English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Russian / [ H ] / Haş

Haş translate Russian

1,828 parallel translation
Aynen. "Haşırt".
О да.
Kadınlar duygularıyla daha haşır neşirdirler.
Женщины больше доверяют своим чувствам.
En iyi arkadaşının iyiliği için bunu hasıraltı edeceksin Morgan.
Если ты действительно заботишься о своих друзьях, ты будешь нем, как могила, Морган.
Hepimizin kendimize has meziyetlerimiz var.
У всех свои достоинства.
Birisine has bir kimlik olarak buluyorum bunu.
Я обнаружила, что это дает определенную свободу.
Babamın düşmanlarıyla başa çıkmak için has bir yöntemi vardı.
У моего отца был свой способ разбираться с врагами.
Kendine has bir güzelliği var, Efendim.
У нее есть свои прелести, милорд.
Adamlarimizdan biri müdahalede bulundu ben isini bitirmeden evvel bacagina bir mizrak sapladi.
one of our man is a feared and has planted a spear in the leg, before I could finish it. Один из наших людей испугался, схватил копьё и вонзил ему в ногу прежде чем я смог прикончить его. всадил ему копьё в ногу прежде чем я смог прикончить его.
Her küpe setinin kendine has bir kodu var.
Каждая пара сережек имеет свой уникальный код.
Hawaii'ye has bir şey gibi görünmüyor.
Но он не растет на гаваях.
Hasır teknelerini görmek ister misin?
Хочешь посмотреть на соломенные лодки?
Geçen gün sana gösterdiğim hasır botlar babalarımız tarafından buraya getirilecek ve denize salınacak.
и запустят в море.
The Mentalist - Sezon 3 Bölüm 19 "Every Rose Has Its Thorn" Çeviri :
The Mentalist / Менталист s03e19 Every rose has its thorn / У каждой розы есть шипы русские субтитры TrueTransLate.tv
Kuzenim Jack, benim adıma restoranı yönetir O ve ben, akşam hasılatının üzerinden geçiyoruz ve bir tartışma duyuyoruz.
Мой кузен Джек управляет рестораном для меня. Он и я подсчитывали вечерние счета и мы услышали спор.
Kendilerine has bir şifreleme teknolojisi kullanıyorlar.
Они используют какой-то собственный тип шифровки.
Günün hasılatı.
Улов дня.
Öğrendiğimize göre,.. ... Bay North has bir hükümlüyle temasa geçmiş. Üç cinayet işlemiş ve Miami-West Cezaevi'nden kaçmış.
Ситуация в том, что мистер Норф вступил в контакт с осужденным преступником, тройным убийцей, сбежавшим из тюрьмы Майами-Вест.
Aynen, hatta hasır sepetin içine iç çamaşırlarımı koyabilirim.
Точно. Хватит.
Federal Sigorta Kurumu da onlarca belge doldurmamı bekliyor.
And the FDIC has me filling out all sorts of paperwork.
Elizabeth kendi gömleklerini kendin mi ütülemek zorunda bırakıyor?
Elizabeth has to make you iron your shirts?
Gömleğimdeki kırışıklıklarla ilgili konuşmak için mi aramıştın?
Did you call to find out if my shirt has wrinkles?
Adı çıkmış kanunsuzlara karşı biraz zayıf.
He has a weakness for notorious scofflaws.
Duponte'un pahalı zevkleri olan bir ortağı mı var dersin?
You think Duponte has a partner with expensive tastes?
Ama hırsızlık hiç bir zaman onun tarzı değildi.
But theft has never been his M.O.
Bu şehirde birinin yozlaşmayı ifşa etmesi lazım.
Someone in this city has to expose corruption.
Ve gerçekten de çok eğlenceliydi.
And it really has been a hell of a lot of fun.
Brauer ağımıza girdiyse eline ne geçirdiğini Allah bilir.
If Brauer got in our network, who knows what he has.
Brauer'ın Duponte hesabını eline geçirdiğini düşünüyoruz.
We think Brauer has recaptured the Duponte account.
Kendine has bir dünyası, koruma güdüsü vardı.
Она все время кашляет и ей трудно дышать.
Her neslin kendine has bir müziği olur ama çoğu ebeveyn Tween Wave'in bok gibi olduğunu söylüyor.
У каждого поколения своя музыка, но многоие родители говорят - Подростковая Волна звучит как дерьмо.
Bu acayip şekilde kendine has.
Это странно характерно.
Bak, suçlama yok, hasır altı edilmesi gerekn kanıt falan da yok.
Послушайте, если нет никаких обвинений, то нет и никаких доказательств.
Doğru aslında, bir şeyleri mahvetme konusunda kendine has bir yöntemi var.
Да, она умеет устраивать скандалы.
Eğer safsa, ayırıcı izleri vardır ve laboratuvar bölgesini belirleyebilir.
If it's uncut, it has markers and the lab can isolate the region.
Austin bizim oy partimizi duymuş ve harika fikirleri var.
Austin heard about our vote party and he has some great ideas.
Marissa zor bir yarışın içinde ve gençlerin oyuna ihtiyacı var.
Marissa has got some tough competition и нам нужны молодые избиратели, и ты можешь сделать это.
Durumu nasıl? Hafif bir beyin sarsıntısı geçirmiş.
She has a mild concussion.
Seni tekrar bulduğu için mutluyum.
I'm glad she has you back.
Ama o onun ailesine has bir şeydi.
Но это книга именно её семьи.
Ne alaka şimdi?
I don't see what that has anything - -
Uzun zaman oldu.
How long has it been?
Dedikoduya göre Çin anlaşmasını bağladıktan sonra Spielberg'ün evine teklif yapacakmış.
Well, rumor has it, once he seals the China deal, he's gonna make a play for Spielberg's house.
İsmi vardır ama.
The man has a name.
Ağabeyinin bu işi bırakıp yeniden başlama şansı var, senin de öyle.
Your brother has a chance to walk away from this and start clean, and so do you.
Ama parası var diye burada anlatınca ilgi uyandırıyor.
But because he has money, he's a witty raconteur.
Andy Botwin hava yataklarında uyuyan ters düz olan işi için veletlerden borç alan ben merkezci kalpsiz psikopatın tekine âşık bir adam.
Andy Botwin... Sleeps on an air mattress, has to borrow money from a kid to start a business that's about to go belly-up, and is obsessed with a woman who's a self-centered, heartless sociopath.
Kaygısız daha basit ve eğlenceli, alt tabakanın sunduklarıyla mütevazi bir hayat.
Carefree soul, tasting all the low-hanging fruit life has to offer, a lot less complicated, a lot more fun.
Çok has adamdır.
Странное богатство.
Her maymunun kendine has numarası var.
У обезьяны свои трюки.
Siz hasılatla uğraşırken.
- Пока вы закрываете кассу.
Beaufort onun şikayetini hasıraltı etmiş - haberin yoktu!
Этот Бофорт прикрывал её - вы не знали!

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]