Şey ben translate Russian
14,963 parallel translation
Beni mutlu edecek tek şey ben öldükten sonra yerime senin geçeceğini bilmek olurdu.
Единственное, что радовало бы меня, - это знание того, что ты продолжишь после моей смерти.
Ben ne kadar... Siz ne kadar ekibinizin bir parçası olmamı istesiniz de böyle bir şey asla gerçekleşmeyecek.
И как бы вы ни хотели, чтобы я стал частью команды, этому не бывать.
Ben bir şey görmüyorum.
Я ничего не вижу.
Var ya ben de öyle düşünmüştüm. Ama bir sürü şey oldu o an.
Знаешь, я тоже так думал, но потом столько всего произошло.
Eğer o yanlış bir şey yaptıysa, ben çaresine bakarım.
Если он сделал что-то плохое, я это улажу.
Eğer sen bir şey söylemezsen ben de söylemem.
Ей говорить не обязательно.
Şey, ben...
Ну, я...
Hayır, ben berbat bir şey yaptım, Caitlin.
Нет, я сделал кое-что ужасное, Кейтлин.
Ben sadece, şey unuttum... şey, kösele ayakkabı giyiyorum.
У меня... знаете, я обут в броги.
- Şey... ben -
– Вообще-то, я...
Ya aslında ben... aslında ben... Söylediği şey mantıklı. İşte o yüzden, zeki polis aptal polis oynadığımızda o hep zeki polis oluyor.
Знаешь, должен... должен сказать, я с Эли по этому поводу, она вполне разумно говорит, именно поэтому она всегда играет "умного копа", когда мы играем в "Умного и тупого копа".
Ama bir gün aniden bir şey oldu ve ben de aralarına katıldım.
А потом внезапно в один день что-то щёлкнуло и изменилось.
Ama bu arada, ben olsam benim dünyamdaki karşılığı hakkında ona bir şey söylemezdim.
Но я бы не стал говорить ей про её двойника с моей Земли.
Caitlin, anlamadığım şey neden senaryodaki Quint'i ben oynamıyorum?
Кейтлин, не понимаю, почему я не могу быть Квинтом.
Benim gözetimim altındayken bir şey olacağından korkuyorlar ben de haklı olmalarından korkuyorum, işte...
В любом случае, они живут в страхе что что-нибуть случится во время моего дежурства, а я живу в страхе что они правы, так что...
Ben de ekstra kıyafet buldum, her şey hazır gibi, değil mi?
Он присмотрит за Квентином и у меня защитное снаряжение, мы должны быть в полной готовности, ведь так?
- Ben bir şey görmüyorum.
- Я ничего не вижу.
Yani işte aramızda koca bir okyanusla. Hem ben eğleneceğim hem de hiçbir şey olmamış gibi eve geri dönebileceğim.
Знаешь, чтобы между нами был океан, чтобы я весело провела время и вернулась домой, будто ничего и не было.
- Şey aslında, neden ben kalmıyorum?
- Знаешь, что? Почему бы мне не остаться?
Evet, ben şey...
- Ну так вот, я короче...
- Şey, ben şöyle...
- Просто... - Извини, я могу... Можешь...
Ben şey yapayım...
- Мне надо...
Son zamanlarda yaptığım tek şey onun arkasını toplamak ve ben bundan bıktım artık.
Вообще-то это я тот, кто подчищает за ним все дерьмо, и в последнее время я, блин, только этим и занимаюсь, и меня уже тошнит от этого до усрачки.
Sende, Reverb'in hiç sahip olmadığı bir şey var Caitlin ve Joe, Iris, Wells ve ben.
У тебя есть то, чего никогда не было у Реверба. Кейтлин и Джо, Айрис, Уэллс и я.
Ben Roan, Azgeda Kralı ve elimde Önder'in aradığı bir şey var.
- Роан, король Азгеды. И у меня есть то, что ищет вождь.
Sen bir şey söylemezsen ben de söylemem.
Ладно, если ты ничего не скажешь, и я не скажу.
Bu olmadan sen ve ben diye bir şey olmaz.
Без этого нет тебя и меня.
Kat, rica ediyorum. Ben de bir şey bilmiyorum ama büyük bir şey yoktur bence.
Кэт, пожалуйста, я ничего не знаю, но уверена, всё будет в порядке.
Ben yardım etmeye çalışırken böyle kızıp bana saldırman... -... bir şey sakladığının kanıtı.
То, что вы сейчас так разозлились и нападаете на меня, когда я пытаюсь помочь, только доказывает, что вы что-то скрываете.
