English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Portuguese / [ B ] / Bir süre önce

Bir süre önce translate Portuguese

2,052 parallel translation
Kaybolmadan kısa bir süre önce Kristin ilişkisini bitirmişti.
A Kristin acabou com tudo pouco antes de desaparecer.
Bir süre önce bir MVC gelmişti.
Há tempos, deu entrada uma vítima de acidente automóvel.
Bildiğin gibi psikiyatristliği bir süre önce bıraktım.
Bem, já não sou psiquiatra há algum tempo, como bem sabe.
Tamam, bilginiz olsun, zanlı bir süre önce tıbbi tedavi görmüş. Muhtemel ruh ve sinir hastalığı.
O suspeito passou algum tempo num instituto mental, possivelmente apresenta problemas mentais.
Bir süre önce kendim çözdüm.
- Percebi há algum tempo.
Ölümünden kısa bir süre önce cinsel ilişkiye girmiş.
Ele teve sexo pouco antes de morrer.
Ölmeden kısa bir süre önce bir kadınla cinsel ilişkiye girmişti.
Ele teve sexo com uma mulher momentos antes de morrer.
Kısa bir süre önce benim işime burunlarını sokan çocuklar olmalı.
Devem ser aqueles humanos inúteis.
Ama aklınızda bulunsun, kısa bir süre önce yerel bir pastaneyi batırdı. Kapatmalıyım.
- Tenho de desligar.
Bir süre önce beni özgür bırakacağına dair söz vermiştin.
Já faz algum tempo que prometeste libertar-me.
Evet, onu bir süre önce tedavi ettim ve haberim...
Sim, cuidei dele há algum tempo. Se não...
Savcılık, kısa bir süre önce, davalının, yargılama sürecini aksatmak niyetinde olduğuna dair kanıt elde etti.
O Estado recebeu recentemente provas de que o réu tentou interferir no processo judicial.
Dikişler erimeye başlamış ki bu da, hastalıklı apandisin 4 ila 7 gün arası bir süre önce vücuda yerleştirildiğini gösteriyor.
As suturas tinham começado a dissolver-se, o que quer dizer que o apêndice infectado foi inserido no corpo há cerca de quatro a sete dias.
Bir süre önce ben uyurken odada benden başka birşey olduğunu hissetmeye başladım.
Desde a algum tempo que, sinto como... se alguma coisa estivese no quarto... comigo, enquanto durmo.
Kısa bir süre önce çok da uzak olmayan bir galakside...
HÁ POUCO TEMPO, NUMA GALÁXIA NADA, MAS NADA LONGÍNQUA...
USS Kelvin'e bir Romulan gemisinin saldırmasından kısa bir süre önce.
Antes de uma nave Romulana atacar a USS Kelvin.
Bir süre önce anlatmıştı
Sei há 3 meses.
Piskopos bir aydan daha uzun bir süre önce öldü.
O bispo morreu há mais de 1 mês.
Bir süre önce.
Já foi há uns tempos, por isso...
Kısa bir süre önce, bir üniversite takımı açılış maçını kaybetmişti.
Uma certa equipa universitária perdeu no jogo de abertura.
Kısa bir süre önce birkaç tane gezgin vardı.
Tiveram alguns excursionistas não faz muito tempo.
Bir süre önce burada kalmıştım.
Estive aqui hospedado há algum tempo.
- Hayır, ama kadının bir süre önce öldüğüne inanıyoruz.
Não, mas julgamos que ela morreu... - Ela?
Evet, bir süre önce bana söylemişti.
Sim, ele disse-me há uns tempos.
Kısa bir süre önce onun gibiydim.
Não há muito fui aquele rapaz.
Tuhaf, çünkü Deborah Lehrman Savcı Janice Rizzo kendisini başka bir muamma için sorgulamadan çok kısa bir süre önce öldürüldü.
"Estranho", porque Deborah Lehrman foi assassinada um pouco antes da procuradora Janice Rizzo ter a intenção de a interrogar sobre um outro mistério :
Bir süre önce polis gelip bıraktı.
