English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Portuguese / [ H ] / Herkesin

Herkesin translate Portuguese

18,987 parallel translation
Sana bunun bir deney olduğunu mu söylediler? Herkesin gönüllü olduğunu.
Disseram-lhe que foi uma experiência, que somos todos voluntários?
- Demek istediğim herkesin suçu var.
Há culpa para todos.
Herkesin yarınki öğle yemeğini şimdiden hazırladım.
Pré-embalei os almoços de amanhã.
Annem bunları herkesin öyle olacağını tahmin ettiği gibi olma ihtimaline karşı yapmıştı.
A mãe fez aqueles, na eventualidade de acontecer alguma coisa.
Sevdiğin herkesin ölmesini izleyeceksin.
Tu vais ver todos aqueles que tu amas morrerem.
Herkesin düşündüğü kadar büyüleyici değil. Şaka yapma.
- Não é o glamour que pensam.
Bu herkesin olmak istediği şeydir.
Todos nós queremos ser daquele jeito.
Herkes yazarlık yapabilir. Herkesin fikri vardır.
São todos escritores.
Ve herkesin dikkatini çekiyorsun bu iyi birşey.
E mantém toda a gente em alerta... e isso é algo positivo.
Emlakçı lisansı olan herkesin. Kodu sistemden alınabilir.
Todos os que tiverem uma licença imobiliária podem pedir o código, e abrir o cadeado.
Herkesin.
Toda a gente.
Utopia ticareti yapan herkesin...
A quem estiver envolvido no negócio de Utopium...
Herkesin kıçına tekmeyi basmıştı.
Venceu toda a gente.
Hadi ama, herkesin kötü zamanları olabilir.
Vá lá. Toda a gente... toda a gente tem um dia mau.
Bu hafta sonu herkesin parti otobüsünde gittiği gezi.
A que todos vão este fim-de-semana no autocarro-festa.
Eminim herkesin böyle demesinden bıkmışsındır.
E tenho a certeza que estás cansada de ouvir isso.
Ciddi ciddi herkesin böyle dediğini mi düşünüyorsun?
Pensas mesmo que já ouvi muito isso?
Sadece herkesin daha iyi olmasını istiyorum.
Só quero que todos sejamos melhores.
1970'lerin sonundan kalan, içerisinde internetteki herkesin...
Ainda tenho uma cópia da lista telefónica do final dos anos 70...
BİLGİSAYAR BİLİMCİSİ... bulunduğu telefon dizinin bir kopyası halen bende duruyor. Şu kalınlıktaydı ve herkesin adı, adresi ve telefon numarasını içeriyordu.
CIENTISTA INFORMÁTICO... de todas as pessoas que estavam na Internet, e tinha esta espessura, tinha o nome, a morada e o número de telefone de todas as pessoas.
Tabi, günümüzde herkesin adının yazdığı bir dizin fikri idrak dahi edilemez.
Claro que, agora, nem compreendemos a ideia de uma lista que contenha o nome de toda a gente.
Ve dünyadaki herkesin içinden geçtiğini düşünüyorum ve galibiyetlerini, kötü olan o insanların yardımıyla alıyor.
E sinto que está a passar através de toda a gente no mundo e reclama as suas vitórias nas pessoas que também são más.
Ve bu cihaz sayesinde... Bu cihazı, benim araştırmamdan sorumlu FBI'daki herkesin cep numarasıyla programlayabildim.
E, depois, usando um aparelho, pude programar todos os números de telemóvel do FBI das pessoas encarregadas de me investigar.
Neredeyse herkesin dışarıdaki bir koloniye gittiğini düşünmeliyiz.
Temos de presumir que quase todos partiram para uma colónia no espaço.
Herkesin gözü önünde saklanıyor.
Está a esconder-se a vista de todos.
Oradan mezun herkesin özel beyzbol şapkası vardır.
Todas as classes que passaram lá tinham um boné de basebol único.
Ama üvey babası kirli çamaşırlarını herkesin içinde yüzüne geçirmeye zorluyormuş.
Mas o padrasto dele fazia-o usar cuecas sujas na cara em público.
Şirketi birlikte kurdunuz, ama sen daha çok emek harcadın ama sen karanlık bir odada hayalet muamelesi görürken herkesin sevgi gösterdiği oydu.
