Çok korkutucu translate Portuguese
570 parallel translation
Düşüncesi bile çok korkutucu. 12 dakikadan az bir sürede bütün hayvanları absorbe etti. Biri dışında.
É terrorífico, em uns 12 minutos aborveu a todos os animais, ex cepto a um.
Gerçek telepatikler çok korkutucu olurlar ve bu konuda da uyarıldık.
Os verdadeiros telepatas podem ser formidáveis e fomos avisados.
Bu şey çok korkutucu.
Não temos escolha agora, Chuck. Esta coisa é assustadora.
Burası çok korkutucu oldu.
Aqui é assustador.
- Çok korkutucu.
- Acho-as assustadoras.
Bu çok korkutucu.
Isso é assustador.
Çok korkutucu...
É... horrível.
Çok korkutucu.
É assustador.
Bu kadar hızlı yapmak istemesi çok korkutucu.
Dá medo que ele queira fazer tão rápido.
Tamam, bak bu gerçekten ama gerçekten çok korkutucu.
Está bem, mas isto é mesmo assustador.
Fakat hepsinden daha çok korkutucu olan şey onun yüzüydü, efendim. Yüzü mü?
Mas o mais assustador de tudo, senhor, foi a sua cara.
Oh, çok korkutucu.
ai que medo que me dá.
Oh, çok korkutucu.
Ai que medo que me dá.
Burası çok korkutucu.
Isto aqui é muito assustador.
Yüce İsa aşkına, bu çok korkutucu.
Deus do Céu, isto é assustador.
Bu çok korkutucu bir şey, beyaz adam.
É uma coisa muito assustadora, blanc.
Ooh, çok korkutucu!
Metes tanto medo.
Klingon yanım... çok korkutucu olabiliyor.
O meu lado Klingon pode ser... assustador.
Bazen her şey çok korkutucu... Olaylar, düşündüğünün tam tersi çıktığında.
É chocante quando as coisas... não são como tu pensavas que elas eram.
- Bu çok korkutucu, hiç hoşlanmadım.
- Isto dá medo, eu não gosto disto.
Evet, evet, Bay Seinfeld o adamla Queens'te karşılaştığında çok korkutucu olmalı.
Então, Mr. Seinfeld... Deve ter sido tão assustador, quando enfrentaste aquele tipo em Queens.
Tüm bunlar sana şu an çok korkutucu geliyor olabilir.
Talvez pareça algo horrível agora.
Benden sizinle konuşmamı istediler... izleyeceğiniz program çok korkutucu şeyler içeriyor.
Boa noite. Pediram-me que vos avisasse de que este programa é muito assustador e contém coisas que podem provocar-vos pesadelos.
- Çok korkutucu.
- Aterrador.
Bende, çok korkutucu görünüyor.
Eu também! Até tenho a espinha toda gelada.
- Bu çok korkutucu.
- Isso é assustador.
Çok korkutucu.
Mete mesmo medo.
Her zamanki gibi hepinizi uyarmak istiyorum, bu yılki Cadılar Bayramı programı çok ama çok korkutucu ve küçük çocuklarınızı yataklarına göndermek...
Como de costume, devo avisar-vos que o episódio deste ano do Dia das Bruxas é... muito, muito assustador... e quem tenha filhos pequenos talvez seja melhor pô-los na cama e...
Program çok korkutucu görünüyor, Meclis yayınlamamıza izin vermeyecek.
Meu Deus. Parece que o episódio é tão assustador que o Congresso nem nos deixa passá-lo.
Vay, aynı rüyalarım gibi, çok korkutucu.
Uau, isto é tal e qual como os meus sonhos, é assustador.
Son birkaç gündür çok korkutucu şekilde sessizsin.
Tens estado muito calado.
Burası çok korkutucu oldu.
Isto aqui mete medo.
Sizi korkutucu tehlike ile ilgili uyarmaya geldim, gezegeniniz tehlikeyle karşı karşıya, çok ciddi bir tehlikeyle.
Vim aqui para vos avisar que ameaçando perigo o vosso planeta corre perigo, um grave perigo.
Bazen çok keskin bir zekam var, korkutucu.
Às vezes, sou tão esperto que até me assusto.
Bu çok korkutucu.
- Assusta-me, Sergei.
Çok normal, korkutucu bir şey çünkü.
- É normal. É assustador.
- Ne? Bu çok fazla kolaydı. Korkutucu.
Foi tudo demasiado fácil, é assustador.
Bir çok insan dışarıda olmanın daha korkutucu olduğunu düşünür.
Muitos acham que é mais assustador estar cá fora.
Üç Ana'nın, bu üç mekandan ıstırap, gözyaşı ve korkutucu karanlık ile dünyaya hükmettiğinin farkına vardığımda artık çok geçti.
Só descobri quando já era tarde demais que, destes três lugares... As Três Mães governam o mundo com dor, lágrimas e trevas.
Çok soğuk. Korkutucu derecede gerçek.
É emocionante, verdadeiro.
Bir adım şu tarafa. Oh, çok korkutucu.
Um passinho para lá, ai que medo que me dá.
Bu esnada, yatakodasında tam yapbozu bitiriyordum ki filmden gelen korkutucu sesleri duydum. O kadar çok filmi izlemek istiyordum ki...
Entretanto no quarto... estava a acabar o puzzle quando comecei a ouvir os sons arrepiantes do filme que eu queria tanto ver
Kent, bu programda pek çok trajik şey tartıştık. Trajik şeyler. Korkutucu şeyler.
Discutimos coisas sérias no programa... coisas tristes, assustadoras e trágicas.
Bu çok korkutucu.
É assustador.
Kendi yolumuzu kaybeder ve duyguların içinde boğulurduk. Bu yaratığın bundan çok daha fazla korkutucu olabileceğini düşünmeliydim. Kaptan.
Na sua missão contínua de explorar novos mundos desconhecidos de procurar novas formas de vida e novas civilizações e de corajosamente ir onde nenhum homem foi antes.
Kekelemen çok korkutucu.
É terrível quando gaguejas.
Hayır, her şey çok korkutucu.
- Dá arrepios.
Çok korkutucu.
Mete medo.
Baba çok fazla sevgi gerçekten korkutucu olabiliyor.
- Pai, é que amor a mais pode ser, assustador.
Bu çok korkutucu.
- Tem medo...
Çok kibar ama korkutucu olabilir.
É muito correcto. mas sabe intimidar.
korkutucu 69
korkutucuydu 18
çok kötüyüm 33
çok komiksin 151
çok komik 891
çok kibarsın 55
çok kötüsün 99
çok kötü 847
çok kötü bir şey 17
çok korkuyorum 271
korkutucuydu 18
çok kötüyüm 33
çok komiksin 151
çok komik 891
çok kibarsın 55
çok kötüsün 99
çok kötü 847
çok kötü bir şey 17
çok korkuyorum 271
çok kibar 31
çok küçük 77
çok karışık 33
çok karanlık 65
çok kibarsınız 94
çok kötü kokuyor 16
çok kötü hissediyorum 33
çok korktum 176
çok kötü görünüyor 21
çok kısa 47
çok küçük 77
çok karışık 33
çok karanlık 65
çok kibarsınız 94
çok kötü kokuyor 16
çok kötü hissediyorum 33
çok korktum 176
çok kötü görünüyor 21
çok kısa 47