English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Russian / [ B ] / Biliyorum ama

Biliyorum ama translate Russian

22,382 parallel translation
Biliyorum ama Reynols'ı halledemezsem döndüğümde Louis'e ihtiyacım olacak.
Да, но если с Рейнолдсом ничего не выйдет, мне будет нужен Луис, как вернусь.
Biliyorum ama patronlarıma bana iyilik yaptılar, kirasız mekanı reddettim diyemem.
Я знаю, но не могу сказать своим боссам, что упущу бесплатный офис, потому что вы меня выручили.
Gittiğini biliyorum ama her şey yoluna girecek.
Я в курсе, что он уходит, но все будет хорошо.
Mahkemede fotoğraf çekmememiz gerektiğini biliyorum ama elimde değildi.
В зале нельзя было фотографировать, но я не мог сдержаться.
Üzerine düşün dediğini biliyorum ama bir gün mü iki gün mü demek istedin bilmiyorum.
Знаю, ты просила меня подумать. Не уверен только, сколько дней требуется.
Ne söyleyeceğini biliyorum ama Mike bizim için kendini hapse soktu şimdi de benim içeri tıktığım biri yüzünden tehlikede.
И я знаю, что ты скажешь, но Майк сел в тюрьму, чтобы спасти нас, а теперь ему угрожает человек, которого я посадил.
Mike için endişelendiğini biliyorum ama bırak adam işini yapsın.
Знаю, ты беспокоишься о Майке, но не мешай Шону работать.
- Leonard Bailey davası hakkında ne kadar istekli olduğunu biliyorum ama az önce Masumlar Projesi'nden bir telefon geldi. Korkarım dava gerekli şartlara sahip değil.
– Я знаю, как ты загорелась делом Леонарда Бейли, но мне звонили из проекта "Невиновность", и... боюсь, оно не подходит.
Profesör, müvekkiller ile duygusal olarak bağlanmamamız gerektiğini biliyorum ama en ufak bir şey dahi hissetmezsek neden onlara yardım etmeye çalışıyoruz ki?
Профессор, я знаю, что мы не должны эмоционально привязываться к клиентам, но если быть совсем бесстрастными, какой смысл вообще пытаться им помочь?
Rachel, bunu duymanın kolay olmadığını biliyorum ama yapabileceğim bir şey yok.
Рейчел, я понимаю, что тебе сложно это слышать, но я ничего не могу сделать.
Zor günler olduğunu biliyorum ama işler düzeliyor.
Я знаю, дела идут сейчас не очень, но бизнес поднимается.
Hafta sonuna doğru bir saat ayırırım dediğini biliyorum ama o saate bu akşam ihtiyacım var.
Вы сказали, что уделите мне час времени в конце недели, но он нужен мне сейчас.
- Bunu bilemezsin. İkimizden biri onu ele verirse ne olacağını biliyorum ama.
Но я знаю, что произойдет, если один из нас сдаст его.
- Biliyorum ama 50 farklı alım satımda 20 tane banka kullanılmış. - 20 temsilci banka.
Да, но речь идет о 50 операциях с 20 различными банками. – 20 банками-агентами.
- Rachel benimle mahkemeye gelmek istediğini biliyorum ama vaktimiz- - - Hayır onu demeyecektim.
– Слушай, Рейчел, ты тоже хочешь поехать в суд, но у нас нет времени... – Дело в другом.
Tüm bu karmaşa sona erdiğinde seninle iletişime geçeceğimi konuştuğumuzu biliyorum ama bilmeni isterim ki- -
Слушай, ты просил позвонить, когда всё закончится, но... Ты должен знать...
Bir yol biliyorum ama yapman gereken şeyi yaptın mı onu öğrenmem gerek.
Я уже придумал. Просто скажи, что ты выполнил свое обещание.
Dinle benden nefret ettiğini biliyorum ama şu an ikimiz aynı taraftayız.
Знаю, что ты меня сейчас ненавидишь, но мы с тобой на одной стороне.
Tara, dört dakika önce aradım biliyorum ama tam saat 7'de demiştin.
Понимаю, что звоню тебе каждые пять минут, но ты сказала, что будешь в семь.
Kızgın olduğunu biliyorum ama dinle dostum, tamam mı?
Я знаю, что ты обидишься, но выслушай внимательно, братан.
Bunu söylemek doğru değil biliyorum ama o tek kişi değil mi?
Понимаю, что нельзя так говорить, но тем не менее. Там всего один человек.
Bunu söylememeliyim biliyorum ama özür dilerim.
Мне очень жаль, что я тебе это говорю.
suan uzakta oldugunu biliyorum ama oraya ulasacaksin.
Сейчас это кажется далеким будущим, но оно наступит.
İzinsiz yolcukları ne kadar çok sevdiğini biliyorum ama kriz durumunda burada olmana ihtiyacım var ve şu an bir kriz -
Я знаю, как ты любишь совершать несанкционированные полеты, но ты мне нужен в случае кризиса, и сейчас, как раз, кри...
