Kıs translate Russian
150,417 parallel translation
Müziği kıs genç adam.
- ( лив ) Сделай музыку тише, молодой человек.
Açı muhtemelen yanlış çünkü Cindy daha kısaydı.
- ( рави ) Стой, наверное, не тот угол, потому что СИнди ниже.
Işıklar kısılıyor.
- ( муж.робот ) ѕриглушите освещение.
- Bu da zor kısım değil di.
Это тоже не самое сложное.
Ameliyattaki açık vücut kısımlarını görmesini istemiyorum.
Я не хочу, чтобы она смотрела на открытое операционное поле.
Sıkı çalışma.
- ( дон-и ) Весь в работе.
Artık temiz bir sayfa açan güzel adam Blaine seksi bölge savcısına yürüyebilir.
Теперь "чистенький славный парень Блейн" может подбивать клинья к этой цыпе прокурорше...
Artık gelme nedenine odaklanmalısın.
Теперь думай лишь о том, зачем ты пришёл.
Durum biraz karışık.
Это сложно.
Bram sığınaktan dışarı çıkıyormuş.
Брэм выходил из бункера.
Kampta bir kızla tanışmış.
Он встретил девушку в лагере.
Anladığım kadarıyla siz de şehir dışından gelen misafirsiniz artık. Değil mi?
Я так понимаю, вы теперь тоже гость города?
Üç kurbanda kafalarına sıkılan tek kurşunla ölmüş.
Все трое погибли от единственных выстрелов в голову.
Bazen komşularının sıkıntılarını yaşarsın.
Иногда становишься участником соседских семейных драм.
Bana fasulyem demenden daha can sıkıcı bir şey daha yok.
- ( синди ) Нет ничего хуже, чем когда ты зовёшь меня Бусинкой. - ( стэн ) Ничего?
Bu da 15 yaşındaki buz pateni meraklısı kızı.
А это его пятнадцатилетняя дочь, фигуристка-энтузиастка.
Winslow Sutcliffe isimli bir kızla ortak dört dersi varmış.
У неё четыре урока с девочкой по имени уИнслоу САтклифф.
Bense "Neden Fillmore-Graves'in beyin tüplerinden yiyemiyorum çünkü imgeler çok can sıkıcı." diyorum.
А я такой : "Почему нельзя съесть мозги из тУбы" ФИлмор-грэйвс ", потому что видения супербЕсят ".
İçi karışık beyin dolu olan yoğurt tüpü gibi bir şey.
- ( мэйджор ) Смесь мозгов по типу йогурта.
Karışık beyin yemek istiyorlarsa bırak yesinler.
Если ОНИ хотят есть смесь, пусть едят смесь.
Sıkıyorsa gelsinler derim.
- ( зомби2 ) Пусть приходят.
Heyecanlı mısın kardeşim? Hadi biraz kımıldayalım.
Зудит в одном месте?
- Ne? Bizim kız Winslow birkaç ay önce ehliyetsiz araba kullanırken yakalanmış.
- ( бабино ) Я узнал, что наша уИнслоу пару месяцев назад благополучно получила права.
Rızasıyla olsa da artık yasadışı olduğunu biliyor.
По согласию, хотя она знала, что это противозаконно.
Aylık aboneliklerle çalışıyor.
Оплачивают месячный абонемент.
Tüplerin içindeydiler, sıkıştırılmış yoğurt tüpleri gibi.
Они были в такой упаковке, похожей на тУбы с йогуртом ".
Genç kızı, kendi kızlarıymış gibi sevdiklerinden bunu kabul ederler.
— тарики успели полюбить еЄ как дочь. " ответили Ђдаї.
- Yakalandın ve köşeye sıkıştığını hissettin.
- ( бЄрд ) " ы попалс €, ощутил себ € пойманным.
Tabii bu sırada kaç tane komando topluca kız kardeşine göt deliğinden koyuyordur kim bilir? Fakat haklısın, iyi haber bu.
" ем временем, кто знает, сколько коммјндос шпил € т твою сестру пр € мо в бублик, но ты прав... всЄ хорошо.
