English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Portuguese / [ O ] / Onu öptüm

Onu öptüm translate Portuguese

191 parallel translation
Ben de onu öptüm.
Por isso beijei-a.
Onu öptüm.
Eu a beijei.
Dönüp onu öptüm.
E eu me virei e a beijei.
Onu öptüm.
Eu beijei-a.
Onu öptüm ve sıcak bir şeyin tadına vardım.
Beijei-o e notei o sabor de algo quente
Onu öptüm.
Só falei com ela e a beijei.
Onu öptüm.
Eu beijei-o.
Onu öptüm.
- Eu beijei-a!
Onu öptüm.
Beijei-a.
O beni öptü, ben de onu öptüm.
Ele me beijou, e eu o beijei de volta.
Onu öptüm.
depois beijei-a.
Onu öptüm işte.
Onde?
Onu öptüm.
- Beijei-a.
Ve sonra onu öptüm.
E... ... nessa altura, beijei-a.
Hayır, Sadece onu öptüm.
Não, só a beijei.
Onu öptüm, ama bir anlamı yoktu.
Eu beijei-a, mas aquilo não significou nada.
Sen mi onu öptün yoksa o mu seni öptü? Ben onu öptüm.
Eu beijei-o.
Onu sevdiğimi söyledim ve onu öptüm. Sonra da öldürdüm.
Disse-lhe que o amava, depois beijei-o, depois matei-o.
Greg Powell'la konuşurken ortam hararetlendi. Ve onu öptüm.
Quando estava a falar com o Greg Powell, o ambiente intensificou-se e eu beijei-o.
Neden onu öptüm?
Porque é que fizeste isso?
- Kesinlikle... ben onu öptüm.
Exatamente... eu beijei-a.
Tamam. Rundgren konserinden dönmüştük arabanın üzerinde otururken onu öptüm.
Okay, nós chegamos a casa depois do concerto do Rundgren... e eu estava sentada no capo do carro, e beijei-o.
Sonra onu öptüm ve her şey değişti.
Então beijei-o, e de repente tudo mudou.
Başım onu öptüm diye mi, sevgilimin saksofonunu çaldım diye mi dertte?
Estou tramada pelo beijo ao enfermeiro ou pelo broche ao meu namorado?
- Onu öptüm.
Dei-Ihe um beijo.
Ve sonra onu öptüm.
E depois beijei-o.
- Ben onu öptüm.
- Eu beijei-o. - O quê?
Onu öptüm ve.. - Kıyafetlerin farklı olmasından anlamadın mı?
- Não reparaste na roupa diferente?
Suyun kenarındaydık, beni istemiyordu ama onu öptüm.
Estávamos junto à água e, embora ela tenha negado, eu beijei-a.
- Onu öptüm.
- Eu beijei-a.
Onu öptüm ve biraz heyecanlandı.
Beijei-a, fiquei um pouco excitado...
Eyfel Kulesi'nin tepesinde onu öptüm.
E-e, sabes, eu beijei-a na Torre Eiffel.
Birbirimize son bir kez baktık, ve onu öptüm.
Olhámo-nos pela última vez e beijei-a.
Onu herkesin içinde öptüm.
Beijei-a em público.
Burada duruyorduk, ve onu son kez öptüm.
Ali eu beijei-a pela última vez
Onu gerçekten öptüm.
Mas eu beijei-a.
Onu gerçekten öptüm.
É verdade, beijei-a.
Sımsıkı sarıldım ve 11'e kadar öptüm onu
Beijei-a até às onze E abracei-a bem
Sıkıca tutup 11'e Kadar öptüm onu
Beijei-a até às onze E abracei-a bem
- Onu kulağından öptüm.
- Dei-lhe um beijo na orelha.
Hatta onu rüyamda öptüm.
Sem a conhecer, sonhei com ela e até beijei-a.
Onu bana doğru çevirdim, her tarafını öptüm boynunu, kusursuz memelerini...
Virei-a de todas as formas e beijei-a em todas as partes.. ... o seu pescoço, os seus belos seios...
- Evet, öptüm onu.
- Sim, dei-lhe um beijo.
Onu neden öptüm bilmiyorum.
Não sei porque fiz aquilo.
Sydney Neden onu öptüm ki?
Porque é que o beijei?
Doğum gününde onu öptüm.
Sempre que a vejo, tenho de lhe dar um beijo.
Onu daha önce de öptüm, tekrar öperim.
Já o beijei. Posso voltar a fazê-lo.
- Onu 5 dk. önce öptüm.
- Beijei-o há cinco minutos.
Onu normal bir şekilde öptüm.
- Provavelmente beijei-a.
Görüşme sırasında onu yanlışlıkla öptüm ve şimdi beni geri istiyor tabii, çünkü, "Hadi herkesi öpen kızı çağıralım!" diye.
Beijei-o acidentalmente, na entrevista, e agora ele quer-me de volta, porque : "Chamemos a rapariga que beija toda a gente!"
Ona hep ben baktım, onu kucağıma alıp okşadım ve öptüm!
Encarrego-me dela.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]