Sizi uyarmalıyım translate Russian
105 parallel translation
Sizi uyarmalıyım.
Я должен вас предупредить.
Sizi uyarmalıyım, bu binalar hiç güvenli değildir.
Должен предупредить вас, эти строения небезопасны.
Dr Zira, sizi uyarmalıyım.
- Moи экcпepимeнты пoкaзывaют... - Д-p Зиpa, я дoлжeн вac пpeдocтepeчь.
Fakat sizi uyarmalıyım. Siz kölelerin herhangi bir itaatsizliği ölümle cezalandırılacak.
Но предупреждаю : любое дальнейшее неподчинение будет караться смертью теперь, когда вы стали полноценными рабами.
Sanıyorum sizi uyarmalıyım, üstçavuş sinirlerime dokunuyorsunuz, kaldı ki kaybedecek hiçbir şeyim yok.
Сама... Я, между прочим, товарищ старший сержант, очень нервная, и терять мне нечего.
Evet, giderilmesi gereken sorunları yok etmek için elimden geleni yapacağım........ ama sizi uyarmalıyım, çalışma tarzımı ve aldığı biçimi değiştiremem.
Но должен сразу предупредить, что я не смогу изменить свой стиль работы. Я не могу просто ни с того, ни с сего изменить свою личность, чтобы стать кем-то другим.
Sizi uyarmalıyım Bayan Belle.
Должен предупредить, мисс Бэлл.
Sizi uyarmalıyım.
- Я должен предостеречь Вас.
Kirpibalığı, efendim. Ama sizi uyarmalıyım ki bu- -
Скалозуб, сэр, должен вас предупредить, что- -
Sizi uyarmalıyım.
Я хочу предупредить вас.
- Yalnız bir konuda sizi uyarmalıyım orayı işleten adam biraz cins bir tip özellikle de sipariş verme konusunda.
Есть только одно предостережение. Владелец этого заведения чересчур темпераментный. Особенно в том, что касается процедуры заказа.
Öyle olabilir, ama sizi uyarmalıyım, yarın öğlene kadar o numaralar elime geçmezse, bu durumu, yasal bölümümüze iletmek zorunda kalacağım.
Ну может и так. Однако должен предупредить, что в если у нас не будет номеров к завтрашнему полудню, Мне придётся перенаправить это дело нашим юристам.
Haşhaşlı kek yediğiniz için sizi uyarmalıyım.
Я заметил, что вы едите маковый кекс.
Mr Powes sizi uyarmalıyım ki... Bütün köpekbalıklarının başına Lazer ünitesi ekledik.
Вы сами увидите, что все акулы... оснащены лазерами, прикреплёнными к головам.
Sizi uyarmalıyım, Kaptan- - Moset'in programını kullandığımı söylediğimde, kibarca, bundan mutsuz olduğunu söyledi.
Я должен предостеречь вас, капитан - когда я сказал ей, что использовал программу Мосета, она была, мягко говоря, расстроена.
Sizi uyarmalıyım, kocam son günlerde biraz kilo aldı.
Какая прелесть. Учтите, что мой муж в последнее время поправился.
Ama aşırı derecede tehlikeli olduğu konusunda sizi uyarmalıyım.
Но должен предупредить, что он крайне опасен.
- Ama sizi uyarmalıyım. - Niye?
- Но должна вас предупредить...
Sizi uyarmalıyım ki, eğer geminiz Triad çözüme kavuşmadan daha fazla yaklaşırsa, otomatik savunma sistemimiz onu yokedecektir.
Я должна предупредить вас, что если ваш корабль приблизится ещё ближе... до окончания Триады, наша автоматическая система защиты уничтожит его.
Sizi uyarmalıyım... O biraz sert oynar.
Должна вас предупредить... он любит немного жестокие игры.
Sizi uyarmalıyım, polis çağırdım.
Хочу сообщить, что я вызвал полицию.
Ama sizi uyarmalıyım.
Должна вас предупредить.
Sizi uyarmalıyım, öğrenen bir robot.
Должна вас предупредить : робот - самообучающийся.
Sizi uyarmalıyım, genç bayan dalkavukluğa duyarlıyımdır.
Предупреждаю вас, юная леди, что я весьма падок на лесть.
Sizi uyarmalıyım, ben ödün vermem.
Имейте ввиду, я крепкий орешек. Нет. Нет.
Sizi uyarmalıyım, gizli bir silahım var.
Должен предупредить, у меня есть скрытое оружие.
Ama sizi uyarmalıyım. Şu birkaç saat için iyi olacaksınız ama öğle saatlerinde işler biraz kötüleşecek. Bulantı, acı, halsizlik...
И я должна вас предупредить – несколько часов вы будете чувствовать себя хорошо, но к полудню вам станет хуже, начнётся тошнота, боль, усталость.
Ancak sizi uyarmalıyım.
