Söylemiştin translate Russian
9,347 parallel translation
Annelerinde olduklarını söylemiştin!
Ты сказал, что они у его матери.
Oswald'ın burada olacağını söylediğini söylemiştin.
Ты слышал, что Освальд говорил что придет сюда.
- Meşgul olduğunu söylemiştin.
- Ты сказал, что занят.
Yardım edeceğini söylemiştin.
Ты же говорил, что хочешь помочь.
Bir dolu kanıtın olduğunu söylemiştin.
Я думал, ты сказал, что у вас кипы улик.
Bir antidepressan olduğunu söylemiştin.
Вы сказали, это антидепресант.
Bir ara sıkılmaya başladım tarzı bir şey söylemiştin sanki.
Помню, какое-то время назад ты сказала, что тебе становится скучно.
Hâlen gelişmeye devam edip etmediğini bilmediğini söylemiştin.
Ты сказала, что ты не уверена продолжаешь ли всё ещё расти.
Tek bir şeyden korktuğunu söylemiştin.
Ты сказал, что боишься одного.
Sen de bunun asla olmamasını sağlayacağını söylemiştin.
А ты сказал мне, что не допустишь этого.
- Bana kalacağını söylemiştin. - Yapamam.
Ты говорил, что взял самоотвод – Я не могу.
İstihbaratın senin işin olduğunu söylemiştin.
Твоя работа собирать данные.
Of! - Onu aramamı sen söylemiştin.
Перестань пинать стулья.
O kadar çiçeği ne yapacağını bilmediğini söylemiştin.
Я не могу даже думать сейчас о пицце.
Evet, çoktan söylemiştin.
Да, ты мне уже говорил об этом.
Limanda sair yasalar var, sen söylemiştin.
В порту другие законы, сказал ты.
Seyahatin ailede kabul görmemle ilgili olduğunu söylemiştin. - Bu bir iş mi yani?
- Ты говорил, что меня так принимают в семью, но это бизнес?
Mülakatın bir parçası olmak istemediğini söylemiştin.
Уже? - Ты сказал, что не хочешь участвовать в собеседованиях, и они выбрали замену сегодня утром.
- İşi geri çevirdiğini söylemiştin.
- Ты же сказал, что отказался.
- Halledeceğini söylemiştin. - İcabına bakarım demiştin.
- Ты сказал, что займёшься этим, что всё под контролем!
- Grip olduğunu söylemiştin lan!
Ты мне сказал, что у тебя грипп!
Lloyd'dan bir konuda yardım isteyeceğini söylemiştin galiba?
- Ты сказал, что тебе нужна помощь Ллойда.
Karının aşığını öldürdüğün gece böyle söylemiştin.
- Это ты сказал. Когда убил любовника жены.
Arkadaşın Patterson'la beraber tüm gece dışarıda olacağını söylemiştin.
Ты сказал, что всю ночь сидел с Паттерсоном.
Bana asla zarar vermeyeceğini söylemiştin!
Ты сказала, что никогда не причинишь мне вреда!
O 6'ların bir anlamı olmadığını söylemiştin.
Дэмиен, ты же сказал, что эти шестерки ничего для тебя не значат.
- Seçme şansım olduğunu söylemiştin, değil mi?
- Вы сказали, я должен сделать выбор, правильно?
Benim kalacağımı söylemiştin Richie. Kovulmayacağımı söyledin.
Ты мне говорил, что я в команде, что меня не уволят.
Bu konuda konuşmak istediğini söylemiştin. Sen zaten kararını vermişsin.
Ты говорила, что хочешь обсудить это, но ты уже приняла решение.
Endişelenecek bir şey olmadığını söylemiştin.
Ну, ты же сказал, что мне не о чем беспокоиться.
- Sen de bunun olmasını önleyeceğini söylemiştin.
А ты сказал мне, что не допустишь этого.
Ama Nathan'a babanın gerçek ölümünün anılarını kaybettiğinde gerçekleştiğini söylemiştin.