Vocês construíram a firma juntos, mas foste tu principalmente, e ele conseguiu todo o amor... enquanto tu... tu eras o demónio desfigurado, sozinho numa sala escura.
Sen de görebilirsin, bu davayla bize karşı tehdit oluştursa da herkesin içten içe ona sevgi duyduğunu anlayabilirsin.
Tu consegues sentir, mesmo quando ele ameaça o sustento das pessoas com este caso, que elas estão a torcer por ele.
Herkesin herkese çaktığı.
Toda a gente é a porra de um maricas.
Montreal'ın 150 kilometre yakınındaki herkesin seksi bir Fransız ismi var.
Toda a gente a 150 km de Montreal tem um nome francês sexy.
Herkesin ağzında bir avokado tost ben de aldım elime avokadoyu, tam delmeye çalışıyorum.
E toda a gente a dizer, "Torrada de abacate, torrada de abacate," então eu estava lá com um abacate nesta mão e a tentar tirar o caroço.
Ama herkesin sabah kalkınca yapacağı bir uğraşı işi olmalı, bu dava da çok güzel bir uğraş.
Mas... toda a gente precisa de uma razão para acordar de manhã, e isto é a porra de uma muito boa razão.
Ama duruşmada boy göstermek herkesin harcı değil.
Mas nem toda a gente está talhada para trabalho em tribunal.
Herkesin favori süper starı mı yoksa senin favori süper starın mı?
A superestrela favorita de todos ou a tua superestrela favorita!
Herkesin favorisi!
Favorita de todos!
Bu bir sırdır. Eğlenmeye gelen herkesin kendini Fetty Wap veya Beyoncé gibi hissetmesi için ünlü gibi yani, anladınız işte.
O segredo é fazer cada cliente sentir-se um Fetty Wap.
Herkesin en azından o gece için kendini star gibi hissetmesini istiyoruz ve evet, Odell Beckham kulübümde bulundu.
Queremos que todas as pessoas se sintam estrelas naquela noite. E sim, o Odell Beckham já esteve na discoteca.
Sanchez içeriden biriyle görüşüyordu demek ki muhtemelen herkesin yana yakıla aradığı bilgi sızdıran kişiyle ama artık tanık olamaz diye düşünüyorum, ha?
O Sanchez ainda devia comunicar com alguém cá dentro. Talvez a fuga que todos procuram. Mas já não pode ser testemunha.
Herkesin birine ihtiyacı vardır.
Toda a gente precisa de alguém.
Ben, herkesin kafasını karıştırırım.
- Confundo toda a tente.
Domuzluk yapıp herkesin dalgasını benim iyiliğim için mi çalıyorsun yani?
Então, estavas a ser um porco ali, a roubar as ondas de toda a gente, e isso.. foi para o meu bem?
Bu korkunç tabloyla bu mahallede yaşıyorsun. Herkesin gördüğü, tanıdığı kadarıyla bildiği mahallenin aynı adamısın.
A viver com esta arte horrível neste bairro onde todos te vêem, onde todos te conhecem.
Herkesin kendine has bir hikayesi var ama hepsi çıldırmış kelimesini kullanıyor.
Cada um tem a sua própria versão da história, mas todos usaram a palavra louco.
Eğer halka açık veya özel iniş yapan herkesin kimliklerini araştırırsak er ya da geç hedefimizi buluruz.
Se investigarmos todos que chegaram em qualquer aeroporto, público ou privado, mais cedo ou mais tarde encontramos o nosso alvo.
Sevgilimle dairedeki herkesin gitmesini beklememiz gerekirdi.
O meu namorado e eu tínhamos que esperar até todos saírem do apartamento.
Ailesindeki herkesin ismi meyve-sebzeden geliyor.
Sim... toda a família dela tem o nome do produto.
Herkesin güvenliğini sağlamamız gerek, sonra da polisi arayacağım!
Precisamos de colocar todos em segurança e chamar a polícia.
Herkesin içeride kalması gerekiyor.
Preciso que fiquem aí.
Sadece, herkesin senin için çok endişeli olduğunu ve...
Estão todos muito preocupados contigo.
Ben herkesin olmadığına inandığı bir olay üzerine çalışıyordum.
No caso que todos diziam não ser real.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]