English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Portuguese / [ B ] / Bana yardım etti

Bana yardım etti translate Portuguese

386 parallel translation
Onunla daha sonra, dışarı çıktığımız zaman konuştuk ve... Bir ruble düşürmüştüm, o da bulmamda bana yardım etti.
Mas falei com ele depois, quando saímos eu deixei cair um rublo e ele ajudou-me a encontrá-lo.
Milis bana yardım etti.
Os milicianos ajudaram-me.
" Taksi şoförü bana yardım etti.
" Um taxista me ajudou.
Ama çok iyiydi. O aptallara söylemek istediğim her şeyde bana yardım etti.
Ele ajudou-me a dizer o que eu queria dizer àqueles idiotas.
Andre oradaydı, ve yaşamını riske atarak bana yardım etti.
André estava lá. E arriscou a sua vida.
Bana yardım etti.
Ele ajudou-me.
Colorado bana yardım etti.
O Colorado ajudou-me.
Beni destekledi, yüreklendirdi ve bana yardım etti...
Ela me apoiou, me incentivou e me ajudou.
- Bilmiyorum ama bana yardım etti.
- Não sei mas ele ajudou-me.
- Bana yardım etti.
- Espero que se tenha divertido.
Andreas bana yardım etti. Pusunun nerede olduğunu söyledi.
O Andreas ajudou-me e disse-me onde será a emboscada.
# Evet, o bana yardım etti.
Sim, ela ajudou-me.
Bana yardım etti!
Aquele lugar é uma loucura!
Bana yardım etti.
- E ele me ajudou. - Sim.
Bana yardım etti.
- Ele me ajudou! - Claro.
- O bana yardım etti.
- A mamã ajudou-me um pouco.
Jack bana yardım etti ve o şey bir yerlerden ortaya çıktı.
O Jack veio ajudar-me e veio aquela coisa.
Sonra bir tesadüf bana yardım etti.
Então, encontrei uma oportunidade.
Havel, "Mila 23" den, bana yardım etti. getirdiklerimi teslim alıyordu.
Havel, um vizinho de "Mila 23", ajudava-me. Era ele entregava.
Bana yardım etti.
Ele ajudou-me!
Bu kadın, bu garip kadın bana yardım etti.
Esta mulher Esta mulher estranha Ajudou-me.
Annen bana yardım etti.
A tua mamã ajudou-me.
Allahtan, projede görev alan Al isimli bir gözlemci bana yardım etti.
Felizmente, eu tive ajuda... um observador do meu projecto chamado Al.
Allahtan, projede görev alan Al isimli bir gözlemci bana yardım etti.
Por sorte, eu tive ajuda... um observador do meu projecto chamado Al.
Jonathan gelip bana yardım etti.
Jonathan veio e ajudou-me.
Truvy hatalarımı görmemde bana yardım etti.
A Truvy ajudou-me a ver como estava errada.
Yine de bana yardım etti.
Ainda assim me ajudou.
Terapistim tekrar yürüyebilmem için bana yardım etti.
O fisioterapeuta que me ajudou a voltar a andar?
Bir kız arkadaşım onu zenginleştirmede bana yardım etti.
- Sim, parece diferente. - Uma amiga ajudou-me a redecorá-la.
- Bir İngiliz var, o bana yardım etti.
- Tenho um inglês que me ajuda.
Kapıcı gelip bana yardım etti.
O porteiro até teve de ir lá a casa, ajudar-me.
Hissiz ; ama "Kişi" bana yardım etti.
Seria antiético ter prazer na morte de outros.
Ay bana yardım etti ve bana bir yıldız gönderdi.
A Lua escutou o meu pedido, e enviou-me uma estrela.
Yardımcıların bana yardım etti.
Os seus delegados ajudaram-me com muita competência.
Sen yokken bana yardım etti.
Ele deu uma mão por aqui enquanto você esteve fora.
Ama Spawn geldi ve bana yardım etti.
O Spawn apareceu e ajudou-me.
Açık bir biçimde 10 felaket etkisinde, ama Tanrı bana yardım etti. Ondan hoşlanıyorum.
É uma catástrofe do pior, mas - que queres que te diga - gosto dele.
Bayan Scarlett, bana biraz yardım etti.
A Menina Scarlett ajudou um bocadinho.
Tatildeydi, ama bana yardım etmesini rica ettim o da beni kayak yapmaya davet etti.
Ele estava de férias, mas pedi-lhe ajuda e ele convidou-me para esquiar.
Bana bir polis yardım etti ve bunu geri ödemek istiyorum.
Um polícia ajudou-me e eu gostaria de retribuir-lhe.
Sabâ'yı cezalandırmama yardım edeceksin,... bana ihanet etti.
Será o instrumento que punirá a rainha de Sabá, por me ter traído.
- Küçük bir çocuk yardım etti bana.
- Um menino me ajudou.
Bana yardım etti.
Ele me ajudou!
Aşkımın dürüstlüğüne ikna olduktan sonra kızınızın bana kalbini vermesine, benim sevgimi kabul etmesine yardım etti.
Ela foi testemunha do nosso compromisso, e foi depois de ver a honestidade do meu amor que me ajudou a convencer vossa filha a jurar-me o seu amor assim como eu lhe jurei o meu.
Aslında Kongstrup bana yardım teklif etti.
- Quem te comprará o bilhete? O tio Kongstrup prometeu levar-me ao porto.
Hiçbir şeyim yokken bana Gordon yardım etti.
Quando estava em baixo e não tinha nada, foi o Gordon quem me ajudou.
Bu ufaklık Nicky, "Yardım Eli" bana emanet etti.
Este é o pequeno Nicky, de "Ajudar com alegria".
Bana hapisteyken yardım etti.
O teu pai ajudou-me na prisão.
Senin hayat hikayen bir dişi kovboy olmamda bana çok yardım etti.
Seu exemplo de vida ajudou-me em minha luta para me tornar uma vaqueira.
Beni deli sanacaksın, biri beni rüyamda ziyaret etti ve Del Preston bana Aurora Illinois'de bir konser düzenlemekte yardım edecek dedi.
Vais pensar que sou choné, mas apareceu-me alguém em sonhos a dizer que o Del Preston me ajudaria a organizar um concerto em Aurora, no Illinois.
Bana Almanlar yardım etti.
Fui ajudado pelos Alemães.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]