Şey translate Russian
464,500 parallel translation
Her şey benden geçiyor.
Все разговоры только через меня.
Ondan bir şey almışsın.
Ты что-то взяла у него.
Herhangi bir şey?
Хоть что-то?
Sana bir şey verdiyse bana ver.
Если Макэллан тебе что-то отдал, мы должны это предъявить.
Kaynaklarıma göre ona somut bir şey sunmamış.
Мои источники сообщают, что ничего конкретного.
- LeAnn'e bir şey vermiş ama.
Он что-то передал Лиэнн.
- Hiçbir şey de yapmadı.
И не делала.
- Asla öyle bir şey diyemem.
Я бы так не сказал.
Sana bir şey göstereceğim.
Я тебе кое-что покажу.
Normal bir şey.
Такое случается.
Macallan ona güvence olarak bir şey vermiş midir?
Думаешь, Макэллан ей что-то оставил для страховки?
Huzursuz edici derecede çok şey biliyor.
Он знает намного больше, чем следовало бы.
Başka bir şey öğrenirsen doğrudan bana gel.
Если услышите что-нибудь ещё, обращайтесь напрямую ко мне.
Daha fazla bir şey bilmek istemiyorum.
И я больше ничего не хочу знать.
Zoe'nin telefonundan bir şey elde edemedin.
Нельзя получить информацию с телефона Зои.
Affedilmez bir şey yaptım.
Я сделал нечто непростительное.
Bir şey gerekirse telefonum açık.
Если понадоблюсь, я на связи.
- Doug'la ilgili bildiğim şey bu.
Это то, что я знаю о Даге.
Yapmaya çalıştığı şey her neyse onu mezara götürdü.
Всё, что было у него в голове, ушло в могилу вместе с ним.
Yeter ki bir şey yapayım, güle oynaya peşime takılırsınız.
До тех пор, пока я что-то делаю, вы готовы меня поддерживать.
- Söylenecek bir şey kalmadı.
По-моему, нам больше не о чем говорить.
- Aklında bir şey varsa söyle.
Если вы что-то хотите сказать...
Son bir şey.
Ещё кое-что.
O yüzden hadi, buradan bir şey al.
Возьми что-нибудь на память.
Bir şey al. Ne olursa.
Что-нибудь.
Geri dönene kadar eline aldığında sana burayı hatırlatacak bir şey.
То, что будет тебе напоминать... об этом кабинете, пока ты сюда не вернёшься...
Hiçbir şey almayacağım.
Все остаётся здесь.
Doğrulamam gereken bir şey var.
Надо кое-что проверить.
Ahmedi'nin yerini bulana kadar hiçbir şey yapmak istemiyorum.
Нет. Прежде всего мы должны найти Ахмади.
İkimiz de Aidan'la ilgili çok şey biliyoruz.
Мы слишком много знаем про Эйдана.
Bu, benim yapabileceğim bir şey değil.
Я такими вещами не занимаюсь...
Ama birini bulabilirim ya da... bilmem fark ettiniz mi ama gelsemium gibi bir şey bile yüksek dozda ölümcül olabilir.
Но я могу кого-нибудь найти, или даже... Я не знаю, в курсе ли вы, но даже гельземий, в больших дозах... может быть смертельно опасен.
Bir şey söyleyeceksen şimdi tam zamanı.
Если вам есть, что сказать, сейчас самое время.
Kusura bakma, söylenecek hiçbir şey kalmadı.
Простите. Мне нечего добавить.
Gözlerinde bir şey, bir bakış... değişmiş.
У тебя какой-то не такой взгляд. Он изменился.
Herkesin yardıma ihtiyaç hissettiği bir şey vardır.
Ну у все есть что-то, в чем им нужна помощь.
Ana kuzusu gibi bir şey.
Он типа как мамочкин сынок.
Bir şey söyleyebilir miyim?
Можно мне кое-что сказать?
Biliyor musunuz, bende de aynı şey oldu.
Знаете, со мной случилось то же самое.
- Bir şey mi dedin, Catherine?
Что ты сказала, Кэтрин?
Hayatımda duyduğum en aptalca şey.
Ничего тупее в жизни не слышала.
- Aşı falan bir şey olmalı.
Должна же быть какая-то вакцина.
Küçük şey mekanınıza ne zaman taşınıyorsunuz sığınak yerinize?
И когда вы отправляетесь в свой маленький... домик в бункере?
Bunun bir çaresini bulduklarında her şey temiz diye işaret verecekler ve biz de eve gidebileceğiz.
И как только её изобретут, нам объявят, что уроза миновала, и мы сможем вернуться домой.
Parçası olduğun şey insanlık dışı.
Твоя организация бесчеловечна.
Öyle bir şey değil.
Дело не в этом.
Elimden bir şey gelmez.
У меня связаны руки.
Rittenhouse'un korkunç bir şey olduğunu biliyoruz.
Смотрите, мы знаем, что "Риттенхаус" - это зло.
Hiçbir şey bilmiyordu.
Она ничего не знала.
- Başka bir şey söylemeden önce bunu bildiğinden... emin olmak istedik. - Evet efendim.
Да, сэр.
Onun hakkında daha çok şey bilmek istiyorum.
хочу побольше о нём узнать.