Hayata translate Russian
3,859 parallel translation
Artık burada yaşamak zorunda değilsin sahip olduğun hayata geri dönebilirsin.
Вам больше не нужно жить здесь под землей Вы можете вернуться к прежней жизни
Stephen'ın yardımıyla, onu hayata döndürebiliriz.
С помощью Стивена, мы можем вернуть его.
Bu, bir hayata başlamaya hazır olan bir adam.
Это человек, который готов начать жить полной жизнью.
Ama gerçek hayata dönmemiz lazım.
Но вместо этого, нам придется вернуться к реальности.
Eğer burada sokağın ortasında altıma yaparsam seni terkedip ortabatıda yeni bir hayata başlamak zorunda kalırım.
И если я обмочусь тут посреди 53-й улицы, мне придётся тебя бросить, переехать на Средний Запад и начать новую жизнь.
Aylardır tek istediğim şu okula adapte olmak, normal bir hayata sahip olmaktı.
Единственное, чего я хотела все это время, вписаться в жизнь колледжа, жить нормальной жизнью.
Yeni bir hayata başlayın.
Начните жизнь за ново.
Bu ortaya koyuyor ki buna ne diyebiliriz, sizi çok yoran hayata bağlılık.
Но много усилий, чтобы оживить ваш брак, леди Вера подразумевает Как сказать, самоотверженность, в жизни, что вас так вред.
İstediğin hayata, hak ettiğini düşündüğün hayata sahip olamamanın nasıl bir şey olduğunu biliyorum.
Я знаю, каково это, не иметь жизни, которую хочешь... жизни, которую заслуживаешь...
Endişelenme, o hayata bir daha geri dönmeyeceğim.
Не волнуйся, я никогда больше не вернусь к той жизни снова.
Değişim, hayatın bir bölümünde yeni bir hayata hareket etmektir.
Переход это движение от одного этапа до новой жизни.
Eminim hayata kafa tutmak demişindir.
Кайф от жизни, я уверен.
" Kutsal Ruh'a ve kutsal Katolik Kilisesi'ne azizlerin birliğine, günahların affına vücudun dirilişine ve ebedi hayata inanıyorum.
Мужчина : " Я верю в святой дух и святую католическую церковь, причастие святых, прощение грехов, в воскрешение тела, и вечную жизнь.
Jessica şu anda hayata olan bütün bakışımı değiştirdin.
Джессика, возможно, сейчас ты изменила весь мой взгляд на жизнь.
Yeni hayata yeni görünüm, değil mi? Mm.
Новый образ для новой жизни, да?
Yeni kocamla yeni bir hayata başlamak istiyorum.
Я хочу нормальной жизни со своим новым мужем.
Hımm, biraz kaygıları falan vardı, ama Zach kendisini bir cinayet hedefi yapacak bir hayata sokmamıştı.
Хм, он проявлял тревогу, но Зак не тот человек, который может стать целью убийства.
Skye'ı iyileştiren ve Coulson'ı hayata döndüren ilacı kopyalamaya yaklaştık.
Мы близки к копированию вещества, которое излечило Скай и вернуло к жизни Колсона.
Wallace iş dışındaki hayata yeniden ayak uydurmaya başlaman gerekiyor.
Уоллес... тебе иногда надо забывать о том, что происходит на работе.
İşte bu yüzden, hâlâ başkasına aşık olan biriyle yeni bir hayata başlamaktan çok daha fazlasını hak ediyorsun.
Поэтому ты заслуживаешь большего, чем быть с тем, кто до сих пор влюблен в кого-то еще.
Bak, o hayata dönmek isteseydim, seni oyalardım. Burke, şu kapıyı kırana kadar, sözler verip, yalan söyleyip vakit kazanırdım.
Слушай, если бы я хотел вернуться к той жизни, я бы упирался, тянул бы время, обещаниями и ложью, пока бы Берк не вломился в эту дверь.
Ama o hayata dönmek istemiyorum.
Но я не хочу возвращаться.
Onu hayata döndürdük ama sonra tekrar öldü.
Мы пытались его откачать, но не смогли.
Bırak biraz zaman geçsin. Sonra peşini bırakıp yeni bir hayata başla.
Подожди немного, а потом... отпусти, и начни новую жизнь.
Benim istediğim onları hayata döndürmek.
Чего я хочу? Вернуть их к жизни.
"Bizi bekleyen hayata sahip olmak için planladığımız hayattan kurtulmaya istekli olmalıyız."
"Мы должны быть готовы избавиться от спланированной жизни, чтобы получить жизнь, которая нас ждет."