A Polícia o deixou aqui há algum tempo.
Roy bir süre önce para kazanmayı denedi.
O Roy tentou ganhar algum dinheiro, há algum tempo atrás.
Bir süre önce onun için bir seans yapmışsınız.
Creio que lhe fez uma leitura recentemente.
Bir süre önce ayrı düşmüşler Onu bulmamız lazım.
Temos que encontrá-la. Estão separados há um bom tempo.
Kısa bir süre önce de ofisini kapatmış.
E recentemente, encerrou o escritório.
Bir süre önce kulüpte çalışmış, bir kıza benzettim.
Parece alguém que trabalhou no clube, há muito tempo.
Melbourne'de bundan bir süre önce Silahlı Soygun Masası kontrolden çıkmıştı.
Em Melbourne nessa altura... - isto já se passou há algum tempo - a Divisão Anti-Roubos Armados estava fora de controlo.
Kısa bir süre önce sen de benzer durumdaydın.
Tu estavas na mesma situação que ele.
Bir süre önce Henry ile burada kalıyordum.
Em tempos vivi aqui com o Henry.
Uzun süre önce bir sorun yaşadım.
Tive um problema... há muito tempo.
Onlar kostümlerini o kadar uzun bir süre giyerler ki sonunda onları giymeden önce kim olduklarını bile hatırlayamazlar.
Usam os seus disfarces por tanto tempo, que em breve nem sequer se conseguem lembrar quem eram antes de os colocarem.
Kısa süre önce ben de bir Padawan'dım.
Fui um Padawan há não muito tempo.
Kafanı dağıtmadan önce, kan olmadan belli bir süre yaşarsın.
Apenas pode-se andar sem sangue até quase começar a perturbar o juízo.
Hiçbir şey bilmiyorsun. Uzun süre önce bu evde bir şeylere tanık oldun.
Você viu alguma coisa, que aconteceu aqui, há muito tempo atrás.
Karım 1 yıl önce ilk çocuğumuzu doğururken öldü. Çocuk doğduktan kısa bir süre sonra.
A minha esposa morreu há um ano, a dar à luz o nosso filho, que morreu logo de seguida.
Ve ben orada durmuş izlerken uzun süre önce unuttuğum bir şeyi farkettim.
E enquanto estava ali a observar... apercebi-me de uma coisa que tinha esquecido há muito tempo.
takım arkadaşlarım, onlar beni yere zorla yatırmadan önce, 17 dakikadan fazla bir süre ayakta kaldığıma dair yemin ediyorlar.
O meu camarada... jura que andei mais de 17 minutos antes de me terem obrigado a deitar no chão.
Önce Saul'u devreye soktu, savaştan bir süre sonra.
Libertou primeiro o Saul, não muito depois da guerra.
Kısa süre önce benden o adam için bir iyilik istememiş miydin?
Aquele a quem fiz um favor há uns tempos? - Nick...
Kısa süre önce bunu yapmak için biri gelmişti, şişman bir adam.
Há um tempo, veio cá um homem fazer isso, um gordo
- Yani? Yani ölmeden önce bir süre için... biraz önce söylediğim belirtileri göstermiştir.
Significa que um período antes de morrer... ela terá sofrido os efeitos que acabei de descrever.
Ondan önce bir süre birlikteydiniz, değil mi?
E ficaram juntos por um tempo antes?
Kısa süre önce, bir kızla bir adam kayboldu.
Não muito tempo atrás, um rapaz, e uma rapariga desapareceram.
İlk önce kısa bir süre kalmak için Cezayir'e uçacağız sonra da Bağdat'a uçacağız.
Primeiro vamos para Argel, para uma breve paragem, depois vamos para Bagdad.
Bu çocuk, Riley Biers, bir yıldan uzun süre önce kaybolmuş ve zavallı ailesi de o zamandan beri Seattle'a bunları yapıştırıyor.
Este miúdo, Riley Biers, desapareceu há um ano. Desde então, os coitados dos pais andam a espalhar estes panfletos pela cidade.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]