English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → español / [ N ] / Nerede olduğunu

Nerede olduğunu traducir español

18,390 traducción paralela
Kumarhanenin nerede olduğunu gösterebilir misiniz?
¿ Puede enseñarnos dónde está el casino?
Nerede olduğunu söyle.
Dime dónde está.
O kasaların nerede olduğunu biliyor musun?
¿ Sabe dónde está esa cámara?
Belki şu adam Stein'ın nerede olduğunu biliyordur.
Tal vez este tipo sepa donde está Stein.
Eduardo'nun nerede olduğunu ve adamlarının nerede saklandığını söylemen yeter.
Tan solo dime dónde se esconden Eduardo y sus hombres.
Bana hemen kardeşinin nerede olduğunu söyleyeceksin.
Me dirás ahora mismo dónde está tu hermano.
Eğer kardeşinin nerede olduğunu söylemezsen oğlum gözünün cılkını çıkartıp, sonra da oyacak.
Mi hijo te drenará el fluido de tus ojos y luego lo sacará si no me dices ahora mismo dónde está tu hermano.
Nerede olduğunu biliyor musun?
¿ Sabes dónde está?
Nerede olduğunu söyle yoksa kurşunu yersin.
Dígame dónde está o le atravesaré con una bala.
Hayatının değiştiği gün nerede olduğunu hatırlamanı istiyorum.
Quiero que recuerdes dónde estabas el día que tu vida cambió.
Bana nerede olduğunu söyle Lydia.
Dime dónde estás, Lydia.
İkimiz de Hayden'ın cesedinin nerede olduğunu biliyoruz.
Bueno, ambos sabemos dónde está el cuerpo de Hayden.
Nerede olduğunu bilen varsa lütfen hemen ofise bildirsin.
Si alguien sabe de su paradero, por favor, háganselo saber a la oficina inmediatamente.
Nerede olduğunu biliyorum.
Sé dónde está.
Nerede olduğunu.
Sabemos dónde está.
Parrish'in nerede olduğunu öğrenmem gerek.
Unidad Cinco, Clark, necesito ver a Parrish.
- Stiles'ın nerede olduğunu biliyor musun?
- ¿ Sabes quién es Stiles?
Sadece nerede olduğunu söyle, gelip seni... seni alalım
Solo dinos dónde estás, e iremos a por ti...
Strix cadılarından birisi nerede olduğunu ve akmeşenin sende olduğunu biliyor.
Una de las brujas de los Strix sabe dónde estás, y sabe que tienes el roble blanco.
Darhk'ın nerede olduğunu birden nasıl öğrendin?
¿ Cómo así de repente encontraste la base de operaciones de Darhk?
- Bana nerede olduğunu söyle!
¡ Dime dónde está!
Sorunun nerede olduğunu söylemedi ama iyi bir şey olduğunu sanmıyorum.
No le han dicho lo que pasa. Pero no creo que sea nada bueno.
Ne yani, beni kurtardın diye minnettar olup Darhk'ın nerede olduğunu mu söyleyeceğim?
¿ Y qué, se supone que tengo que estar tan agradecido que te revele todo lo que sé sobre dónde está Darhk?
Eğer bu kararımla bir sorununuz varsa kapının nerede olduğunu biliyorsunuz.
Si tenéis algún problema con ello, sabéis dónde está la puerta.
William'ı duydun mu? Nerede olduğunu biliyor musun?
¿ Sabes algo de William?
- Sara'nın her gece nerede olduğunu biliyorum Oliver.
Sé donde está Sara todas las noches, Oliver.
Kim olduğumu gayet iyi biliyorsun ve kardeşimin nerede olduğunu da biliyorsun!
¡ Sabes perfectamente quién soy, y dónde está mi hermano!
Bunun nerede olduğunu haber verdiğin için sağol.
Gracias por dejarme saber dónde estaba esto.
- Nerede olduğunu biliyor musun?
¿ Sabes en dónde está?
Tanığın nerede olduğunu biliyor.
Sabe dónde está el Testigo. ¿ De qué estás hablando?
Nerede olduğunu.
- ¿ Dónde?
Biz nerede olduğunu öğrenene kadar...
Hasta que descubramos dónde está...
Plan yapana kadar nerede olduğunu bilmeliyiz.
Tenemos que llevar un control sobre él hasta que tengamos un plan.
Kupa'nın nerede olduğunu biliyorum.
Sé dónde está la Copa.
Nerede olduğunu bildiğimde kendimi daha güvende hissediyorum.
Solo me siento más seguro cuando sé que sé dónde estás.
Papa'nın nerede olduğunu bilen yok.
Nadie sabe dónde está el Papa.
Zoom'un nerede olduğunu öğrenip ona karşı avantaj sağlayabiliriz
Podríamos hallar a Zoom y saltarle encima.
Tyrell'in nerede olduğunu söyle.
Dime dónde está Tyrell.
- Anlatacağım sana sonra nerede olduğunu.
- Cuando quieras te lo digo.
- Nerede olduğunu söylemesine ne gerek var?
- ¿ Por qué tiene que decir dónde está?
Herkesin nerede olduğunu biliyor musunuz?
¿ Sabes adónde fueron todos?
Nerede olduğunu biliyorum.
Creo que sé dónde estabas.
Nerede olduğunu biliyorlar o zaman.
Entonces saben dónde está.
Nerede olduğunu bilmiyorum.
No sé dónde está.
Bu kız Kupa'nın nerede olduğunu biliyor.
Esta chica sabe donde está la Copa.
Sadece bize Ölümlü Kupa'nın nerede olduğunu söyle.
Solo dinos donde está la Copa Mortal.
Herkes Ölümlü Kupa'yı bulabileceğimi sanıyor ama nerede olduğunu bilmiyorum.
¡ Todo el mundo cree que puedo encontrar esa Copa pero no sé dónde está!
Ama Kupa'nın nerede olduğunu bize söylemezsen arkadaşını Gretel'le tanıştıracağız.
Pero si no nos dices dónde está la Copa... vamos a presentarle a Gretel a tu amigo.
Kim olduğunu bilmiyoruz ama ne zaman nerede olacağını biliyoruz.
No sabemos el "quien" pero sabemos el "donde" y el "cuando".
Ama hâlâ bana onun nerede olduğunu söyleyemiyorsun.
Pero todavía no puedes decirme donde está.
Subarus nerede bu olduğunu.
Aquí están los Subarus.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]