Kendisi söyledi traduction Anglais
584 traduction parallèle
Armand mütevazı servetini derhal almak istediğini kendisi söyledi.
Armand has told me himself that he wants to take his modest fortune out of my hands at once.
Kendisi söyledi.
She told me so.
Bana kendisi söyledi, değil mi baba?
Told me so himself, didn't you, Dad?
Bana kendisi söyledi.
He's told me so.
Bayan Carol kendisi söyledi efendim.
Miss Carol herself, sir.
Bana kendisi söyledi.
She told me so herself.
- Evet, kendisi söyledi.
- That's what he said.
Bunu bana kendisi söyledi?
She told me so herself.
Jokeyin kendisi söyledi.
─ I got it straight from the jockey.
Hayatlarımızın birbirine örülmüş olduğunu kendisi söyledi bana. Ne zaman ne de dünya çözebilir bunu demişti.
She herself said the strand of our lives were woven together, and that neither time nor the world can breaks up.
Bunu bana doktorun kendisi söyledi.
The doctor told me that himself.
Kendisi söyledi.
He told you himself.
- Kendisi söyledi.
- He said it.
Kendisi söyledi bana.
She told me.
Bunun için Macreedy'i suçlayabilirsin. Çok tanığım olduğunu kendisi söyledi.
'Blame Macreedy for that, he said I had too many witnesses.'
Kendisi söyledi.
He said so.
Bir defa daha aradı herhâlde çünkü amiral bana kendisi söyledi.
Well, he must've made another call, because the admiral gave me the word.
Bunu kendisi söyledi.
She told me so herself.
Bunu kendisi söyledi bana.
Now, he told me that hisself.
Bana kendisi söyledi.
She has told me.
Bana kendisi söyledi.
He has told me.
- İtiraz etme, öyle olduğunu kendisi söyledi.
Don't argue, he said for himself that he is one!
Jewel Mayhew... Bessie'nin kendisi söyledi.
Jewel Mayhew - and I know because I got it straight from Bessie.
Joe Finn, kendisi, söyledi.
Joe Finn himself.
Kendisi söyledi bana.
He told me so.
Çeng'in kendisi, o noktadan öteye geçmediklerini söyledi.
Chang himself just said that they never venture beyond that point.
Kendisi tartışmasız benim bir hayranım olduğunu söyledi.
He said he was my unconditional admirer.
- Kendisi mi söyledi?
- He told you that?
Bunu bana bizzat kendisi geçen Cuma, yemek randevumuzu iptal etmek için aradığında söyledi.
She told me so herself last Friday when she called up to cancel our dinner engagement.
Onların kendisi için duygusal bir değeri olduğunu söyledi, efendim.
He said they had sentimental value for him, sir.
Nick sen sorun etmezsen, kendisi için de sorun olmayacağını söyledi.
It's okay. Nick said it was all right with him if it's all right with you.
- Adam kendisi öyle söyledi.
- The man said so himself.
Rahibe Bates'in kendisi özellikle söyledi, dün akşam.
Well, Sister Bates herself, for one, last night.
Sana topal olmamın sebebinin kendisi olduğunu söyledi mi?
DID HE TELL YOU THAT I'M A CRIPPLE BECAUSE OF HIM?
Evet, komutanın kendisi bize söyledi.
Yeah, the C.O. Told us himself.
Kendisi öyle mi söyledi? Hayır.
Did he tell you he does?
Çarşamba günü akşam yemeğinde kendisi, bu dünya, öbür dünya ve Avustralya arasında bir seçim yapman gerektiğini söyledi.
He said at dinner on Wednesday night... that you would have to choose between this world... the next world, and Australia.
Kendisi öldü, fakat gizli tutmak isteyeceğiniz bazı şeyler söyledi.
He's dead, but he told us something about you - something you'd like kept quiet.
- Kendisi bana da söyledi.
- He told me so.
- Kendisi dahil her çocuğun çocukluk sanrısı olduğunu söyledi.
- She said that it was... the commonest of childhood fantasies, that everybody had it... that she'd had it herself.
Kendisi söyledi.
She said so herself.
Kendisi öyle söyledi.
He said so.
- Kendisi öyle söyledi.
- She said so herself.
Gömdükten sonra, kendisi için, bundan Almanların değil, benim sorumlu olduğumu söyledi.
But after it was over, he said that as far as he was concerned it wasn't the Germans who were responsible, but me.
.. ancak kendisi suçlu olduğunu söyledi.
and yet Ernst Janning has said he is guilty.
Bunun kendisi için çok önemli olduğunu söyledi.
He says it would mean a great deal to him.
Kendisi bizzat mı söyledi?
Did he tell you in person?
Beni izleyenin sadece kendisi olmadığını ve her hareketimden haberdar olacağını söyledi.
He said that he's not the only one watching me, that he would know my every move.
Bu faşist toplantıya geldim, Çünkü kızım gelmemin kendisi için çok önemli olduğunu söyledi.
I am here at this Fascist rally because my daughter has assured me that it was important to her that I come.
Evet, sizin dedektif olduğunuzu ve kendisi zenginken Alice'nin annesinin şatosunda olduğunuzu söyledi.
Yes. She said you were a detective and you were at Alice's mother's château when she was rich
Bizzat yöneticinin kendisi nehrin sığ tarafının haklarının senden bana geçmesi gerektiğini söyledi.
The magistrate himself is the one who's saying the concession at the ford should pass from you to me.
söyledim 318
söyledi 132
söyledin 99
söylediğim gibi 241
söylediler 23
söyledin mi 33
söyledim sana 129
söyledim ya 299
söylediğine göre 24
söyledim mi 26
söyledi 132
söyledin 99
söylediğim gibi 241
söylediler 23
söyledin mi 33
söyledim sana 129
söyledim ya 299
söylediğine göre 24
söyledim mi 26
söylediklerimi unutma 19
söyledim size 29
söylediklerine dikkat et 42
söylediğiniz gibi 17
söylediklerimi unut 19
söylediğin gibi 35
söylediğimi yap 30
söyledi mi 27
kendine iyi bak 816
kendi 44
söyledim size 29
söylediklerine dikkat et 42
söylediğiniz gibi 17
söylediklerimi unut 19
söylediğin gibi 35
söylediğimi yap 30
söyledi mi 27
kendine iyi bak 816
kendi 44
kendine dikkat et 335
kendine 60
kendimi 187
kendine gel 419
kendisi 191
kendini 76
kendinize iyi bakın 182
kendini yorma 31
kendinize dikkat edin 70
kendim 56
kendine 60
kendimi 187
kendine gel 419
kendisi 191
kendini 76
kendinize iyi bakın 182
kendini yorma 31
kendinize dikkat edin 70
kendim 56