Yeni bir hayata başla.
Начать новую жизнь.
O zaman yeni bir hayata başlayabilir, tam istediği gibi.
После она начнёт новую жизнь, такую как хотела.
Onu hayata döndüren benim.
Я единственная, кто оживил её.
Bir sporcu ve koç olarak Brian'ın düzenli bir hayata sadık kalması gerekiyordu.
Что ж, как спортсмен и тренер Брайан должен был вести довольно строгий образ жизни.
Hayatımdaki hatalı seçimleri düşünerek hayata gözlerini yumdu.
Он сошел в могилу, думая, что моя жизнь полна ошибок
Bu habis lanetin en zalim özelliği, seni hayata bağlayan sevgiyi kullanarak sana en yakın olanlara ulaşmayı sağlamak.
Самая жестокая часть этого мрачного проклятья - узы, приобретённые при жизни, человеческая любовь, извращены до необходимости поглотить ближайших к тебе.
Bak, sadece ortama alışmaya çalışıyorum işte. Normal hayata yeniden alışmak falan...
Понимаете, снова привести в порядок жизнь и все такое.
Doktor onu hemen şok cihazı ile hayata döndürmeye çalışmış ve o esnada ben 911'i aradım.
Врач сразу же попытался реанимировать его дефибриллятором, и тогда я позвонила 911.
Bu, klinikteki ilgili hekimin onu hayata döndürmeye çalıştığını gösterir.
Он был введён лечащим врачом в клинике когда они пытались вернуть его к жизни
- Bu imkansız! NipAlert henüz hayata geçmedi.
- Это невозможно.
- Hayata tutunuyor yani.
Он выживает.
Oğlumu astıktan sonra kocama bir hayata karşılık başka bir hayat sözü verdin.
Ты обещал моему мужу жизнь за жизнь, когда вешал моего сына.
Parayı al,... trene bin ve Londra'da yeni bir hayata başla.
Возьмёшь деньги, сядешь на поезд и начнешь новую жизнь в Лондоне.
Klas bir hayata klas bir başlangıç.
Первоклассное начало первоклассной жизни.
Şehirdeki hayata asla ayak uyduramazdık zaten.
Хорошо, мы... мы бы все равно там не прижились.
Beraber yeni bir hayata başlarız.
Начать нашу собственную жизнь.
Bu bir şeyi hayata geri getirmeyecek.
Я не хочу опять бередить это.
Sakin hayata ayak uyduracak bir tip değil.
Он не из тех, кто ищет мирной жизни.
Ailesi Rustu ama İngiltere'de yeni bir hayata başladılar.
Его семья родом из России, но в Англии они начали новую жизнь.
Kart kataloğu gerçek hayata hala bağIı.
Каталог все еще привязан к этой реальности.
Hiçbir zaman daha iyi bir hayata sahip olması gerektiğini düşünmedi buna sahipken bile.
Он никогда не думал, что заслуживает хорошего в жизни, даже когда у него это было.
- Yeni bir hayata başlayacağım.
я хочу начать новую жизнь.
Sonsuzluk Çayırı, ileri canlı dondurma teknikleri ile sonsuz bir hayata kavuşmanızı mümkün kılıyor.
"Вечные угодья" предлагают посредством усовершенствованной криоконсервации шанс на воплощение вечной жизни в реальность.
Katie'yi görebilmeni, senin için hayata dönmek istediğini anlayınca, her şey açıklığa kavuştu.
Но потом стало ясно, ты видишь Кэти. Как будто она вернулась к жизни, к тебе.
Yeni bir hayata başlamak istedi.
Он хотел начать новую жизнь.
hayatım 3662
hayatim 33
hayat 236
hayatı 33
hayat devam ediyor 42
hayatımı 47
hayatını 28
hayatımın aşkı 18
hayat nasıl gidiyor 25
hayat kısa 24
hayatim 33
hayat 236
hayatı 33
hayat devam ediyor 42
hayatımı 47
hayatını 28
hayatımın aşkı 18
hayat nasıl gidiyor 25
hayat kısa 24
hayat güzel 31
hayatta 78
hayatımda 29
hayatın 30
hayatını yaşa 16
hayat dolu 30
hayattayım 45
hayat çok kısa 40
hayatımda ilk kez 38
hayatım boyunca 96
hayatta 78
hayatımda 29
hayatın 30
hayatını yaşa 16
hayat dolu 30
hayattayım 45
hayat çok kısa 40
hayatımda ilk kez 38
hayatım boyunca 96