli öğretilerine karşı kuşku uyandıracak çok eski yazıtlara sahip.
Elle a des documents anciens en sa possession qui font planer le doute sur les enseignements les plus significatifs de l'Église.
Güzellikten çok daha önemli şeyler hakkında konuşmaya geldim.
Nous devons parler de bien plus que de beauté.
çok önemli değil 40
önemli değil 3809
önemli degil 25
önemli 199
önemli birşey değil 33
önemli bir şey değil 261
önemli değil mi 21
önemli olan bu 110
önemli bir şey 34
önemli bir konu 16
önemli değil 3809
önemli degil 25
önemli 199
önemli birşey değil 33
önemli bir şey değil 261
önemli değil mi 21
önemli olan bu 110
önemli bir şey 34
önemli bir konu 16