Bak, bu gizemli sessiz adam tavrını takındığını biliyorum ama bu işte beraber çalışacaksak beni bilgilendirmek zorundasın.
Я понимаю, что ты весь такой загадочный молчун, но если мы будем работать сообща, ты должен посвящать меня в детали.
Riskli olduğunu biliyorum ama bu göze almamız gereken bir şey.
Я знаю, это риск, но это риск, на который мы должны пойти.
Bakın, yalnız çalıştığınızı ve kişisel intikamlarınızla ilgilendiğinizi biliyorum ama S.H.I.E.L.D.'da işler bu şekilde yürümüyor.
Слушайте, я знаю, что вам двоим нравится работать по одиночке, сводить личные счета, но Щ.И.Т. устроен не так.
Efendim, iyi bir zaman olmadığını biliyorum ama düzenlenmiş SSR dosyalarına ulaşmak için erişim yetkisine ihtiyacım -
Сэр, я знаю, у нас нет времени, но вы должны дать мне допуск к секретным файлам СНР...
Biliyorum ama sadece birkaç imza.
Знаю, знаю, но это просто пара подписей.
Çılgınca olduğunu biliyorum ama Coulson ölümden geri döndü.
Я знаю, это бредово, но Коулсон вернулся с того света,
Öyle olmadığını biliyorum ama... İyi misin?
Я знаю, ты не в порядке, но... ты в порядке?
Üzüldüğünü biliyorum ama Coulson açık konuştu.
Я понимаю, тебе больно, но Коулсон ясно сказал...
Evet, şu an büyük bir sorunumuz var. Anlaşmamız olduğunu biliyorum ama Simmons'ın derhal geri dönmesi gerekiyor.
Да, у нас чрезвычайная ситуация, и я знаю, что у нас сделка, но Симмонс немедленно необходимо вернуться.
Ama Mike için Sutter'ı sattığını biliyorum. Rachel için yaptıklarını da görüyorum.
Но я знаю, что вы представляли Саттера ради Майка, и вижу, что ты делаешь для Рейчел.
Biliyorum orasını anladım ama...
Вижу. Я понимаю, но...
Belki etmedin ama işi sana kimin ayarladığını biliyorum sanırım.
Может и нет, но я знаю, кто дал ее тебе.
Bu konularda konuşmamamız gerektiğini biliyorum. Ama birinin seni zehirlemiş olabileceğini düşününce hücreni paylaştığın kişi hakkında daha çok şey bilmek istiyorsun.
Я понимаю, что мы не должны говорить о таком, но когда думаешь, что тебя отравили, хочется узнать человека, в которым делишь камеру.
İşe yarayıp yaramayacağını bilmiyorum ama denemeyi bırakmayacağımı biliyorum.
Я не знаю, сработает это или нет, но я точно не перестану пытаться.
Evie, biliyorum her konuda aynı fikirde değiliz ama...
Эви, знаю, мы не всегда находили общий язык, но...
Hayır ama kendimce birkaç polis numarası biliyorum.
Нет, нет, но я столько полицейских приёмов знаю.
Biliyorum, hayatta ne olacağı belli olmaz. Ama bazen kapıdan çıkıp etrafta otobüs olmadığını ummak lazım.
Я знаю, что жизнь полна неожиданностей, но иногда просто нужно выйти за дверь и надеяться, что тебя не собьёт автобус.
Ara vermek istediğini biliyorum Doktor ama bunu görmen gerekiyor.
Док, я знаю, вы просили тайм-аут, но вы должны были это увидеть.
Biliyorum, bu is beni tüketti ama sen de mesgulsün.
- Знаю. Эта работа меня поглотила. Но и ты тоже занят.
Biliyorum adamim ama sorun yok.
- Да ладно, все нормально.
Biliyorum adamim ama Chuck bana bu anlasmayi alabilmek için çok zorluk çekti.
- Но как же Чак, он и так уже пошел на риск ради меня с тем другим предложением.
Ama artık tek bir şeyden korkmam gerektiğini biliyorum.
Но теперь я знаю, что бояться нужно лишь одного.
Tanrı aşkına Sid... Sid görmemiş olabilir ama ben o evde tuhaf şeylerin olduğunu biliyorum.
Сид Сид не замечает, но я знаю - там что-то нечисто.
Hepimizin şu an biraz sinirli olduğunu biliyorum, ama vazgeçmeyeceğiz.
Да, все мы сейчас взвинчены, но сдаваться нельзя. Нельзя.
Tatlım, korkunç olduğunu biliyorum, ama buradan çıkmalıyız, hemen şimdi!
Одри, дорогая. Знаю, это ужасно. - Я его не брошу.
Ne olduğunu bilmiyorum ama hepimizin iyiliği için yanlış ellere düşmemesi gerektiğini biliyorum.
Я не знаю, что это, но очевидно, что в наших же лучших интересах не допустить ее попадания ни в те руки.
Ama biliyorum.
Но я делаю.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]