English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Portuguese / [ H ] / Herkesi

Herkesi translate Portuguese

12,103 parallel translation
Herkesi bomba timlerini falan oraya gönderin hemen.
Mandem lá a equipa de resgate, o grupo de operações especiais e técnicos de bombas e fechem a casa.
Herkesi bir araya getirelim.
E vamos reunir toda a gente.
Şu Will Byers olayı herkesi gerdi.
Acho que a história do Will Byers deixou todos nervosos.
Kumluktaki herkesi güzel oynamaya ikna etti ve şu ana dek işe yarıyor.
Ele conseguiu convencer toda a gente a comportar-se e tem resultado até agora.
- Her şeyi filme alıyorum. Her şeyi ve herkesi.
Eu filmo tudo e todos.
Devleti veya vatandaşlarını tehdit eden herkesi cezalandırmak.
E punir aqueles que são uma ameaça. Para o Estado ou para os seus cidadãos.
Herkesi yok etmeniz emredildi.
Vais ser encomendado excluído todos.
Yine de oradaki herkesi korkutacak.
Vai assustar toda a gente.
Bu sahte funk'la Herkesi coşturduk
Fingimos o funk Para um e para todos
Wyatt etraflarını o kadar sarmış ki adam için her şeyi yapar, herkesi öldürürler.
Wyatt deu-lhes a volta de tal forma que eles fazem qualquer coisa por ele. Matam seja quem for.
Herkesi öldürdüler.
Mataram toda a gente.
Herkesi çocuklarımla sıkarım.
Chateio toda a gente com isto.
Gidip herkesi çağırayım mı?
Não é melhor ir chamá-los?
Her birini ve herkesi doğumdan kaldırın.
Cada um foi criado por mim desde o nascimento.
Herkesi kucaklıyoruz. Onlar bilimimiz için gereken kurgu.
Nós aceitamos os marginais, a ficção na nossa ciência.
Sen dışarda herkesi ebeliyorsun.
Não se pode segurar ninguém sem dois ombros.
"Kız herkesi ebeliyor." "Omzunu hedeflemen gerekiyor."
Querida, achas que és o tipo de mulher que ficaria com o seu homem mesmo se ele sofresse um acidente brutal?
Evlat, o beyaz kafanı ikiye böler o evdeki herkesi tutuklarım.
Rapaz, abro-te a cabeça ao meio e vou prender todos na casa.
Evdeki herkesi öldürmek için yola çıktık.
Nós fomos para a casa com instruções de matar quem estivesse lá.
Sahtekâr ve yaşa dışı hareketlerinle herkesi tehlikeye attın.
Colocaste-nos a todos em risco. Com as tuas jogadas traiçoeiras e ilegais.
Bu bölgedeki herkesi aynı anlaşmayı imzalamaya teşvik ediyorsun, değil mi?
Está a encorajar todos a assinarem o mesmo acordo, certo?
- Herkesi sakinleştirmeliyiz.
- É preciso manter todos calmos.
Yani feribottaki herkesi eleyebilir miyiz?
Então, podemos excluir todos os do ferry?
Her tarafa yayılmış durumda. Gözetim, yanlış bilgilendirme, propaganda. Neredeyse herkesi kullanabilirler.
Omnipresente, vigilância, desinformação, propaganda, e podem ser activas quase sem ninguém.
Sadece sizi değil, herkesi.
Não só a si.
Şimdi herkesi son bir dans için piste davet ediyorum.
E agora está na altura de todos irem para a pista, para a última música.
Bana her şeyi, herkesi görmeyi öğrettin. Ben de görüyorum.
Ensinaste-me a ver tudo, a ver toda a gente, e eu faço.
Bu yüzden herkesi saldırıyla ilgili uyardılar.
É por isso que avisaram toda a gente do ataque.
11 Eylül'den sonra hükümet herkesi ve her şeyi izleyebilecek bir sistem istedi. Ve eğer haklıysam birileri bu şeyi inşa etmiş olmalı. Sizi bu yüzden aradım.