Artık elimden bir şey gelmiyor. Sen yapmalısın.
я больше не могу нам помочь, тво € очередь.
Kapı sıkışmış.
Дверь заперта.
Bitkiler kışın ölüyor, ve baharda geri dönüyorlar.
Урожай гибнет зимой, но весной возрождается.
Çoğu insan kışın geldiğini bilmez,
Обычно люди не знают, когда ждать зиму.
Şimdi bir çıkış yolu var.
Сейчас есть выход.
Ahh. Bu sıkışmış.
Дверь заблокирована.
İlk Boudalankru'yu sıkıştırmamız gerekiyor.
Сперва нужно выбить Б'одал'анкру.
Beni dinle. Kazandığımda sığınağı herkesle paylaşmaya karar kıldım.
Послушай, когда я выиграла, я решила, что бункер достанется всем.
Arkadaşların sığınakta sıkışık kalmışken sen yıldızlara varmış uçuyor olacaksın.
Твои друзья будут торчать в бункере, а ты будешь парить. Окруженная звездами.
Bu yüzden sıhhiyeyi çağırıp kıçını tekmeletmeden önce kendine bunu yapmaktan vazgeç.
Прекрати, пока я не позвал врача, чтобы тебя вырубили!
Kostümü sıkı tutun.
Держите костюмы застегнутыми.
Bunlardan bahsederken çok sıkıcı oluyorsun biliyorsun değil mi?
Мотивационные речи у тебя так себе, ты в курсе?
- Çünki iletişim olmadan, güç açık olsa bile hangar kapısını roketin içinden açamazdık.
Потому что даже со включенным питанием без связи мы все равно не сможем открыть ангар из ракеты.
Bu adam FBI ajanlarının ölümünden ve Elizabeth ile kızının kaçırılmasından sorumlu. - Sinirlisin - Haklısın, sinirliyim.
Он виновен в смертях агентов ФБР, похищении Элизабет и её дочери.
April Roderhorst birazcık gizli bir porno bağımlısıydı.
Джулия Эрнандес была официально замужем. Эйприл Родехорст была слегка повёрнута на порно.
Alexander Kirk'ün terörizmle bağlantısı üzerine, başkanlık kampanyamı durdurdum ve bir senato sorgusu başlattım.
Я приостановил свою кампанию, инициировал слушание Сената о связи Кёрка с терроризмом.
Benim için galalar, el sıkışmalar falan bana göre değildi.
А я... Приемы, рукопожатия... не моё.
Bağırsaklarının sıkıştığını hissedersin ama yüreğin ağzına gelmiş gibi olur.
Ощущаешь в кишках, но сердце в горле.
Küçük kızın midesini gerçek bir boğaza dönüştürdüğümüz sırada çorbada senin de tuzun olmasını istemiyor musun?
Хотите быть в операционной, когда мы превратим её кишечник в настоящую гортань?
Başka bir çıkış yolu bulmalıyız.
Нам нужно найти другой выход отсюда.
Bu eczacılık sınıfı metamfetamin.
Это фармацевтическая категория метамфетамина.
Dış... dışarda "satılık" tabelasının ne işi var?
Что... Что за вывеска "на продажу" перед домом?
kısa 87
kişi 33
kısım 18
kışın 17
kişisel 39
kıskançlık 60
kıskanç 44
kişilik 16
kıskanıyorum 27
kısacası 154
kişi 33
kısım 18
kışın 17
kişisel 39
kıskançlık 60
kıskanç 44
kişilik 16
kıskanıyorum 27
kısacası 154
kısa boylu 32
kısa kes 39
kısa bir süre 21
kısa bir süre sonra 28
kısa bir süre için 27
kısa bir süre önce 26
kışt 36
kısa sürede 17
kişisel olarak 44
kısaca 78
kısa kes 39
kısa bir süre 21
kısa bir süre sonra 28
kısa bir süre için 27
kısa bir süre önce 26
kışt 36
kısa sürede 17
kişisel olarak 44
kısaca 78