И я не знаю, что хуже. Но в одном я уверен точно :
Bu takımın kaptanı olarak sizi uyarmalıyım, bizi amigoluk yapmaktan men etmek için... cesetlerimizi çiğneyip elimizden ponponları almanız gerekecek.
Как капитан я обязана сообщить вам, что если вы помешаете нам,... вам придётся вырвать флажки из наших остывших мёртвых рук.
Evet ama sizi uyarmalıyım, Vakama Keetongu'nun yapabileceği şeyleri çoktan aşmış olabilir.
Да, я должен предупредить, возможно, даже Китонгу не сможет помочь Вакаме.
Sizi uyarmalıyım. Hastalarımızın çoğu genelde tepkisizdir. Bu yüzden umarım çok fazla alkış beklemiyorsunuzdur.
Я должна предупредить вас, наши пациенты почти не реагируют на раздражители, я надеюсь, вы не ожидаете аплодисментов.
Burada daha iyi koşullar altında olmak isterdim. Fakat gerçek şu ki sizi uyarmalıyım.
Хотел бы я оказаться здесь при лучших обстоятельствах, но дело в том, что я пришел, чтобы предупредить вас.
Sizi uyarmalıyım, Teğmen bir avuç sokak serserisi için dinleme davası açacak değilim.
Должна предупредить вас, лейтенант... я не готова оправдать использование прослушки ради уличных облав.
Bu arada sizi uyarmalıyım, Miss Budge, Kesiğin yapıldığı açı yüzünden nefrektomi yarasında çok az etkimiz olur.
Но должен вас предупредить мисс Бадж, что мы мало что можем сделать со шрамами от нефректомии из-за угла, под которым делается разрез.
- Ama sizi uyarmalıyım benzin fiyatları orada yazdığından biraz daha yüksek.
Должен предупредить : цены на бензин немножко выше, чем тут указано.
Ama sizi uyarmalıyım,
Но должен вас предупредить :
Kim olduğunuzu bilmiyorum, ama yaptığınız şeyin yasal olmadığına dair sizi uyarmalıyım.
Я не знаю, кто Вы но Вы уверены, что то, что Вы сейчас пытаетесь сделать, легально?
Ama, durumlarının tehlikede olduğunu düşünürlerse, bu durumun hemen değişeceği konusunda sizi uyarmalıyım.
Даже полиция не решается действовать после того как вас выпустили, но я должен предупредить вас, что это может измениться очень быстро если они почувствуют себя под угрозой.
Bayan, sizi uyarmalıyım, tutuklama yetkim var.
Мэм, предупреждаю, я имею право арестовать вас.
- Ama sizi uyarmalıyım.
Но я должен вас предупредить :
Şimdi, size bunu göstermeden önce, bu adamın sınırları biraz aştığı konusunda sizi uyarmalıyım.
Перед просмотром предупреждаю : ведущий немного резковат.
Ama sizi uyarmalıyım.. ... hazinenin peşinden gitmeyi... seçen kişi deliliği ve ötesini de seçmiş ... oluyor.
Но должна вас предупредить что те, кто выбрал погоню за сокровищем дошли до самой границы безумия и переступили ее.
Sizi uyarmalıyım : "Cahil" terimini kullanarak ", engelli Amerikan insanlarıyla alay ediyorsunuz.
Должна предупредить вас о применении слова "отсталая", вы оскверняете нетрудоспособных американцев.
Bu küstahlığın bedelini eninde sonunda ödeyeceğiniz konusunda sizi uyarmalıyım.
Но мой долг предупредить, что вы, в конце концов, поплатитесь за подобную дерзость.
Ama sizi uyarmalıyım.
Но я должен предостеречь вас.
Şiddetli bir muhalefetle karşılaşacağınız konusunda sizi uyarmalıyım, Lordum.
Я должен предупредить, что ожидается сильное сопротивление, мой повелитель.
Sizi uyarmalıyım.
Предупреждаю...
Sizi uyarmalıyım...
Я хочу предупредить...
Sizi bir konuda uyarmalıyım.
Я должен вас предупредить :
sizi kayalıklar konusunda uyarmalıyım.
Будьте осторожнее на скалах.
Her şeyden önce... Formalite evliliğine karşı sizi kesinlikle uyarmalıyım. Tabii ilişkiniz ciddi bir ilişki değilse.
Прежде всего, я бы хотел предостеречь... против брака по расчету... если, конечно, у вас нет серьезных отношений.
sizi seviyorum 160
sizi bekliyorum 28
sizi bekliyor 61
sizi bekliyoruz 27
sizi dinliyorum 52
sizi anlamıyorum 42
sizi özleyeceğim 33
sizi ilgilendirmez 39
sizi tanımıyorum 61
sizi tanıyor muyum 69
sizi bekliyorum 28
sizi bekliyor 61
sizi bekliyoruz 27
sizi dinliyorum 52
sizi anlamıyorum 42
sizi özleyeceğim 33
sizi ilgilendirmez 39
sizi tanımıyorum 61
sizi tanıyor muyum 69