Depois do 11 de Setembro, o governo queria um sistema que pudesse vigiar tudo e todos, e se tiver razão, então alguém construiu a maldita coisa, e foi por isso que a chamei.
Herkesi dinleyen kriptocu inekler.
"Crypto-nerds" com um ouvido em cima do rabo de todos.
Evet ve görünmez erişimini toplumun her köşesine kadar genişletecekti. Dünya ile ilgili görüşlerini sorgulamaya cüret eden herkesi ortadan kaldıracaktı. Karşısında durabilecek biri ya da bir şey olmadığı için.
Sim, e teria estendido o seu alcance, invisível, em todos os cantos da sociedade, eliminando qualquer um que tivesse a ousadia de questionar a sua visão para o mundo, porque não iria haver nada nem ninguém para ficar no caminho dele.
Herkesi takip etmek zorundasın.
Tens de continuar a acompanhar toda a gente.
Birlikte herkesi atlatacaktık.
Juntos, enganaríamos toda a gente.
İnternet dersleri, yani başvuran herkesi alıyorlar.
São apenas online, por isso aceitam quem se candidata.
Hareket etmeyin! Kımıldayan herkesi vururum!
Não te mexas, vou atirar a quem se mexer!
Kımıldayan herkesi vururum!
Vou atirar a quem se mexer!
O halde son kararını verene kadar herkesi destekle.
Então apoia-os a todos até que tenhas que decidir em absoluto.
Yönetimin benim durumumda olan herkesi öldürdüğünü düşünürsek mecburdum.
Tinha que fazer, com a Autoridade lá fora a matar todos como eu.
- Herkesi öldürecek.
- Vai matá-los todos.
Sanki artık herkesi memnun etmek için uğraşmıyorsun.
Não está mais tentando agradar a todos.
sınıftan herkesi araştırdığını söylemiştin öyle değil mi?
Disseste que andavas a investigar toda a gente da nossa turma, não foi?
ilk... ilk günden itibaren... Quantico'da olan herkesi araştırmamız gerek. saha danışmanları, diğer sınıflar,
Temos... temos de ver toda a gente que estava lá desde o primeiro dia em Quantico... conselheiros de campo, as outras turmas, o Liam, a Miranda, só...
Herkesi buna inandırmaya çalıştı.
Ele só queria que todos nos importassemos.
Bugün Arkadia'yı ve içindeki herkesi yok edeceğiz.
Num só dia, devastamos Arkadia e todos os que estiverem nos muros.
Yoluma çıkmadığın sürece kurtarılmak isteyen herkesi kurtarabilirsin.
Desde que fiques fora do meu caminho, podes salvar quem quiser ser salvo.
Bellamy, herkesi öldürmüşsünüz.
Bellamy, vocês mataram todos!
Beni bırakıp gittin. Herkesi bırakıp gittin.
Abandonaste-me, abandonaste-nos.
Sonra Lexa ile anlaştın o da bizi Weather dağında ölüme terk edip bize yardım eden herkesi öldürmeye zorladı. Bana güvenen insanları.
E fizeste um acordo com a Lexa que deixou-nos para morrer em Mount Weather, obrigando-nos a matar todos aqueles que nos ajudaram, pessoas que confiavam em mim.
Echo 5, Danny'ye biraz kelepçe getir sonra Echo 4'le beraber herkesi arka odaya götürün.
Echo Five, algema o Danny e, depois, tu e o Echo Four levam toda a gente para a sala das traseiras.
Ve bittiğinde işin içindeki herkesi tatmin,... edecek. ilacımı almama izin vermeni öneririm.
D'Artagnan. A tua carta para a Frente não dizia nada disto. A Guarda Vermelha anda a matar a seu belo prazer, cobardes como o Marcheaux decidem o destino de um homem.
- Peki. Herkesi odaya çağırıyorum. Odada bütün markalar olur.
Levo todos para uma sala, com todas as marcas, mas depois escondo os rótulos, para não serem tendenciosos.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]