Yani şey biraz olaylıydı ben...
Он был... насыщен событиями.
Ben Başkanı İHO'nun gittikçe ve hızla büyüyeceği konusunda uyardığımda Başkan hiçbir şey yapmadı.
Когда я впервые предупредил президента, что ОИХ вырастет, причем быстро, он не отреагировал.
Peşin nakit para haricinde teklif edebileceğim bir şey yok ama bana inan ki, senin yaptığın şeyi ben de yapmak isterdim, yani
У меня нечего предложить тебе, кроме обычных денег, но, поверь, я просто хочу, чтобы и дальше занимался тем, чем занимаешься...
- Ben bir şey yapmadım.
- Я ничего не сделала.
Ben bir şey yapmadım.
Ничего я не делал.
Jesse ve Wally bir şey istiyor mu gidip bakayım ben.
Я пойду посмотрю, не нужно ли что-то Джесси и Уолли.
Daha önce de söylediğin gibi canavardan başka bir şey değilim ben.
Как ты однажды сказала... Я всего лишь монстр.
- Ben bir şey yapmadım!
- Я ничего не делал.
Ben bir empatım, ayrıca içini rahatlacaksa hissettiğin kadar şey görmedim.
Я эмпат, и если тебе от этого станет лучше, я не видела всё так же, как ты.
En güzel yanı, ben hiçbir şey demiyorum.
Только мне не придется ничего говорить.
Ben üniversiteye şey için...
Я пошел в колледж для...
Walker'ın ofise adım attığı günden beri her şey gözümün önünde gerçekleşti. Bütün o yalanlar, ihanetler ve ben sana yardım ettim.
У меня было место в первом ряду после избрания Уокера, я видела всю ложь и предательства, и я помогала вам.
Yanlış bir şey yaptığım için kâbuslar gördüğümü senin davanın erdemli olduğunu söyleyebilirsin ama ben de davamın erdemli olduğuna inanıyordum.
Можете сказать, что меня преследуют эти демоны, потому что я был не прав, а ваша цель праведная. Но я тоже верил, что у меня праведная цель.
Ben bir şey istememiştim.
Я ничего не просил.
İstediğimiz her şey olacak çünkü istenirse daima bir yol bulur senle ben ise hayatta tanıdığım en inatçı insanlarız.
- У нас все будет. Кто хочет, тот добьётся. Ты же знаешь, какие мы с тобой упрямые.
Ama Tariq'in başına bir şey gelmesine izin veremem o yüzden o küçük tatlı pilatesçi poponu şuraya oturt da ben gelene kadar bekle.
Но Тарига я не кину. Давай, сажай свою охренительную попу на диван и сиди, пока я не вернусь.
ben, şey, keşke söyleyebilseydim...
Я бы хотел рассказать, но...
Daha fazla şey öğrenene kadar ben hiçbir şeye katılmam.
Я не стану никуда вписываться, пока не получу больше информации.
- Ben bir şey yapmadım.
Я ничего не делал.
Şey, hayır, hepimizin biryerlerde babası var, fakat ben ve Mariana bizimki hakkında pek de birşey bilmiyoruz.
Ну, не совсем, где-то у каждого из нас есть папа, но мы с Марианой ничего не знаем о нашем.
İnanması çok zor Stefanie, ama ben hiçbir şey yapmadım.
В это трудно поверить, Стефани, но я ничего не делала. - Ага.
Ben sadece... şey...
Я просто... я...
beni 794
benoit 19
benjamin 230
bender 52
benedict 20
benny 335
bennett 94
bentley 21
benes 21
ben seni seviyorum 69
benoit 19
benjamin 230
bender 52
benedict 20
benny 335
bennett 94
bentley 21
benes 21
ben seni seviyorum 69
bennet 26
benson 89
benton 317
benito 18
ben öldüm 53
ben oldum 16
benimle evlenir misin 227
beni affet 279
ben seni istiyorum 18
ben de seni seviyorum 508
benson 89
benton 317
benito 18
ben öldüm 53
ben oldum 16
benimle evlenir misin 227
beni affet 279
ben seni istiyorum 18
ben de seni seviyorum 508
benim 5594
beni seviyor musun 329
beni ara 172
beni görüyor musun 19
bence 1190
bende seni seviyorum 38
beni bırakma 249
ben de seni özledim 83
benim için fark etmez 98
beni hatırladın mı 260
beni seviyor musun 329
beni ara 172
beni görüyor musun 19
bence 1190
bende seni seviyorum 38
beni bırakma 249
ben de seni özledim 83
benim için fark etmez 98
beni hatırladın mı 260