Kendini bırak translate Portuguese
789 parallel translation
Birkaç gün sonra kendini bırakıp istediğin gibi ağlayabilirsin.
Dentro de dias, terás um colapso maravilhoso.
Kendini bırak.
Deixa que todos os esforços saiam do teu corpo.
Kendini bırak ve ışığa bak.
Deixa-te ir e olha para a luz.
Sadece kendini bırak ve beni izle.
Desiste da tua vida e segue-me.
Kendini serbest bırak.
tudo o que quiseres.
- Brad bırak, kendini yorma ya?
- Brad, calma, está bem?
Kendini akışına bırak hayatım.
Tenta adaptar-te, querida.
Oturup kendini yemeyi bırak.
Curem-no.
Ed Blackburn'e olanlar yüzünden kendini suçlamayı bırak.
Ben, pára de culpares-te pelo que houve com o Ed Blackburn.
Kendini onların ellerine bırak yeter, yanılmanız pek mümkün değildir.
É melhor irem embora. Se precisarem de dinheiro, empresto-vos.
Babam onu tanırdı ve severdi ama Iris, adam ondan dansı bırakıp da sadece ona karılık yapmasını isteyince teklifi reddettiğini söylediğinde, babam kendini gülmekten alamadı.
O Meu pai conheceu-o, e gostou dele, mas ele não conseguiu parar de rir quando Iris contou porque disse "não", simplesmente porque o homem queria que ela desistisse da dança para ser apenas sua esposa.
Beni kötülemeyi bırak Blake. Belki biraz kendini ve komiteni kötüleyebilirsin.
Não me pressione, o seu comité poderia acabar mal parado.
Düşünsene kendini yerli aşığı bir katile bırakıyorsun
Quer tanto um homem que se atira sobre um assassino amante de índios.
Kendini dünyanın akışına bırak.
Só deixe o mundo levá-lo junto.
Kendini öldürtmek istiyorsa bırak bunu Hannassey'ler yapsın.
Já que ele quer morrer, deixe que os Renessys o façam.
Kendini kandırmayı bırak.
Deixa de tentares convencer-te.
Bırak dünya kendini paramparça etsin, hak ediyor!
O mundo que rebente, como merece!
- Hadi, Henry. Bırak şu bıçağı. Kendini keseceksin.
Deixa a faca, pode se cortar.
Baba gittiğinde ise, çocuk kendini tamamen yalnız bırakılmış hisseder.
Quando o pai se vai embora, mesmo pelos melhores motivos, a crianca sente-se abandonada.
Kendini rahat bırak. Seninle şan şeref arasında 9 yumurta kaldı.
Só há nove entre ti e a glória eterna.
Öyleyse sadece dene ve kendini serbest bırak.
Tenta relaxar.
Kendini rahat bırak.
Fica à vontade.
Kendini tamamen onların ellerine bırak sevgili Bond-san.
Entregue-se inteiramente nas mãos delas, meu caro Bond-san.
Kendini biraz rahat bırak. Kurcalama.
Deixa de te preocupar.
Kendini kontrol etmeyi bırak.
Deixa de te controlar.
Arkadaşlarını, aileni, işini sevmeyi bırak kendini sevmeyen ve saygı duymayan bir insansın.
Um homem que não se estima nem respeita a si próprio que não gosta dos amigos, da família, do trabalho, seja do que for.
Kendini hayatın akışına bırakırsın. Eninde sonunda gideceğin yer aynıdır.
A gente vive, morre, nada contra a correnteza, e descobre que vai para o mesmo lugar.
Bu çocuksu düşüncelerle kendini kandırmayı bırak.
Pára de te iludires com estas criancices!
- Bu sefer kendini bana bırak.
- Deixa-me ser eu a liderar desta vez.
Kendini ata bırak, durma! - Oldu işte. Beceriyoruz bak.
Vá mais devagar.
Bir ya da iki yıla kalmaz tamamen dağılırsın. Hatta belki kendini 14. kattan aşağı atarsın. Kendini övmeyi bırak Max.
Calculo que dentro de um ano ou dois, entres em colapso, ou saites pela janela do teu escritório no 14º andar.
Kendini suçlamayı bırak.
Não te culpes.
Sadece kendini öldürmeyi bırak.
Só que tens de parar de te matares.
"Neden çocuklarının ve eşinin yanında saygın bir yaşam sürmek yerine kendini sürekli bir aşağılanma tehditiyle karşı karşıya bırakıyorsun?"
"Porque não ficas em casa, com o teu marido " e a tua filha e levas uma vida decente... "... em vez de te expores a constantes humilhações? "
Hadi bırak kendini ve gül.
Oh, você só vai adiante e risada.
Kendini bana bırak, gerisini merak etme.
Apoie-se em mim e vai correr tudo bem.
Düşüncelerine ket vurma serbest bırak kendini
Liberta o pensamento Liberta-te
Düşüncelerine ket vurma Serbest bırak kendini
Liberta o pensamento Liberta-te
Kendini rahat bırak.
Aguenta um bocado.
Kendini akışa bırak.
- Entre no ritmo -
Şu adamın ismini her duyduğunda kendini kötü hissetmeyi bırak.
Tens de deixar de te sentir ameaçado de cada vez que o nome dele é mencionado.
Kendini Ejderin kollarına bırak.
Repousa nos braços do Dragão.
- Kendini mahkemenin merhametine bırak.
Atira-te à misericórdia do tribunal.
Bırak pompalar seni dışarı atsın, sonra da can halatı ile çekersin kendini.
As bombas empurram-te para fora. Com o cabo, puxas-te para dentro.
Mutfakta kendini yere bırakıverdi. Bana baktı ve dedi ki...
Então, deitou-se no chão da cozinha, olhou para mim e disse :
Kendini boşluğa bırakışı sanki sahiplenir gibiydi.
O modo como subia para o céu como se lhe pertencesse.
Kesiyor ve kendini çıplak bırakıyor.
Corta e expõe-se.
Kendini çek, bırak o seni götürsün.
Apanha-se e deixamo-lo guiar-nos.
Kendini rahat bırak.
Por favor, deixa-te disso.
Kendini O'nun yoluna bırak. Biz her iki dizimizle dua etmek için sürüneceğiz.
Deixa-o ter o seu caminho, vamos rastejar de joelhos, a cantar e a rezar.
Kendini hırpalamayı bırak.
Não te preocupes.
bırak 1242
bırak beni 1950
bırakma 58
bırakıyorum 119
bırakma beni 65
bırakmam 34
bırakın 390
bıraktım 124
bırakmayacağım 38
bırakın beni 769
bırak beni 1950
bırakma 58
bırakıyorum 119
bırakma beni 65
bırakmam 34
bırakın 390
bıraktım 124
bırakmayacağım 38
bırakın beni 769
bırakacağım 37
bırak onu 1012
bırakalım 42
bırakın gelsin 27
bırakın gitsinler 39
bırak gitsin 444
bırakmak mı 26
bırakın geçeyim 78
bırak kalsın 58
bırak gitsinler 68
bırak onu 1012
bırakalım 42
bırakın gelsin 27
bırakın gitsinler 39
bırak gitsin 444
bırakmak mı 26
bırakın geçeyim 78
bırak kalsın 58
bırak gitsinler 68