Bir çok şey translate Russian
10,740 parallel translation
O mekana bir çok şey girip çıkıyor.
Через это место проходит много всякого.
Bu çok zor bir şey yapılmış gibi duruyor.
- Это выглядит как очень непростое решение.
Delilik belirlemesi zor bir şey. Bu nedenle düşmanına yakıştırılması çok kolaydır.
- Безумию сложно дать определение, и потому этот ярлык так легко повесить на своего врага.
Öğrenmesi gereken çok şey var, fakat bir şekilde beni etkiledi.
С ней нелегко совладать, но я впечатлена.
Doğanın isteği dışında kimsenin elinden bir şey gelmez biliyorum hem çok az vakanın sonu kötü oluyor...
Я знаю, что никто помочь не может, коли натура не поможет, и что из миллиона случаев лишь один бывает несчастный, но...
Çok korkunç bir şey, kaybeden taraftaysan hele.
Несладко, если проигрываешь.
Bir insanın bu kadar çok şeye sahip olması yanlış bir şey olmalı.
Разве не плохо, что стольким владеет один человек?
Hak edecek hiçbir şey yapmamışken böyle büyük bir serveti miras almaktaki şansımdan utanıyorum daha çok.
Мне совестно из-за моей удачи, ведь я унаследовал состояние, которое совсем не заслужил.
- Böyle bir barbarlığa tanık olmak sizin gibi güzel bir bayan için çok dramatik bir şey olmalı ama teftişi idare etmeme müsaade eder misiniz lütfen, Bayan Snodgrass?
- Мисс Снодгрэсс, наверное, для такой прекрасной женщины, как вы, дико наблюдать подобное варварство, но позвольте мне самому провести расследование?
Ama bunun önemi yok. Çünkü benden korkuyorlar ve bu çok daha iyi bir şey.
Но это неважно, ведь они меня боятся, а это еще лучше.
E-postalarda çok kötüsünüz, bilgisayar kullanmada çok kötüsünüz. Dürüst olmak gerekirse, bu burada kabul edilemez bir şey.
Это неприемлемо.
Bir adamın bu noktaya gelmek için çok şey yutup çok şeye göğüs germesi gerekir, değil mi? Üzgünüm.
Человек может долго глотать дерьмо, но наступает момент, когда надо с этим что-то сделать.
- Üstlerle başlanacak çok da bir şey yok.
Там не с чего снимать.
Çok muhteşem bir şey.
Это все так увлекательно!
Pierre, çok aptalca bir şey...
Пьер! Такая глупая ситуация...
Mutsuz olmamı istemediğini biliyorum ve senden çok küçük bir şey yapmanı istiyorum.
Знаю, ты желаешь мне счастья, и прошу такую мелочь.
- Hiçbir şey değişmedi. - Değişmedi mi? Oldukça kuvvetli bir gelir kaynağı camdan uçtuktan sonra çok pahalı bir sözleşme imzalamak üzereyiz.
Мы собираемся арендовать дорогое помещение после того, как огромная сумма денег вылетела в трубу.
Chuck, yapmam gereken bir şey var. Çok özür dilerim.
Чак, мне придется кое-что сделать, прости меня.
Sana çok yüksekmiş gibi gelen bir ses duyabilirsin ama endişe edecek bir şey yok.
Вы услышите звук, который покажется вам громким, но не стоит об этом беспокоиться.
Bu operasyona bağlı bir çok büyük şey olduğunu anlıyorum ki Charles bunlardan sadece biri.
- В этой операции очень много моментов. Чарльз – лишь один из них.
- Anne yalan söylediklerini anlayana dek bir şey yapmak için çok geç olacak. - Lakin anlayana kadar...
Но к тому моменту...
Çok kanlı bitecek bir şey.
И прольется столько крови.
En ufak bir şey yapmak için bile çok yaşlı.
Он слишком стар, почти ничего не может.
Benim de seninle burada mahsur kalmamdan daha çok istediğin bir şey yok.
И больше всего хочешь, чтобы я застрял вместе с тобой.
Polis yüzünden değil, onlardan çok daha şeytani bir şey tarafından.
Это была не полиция, а что-то более злобное, чем они сами.
Size büyük bir saygı duyuyorum Bayan Underwood. Bence beraber çok şey başarabiliriz.
Я вас очень уважаю, миссис Андервуд, думаю, вместе мы многого добьемся.
Çok muhteşem bir şey.
Он классный.
Ama, bu çok kaba bir şey.
Но... но это так... обидно.
- Çok hoş bir şey.
Очень мило.
Hepsi bir yana, size çok şey borçluyum.