НО... ТЫ СКАЗАЛ НЕЙТАНУ, ЧТО СМЕРТЬ ТВОЕГО ОТЦА НАСТУПИЛА ТОГДА, КОГДА ОН ПОТЕРЯЛ ВСЕ СВОИ ВОСПОМИНАНИЯ.
Faraday kafesinde olduğumuzu söylemiştin, değil mi Finch?
Разве ты не сказал, что мы в клетке Фарадея?
Bunun yasal olduğunu söylemiştin!
Я думала, ты сказал, что теперь это законно!
Abel, St. Louis'deki doktorların, hastaneye yatırılmasını önerdiğini söylemiştin.
Абель, ты же говорил, что доктора из Сент-Луис советовали закрыть ее в психушке.
Kokumu sevdiğini söylemiştin.
Ты сказала, что тебе нравится мой запах.
İnsanlara yardım edeceğini söylemiştin.
Ты говорила, что мы будем помогать людям.
Sen söylemiştin.
Ты говорила нам.
Evet, geçen sefer buraya geldiğinde de aynılarını söylemiştin
- Да, в прошлый раз ты тут сказал ровно то же самое.
Telefonda bunun bir kaza olduğunu söylemiştin
- Ты сказал, это был несчастный случай.
Beni Declan Harp'a götüreceğini söylemiştin Peder.
Вы сказали, что приведете меня к Деклану Харпу, отче.
Bunu bana ilk gün de söylemiştin.
Ты говорил мне об этом в первый день.
- Bu tarz durumlarda sadece ama sadece bu numarayı aramamı söylemiştin.
Ты всегда говорил звонить на этот номер и только на этот номер в таких ситуациях.
Yaşlı kadınları ışıklandırmayı bildiğini söylemiştin sanki.
Да. Я думал ты говорил что знаешь как освещать пожилых женщин.
Onun sızmasını engelleyebildiğini söylemiştin.
Ты сказал, что можешь ее держать в чем-то.
Yeni bir başlangıca ihtiyacın olduğu için taşındığını söylemiştin... -... ama bu doğru değil, değil mi?
Ты сказал, что переехал сюда, чтобы начать жизнь с чистого листа, но это не вся правда, не так ли?
- Bahsetmememi söylemiştin.
- Вы мне не велели.
Bu kişiyle ilişkin olduğunu söylemiştin bana.
Тоби, для кого ты строишь дом? Почему ты думаешь, что я его строю для кого-то?
'Yere düşeceğini söylemiştin.'
Ты сказал, что от этого разряда, она плюхнется на задницу.
Telefonda bunun bir kaza olduğunu söylemiştin.
- Ты сказал, это был несчастный случай.
- Burada olduklarını söylemiştin!
- You said they were!
söyle 2270
şöyle 191
söyledim 318
söyledi 132
söyledin 99
söylemiştim 315
söyle bana 1105
söyleme 186
söylemeyeceğim 91
söylemem 123
şöyle 191
söyledim 318
söyledi 132
söyledin 99
söylemiştim 315
söyle bana 1105
söyleme 186
söylemeyeceğim 91
söylemem 123
söyleyeceğim 241
söylemedim 113
söylesene 1323
söylemek istediğim 130
söylemedin 49
söylerim 244
söyleyeyim 186
söylemeyecek misin 32
söyle ona 443
söylemiyorum 60
söylemedim 113
söylesene 1323
söylemek istediğim 130
söylemedin 49
söylerim 244
söyleyeyim 186
söylemeyecek misin 32
söyle ona 443
söylemiyorum 60
söylediler 23
söylemem gerek 33
söyleyin bana 123
söylediğim gibi 241
söyle bakalım 455
söyledin mi 33
söylemedi 153
söyleyemem 305
söylemedim mi 39
söyleyeyim mi 49
söylemem gerek 33
söyleyin bana 123
söylediğim gibi 241
söyle bakalım 455
söyledin mi 33
söylemedi 153
söyleyemem 305
söylemedim mi 39
söyleyeyim mi 49