Ну, если больше ничего... Я обязан вам всем.
Ona ilaç verdi ama migren çok lanet bir şey.
Он что-то ей дал, но мигрень - это страшное проклятие.
Onlar daha çok... Bilemiyorum. Kimse bir şey bilmiyor artık.
Они обычно... да кто их сейчас разберет.
Ama o dağınık odada seni çok rahatsız eden bir şey gördüğünü sanıyorum.
Но я серьезно подозреваю, что вы видели что-то в разгромленном номере, и это сильно вас взволновало. Можете сказать мне, что это было?
Burnumu sokmak istemem ama sanki bir şey seni çok rahatsız ediyor gibi geldi.
Не хочу быть назойливым, но похоже, что вас что-то сильно гнетёт.
Çok tuhaf çünkü mektup açıcı 90 derecelik açıyla giriyor sonra sanki bir şey arıyormuş gibi 60 derecelik açıyla beynine gidiyor.
Это странно, потому что сначала нож идет под углом 90 градусов, а затем отклоняется под углом 60 градусов, по направлению вверх, как будто он искал что-то. Да.
Bence bu vakada çok rahatsız eden ayrıntılar var ve Ajan Mulder'ın ekleyeceği başka bir şey yoksa...
Думаю, в этом деле многое настораживает, и... если агенту Малдеру больше нечего добавить...
Bence çok başarılı olmak için içinde bir şeyler yaşaman gerekir ama böyle bir şey yaşadığımı sanmam.
Чтобы создать что-то реально хорошее, внутри тебя должна быть искра, а у меня ее нет.
Panikledim ve ona çok kötü, hatta affı olmayan bir şey yaptım.
Я испугалась и совершила нечто ужасное. Нечто действительно непростительное.
Bu konuda bir şey yapmak için çok güçsüzsün.
Ты ничего мне не сделаешь.
Çok bir şey yok.
Да так, потихоньку.
Hem de çok mühim bir şey.
Ещё как чего.
Bu çok kötü bir şey mi?
Это так плохо на данный момент?
Çok sesli bir şekilde yıllarca karşı olduğum her şey oldum.
Я становлюсь всем тем, против чего всегда был, годами, очень громко.
- Belki de her şey çok farklı bir gidişatta olurdu eğer sen aletini popoma sokmayı yıllar önce başarsaydın.
Возможно, все бы было совсем по-другому, если бы ты присунул мне в зад - тогда.
Dinle, ona bakman çok güzel bir şey ama o kafayı yemiş.
Слушай, это так мило, что ты беспокоишься, но он сумасшедший.
- Az önce şehir merkezindeki otel odasından hıçkırarak beni aradı ve bu bana vücuduna çok kötü bir şey olduğuna inandırdı.
- Да. - И вот, он сейчас звонил мне из номера отеля и рыдал, что дает мне основания полагать, что некая агрессия была проявлена по отношению к его телу.
Ama elimde çok iyi bir şey var.
Но что-то хорошее у меня есть :
Her şey çok iyiyken birden, o duşta basketbol oyuncusu sakladı, benim ise bir kedim oldu.
Всё было хорошо, затем ни с того ни с сего она прячет баскетболиста в душе, а у меня появляется кот!
Dinle Cece, biliyorum büyük bir şey değil ama buna, hayatım boyunca ihtiyaç duyduğum şeylerden daha çok ihtiyacım var.
Сиси, в этом нет ничего особенного, но мне это нужно больше всего того, что я хотел за всю жизнь.
Evet, aslında çok ufak bir dönen şey olacak.
Да, теперь колёсико с завитками будет очень редко.
Barb'la hiç ilgisi yok, o kayıp ve ona çok kötü bir şey oldu.
Это никак не относится к Барб и её исчезновению. А с ней произошло что-то ужасное. Я знаю это.
çok şey 46
çok şey mi istiyorum 23
çok şey öğrendim 19
çok şey biliyorsun 17
şeytani 22
seymour 151
şeyi 45
şeyler 33
şeytan 474
seyahat 26
çok şey mi istiyorum 23
çok şey öğrendim 19
çok şey biliyorsun 17
şeytani 22
seymour 151
şeyi 45
şeyler 33
şeytan 474
seyahat 26
şey evet 24
şey için 42
şeytan mı 26
şey gibi 140
şeyy 181
şeye benziyor 18
şey ben 70
şey mi 23
şey efendim 19
seyir subayı 22
şey için 42
şeytan mı 26
şey gibi 140
şeyy 181
şeye benziyor 18
şey ben 70
şey mi 23
şey efendim 19
seyir subayı 22