Ne olduğunu biliyorsun traduction Anglais
2,418 traduction parallèle
Sen de onun ne olduğunu biliyorsun.
You know what he's like.
Ne olduğunu biliyorsun, değil mi?
You know what it is, don't you?
- Ne olduğunu biliyorsun.
Did what, Mother? You know what.
Ne olduğunu biliyorsun. Ann beni öpmüştü.
I thought maybe I woulda heard from you at least once because of what happened.
Rose'a ne olduğunu biliyorsun, Stefan.
You know what happened to Rose, Stefan.
- Bence ne olduğunu biliyorsun.
- I think you know what it is.
Ne olduğunu biliyorsun.
You know what I mean.
Seninle konuşmak istediğimizin ne olduğunu biliyorsun, değil mi, Amanda?
You know what we want to talk to you about, don't you, Amanda?
Bu cıvalı ampullerin içinde ne olduğunu biliyorsun...
You know what's in those Mercury bulbs, don't you?
- İşin ne olduğunu biliyorsun ya?
- You do know what the job is?
Sıradakinin ne olduğunu biliyorsun, değil mi?
Now, you know what happens next, right?
Adımların ne olduğunu biliyorsun.
Mom, you know what the step says...
Ne olduğunu biliyorsun.
You know what happened.
- Bunun ne olduğunu biliyorsun?
- You know what it is?
Ne olduğunu biliyorsun.
You know what you are.
Burasının ne olduğunu biliyorsun, değil mi?
You know what this place is, right?
Gülmenin ne olduğunu biliyorsun?
You know what the laugh is?
Beni yaşatan şeyin ne olduğunu biliyorsun.
You know that's what I live for.
Ne olduğunu biliyorsun.
I know it is.
Aslında ne olduğunu biliyorsun.
You know what you actually are.
Oyunun ne olduğunu biliyorsun- - sat ve değerini düşür
You know the game... short and distort.
Onun ne olduğunu biliyorsun, değil mi?
You know what he is, right?
Duymak istediğimiz şeyin ne olduğunu biliyorsun.
You know what it is we want to hear.
Bak, ne olduğunu biliyorsun, yani söyle gitsin işte.
Look, you know what's going on, so just tell us.
Ne olduğunu biliyorsun.
You know what.
Elimde ne olduğunu biliyorsun değil mi?
Yeah, you know what I got. Yeah.
Annenin ne kadar hasta olduğunu biliyorsun, değil mi?
- You know how sick Mum's been?
Ne duygusu olduğunu iyi biliyorsun sen.
You know what feeling you put out.
Bunun ne demek olduğunu biliyorsun, değil mi?
You know what that means, don't you?
- Ne için olduğunu biliyorsun.
It was total bullshit.
Bence Raina için ailenin önemini biliyorsun, aynen onun biraz önce senin için ne kadar önemsiz olduğunu gördüğü gibi.
I think you know how much family means to Raina, just as she now knows... How little it means to you.
Galiba güçlü bir kadın olmaya çalışırken bir barikata çarptı ve bunun onun için ne kadar önemli olduğunu biliyorsun.
I think her powerful woman path hit a roadblock, and you know how important that is to her.
" Benim için ne kadar değerli olduğunu biliyorsun,
" You know how much you mean to me,
Onların ne olduğunu, ne yaptıklarını biliyorsun.
You know what they are, what they do.
Bu oyunun benim için ne kadar önemli olduğunu biliyorsun değil mi?
You know how important performing is to me, okay?
O zaman bagajda ne olduğunu da biliyorsun.
Then you know what I got in that trunk.
Dürüstlüğün benim için ne kadar olduğunu biliyorsun.
What? You know how important honesty is to me.
Dansın benim için ne kadar önemli olduğunu biliyorsun.
You know how much dancing means to me.
- Ne olmuş yani? Ne olduğunu çok iyi biliyorsun.
- You know exactly what.
Yürümenin ne demek olduğunu biliyorsun, değil mi?
Walk! You know what walking is, don't you?
Ayrıca ne zaman birşey başarsam aramak istediğim ilk insanın sen olduğunu da zaten biliyorsun çünkü seni gururlandırmayı seviyorum.
And you already know that any time I accomplish anything, you're the first person I want to call,'cause I love making you proud.
- Ne kadar zor şeyler olduğunu biliyorsun.
- You know how rough things have been.
Doğru olanın ne olduğunu hep biliyorsun.
You always seem to know what that is.
Benim için ne kadar önemli olduğunu biliyorsun.
You know how important you are to me
Ne kadar güzel bir kadın olduğunu biliyorsun, değil mi Marguerite?
You know, Marguerite, you're such a beautiful woman.
Dileğimin ne olduğunu biliyorsun.
You know what the wish is.
O deyişin ne demek olduğunu biliyorsun, değil mi?
You know what that gesture actually means, right?
Onun ne olduğunu biliyorsun. Neler yapabileceğini biliyorsun.
You know what he is.
Benim ne kadar borcum olduğunu da nereden biliyorsun?
How do you know about my juice?
Ne olduğunu biliyorsun?
You know what?
O zaman, ne kadar tehlikeli olduğunu da biliyorsun.
Then you know how dangerous he can be.
ne olduğunu bilmiyorum 211
ne olduğunu biliyorum 99
ne olduğunu 23
ne olduğunu anlat 19
ne olduğunu bilmek istiyorum 19
ne olduğunu düşünüyorsun 18
ne olduğunu biliyor musunuz 17
ne olduğunu biliyor musun 115
biliyorsun 4418
biliyorsunuz ki 33
ne olduğunu biliyorum 99
ne olduğunu 23
ne olduğunu anlat 19
ne olduğunu bilmek istiyorum 19
ne olduğunu düşünüyorsun 18
ne olduğunu biliyor musunuz 17
ne olduğunu biliyor musun 115
biliyorsun 4418
biliyorsunuz ki 33
biliyorsunuz 744
biliyorsun değil mi 147
biliyorsun ki 112
biliyorsundur 23
biliyorsun ya 20
biliyorsun bunu 34
biliyorsun işte 57
ne olmuş 1509
ne olmus 18
ne oldu 12116
biliyorsun değil mi 147
biliyorsun ki 112
biliyorsundur 23
biliyorsun ya 20
biliyorsun bunu 34
biliyorsun işte 57
ne olmuş 1509
ne olmus 18
ne oldu 12116
ne oluyor burada 288
ne olur 244
ne oldu sana böyle 73
ne oldu ki 237
ne oldu sana 334
ne olursun 26
ne oldu canım 18
ne oluyor 2215
ne olursa olsun 694
ne olsun 26
ne olur 244
ne oldu sana böyle 73
ne oldu ki 237
ne oldu sana 334
ne olursun 26
ne oldu canım 18
ne oluyor 2215
ne olursa olsun 694
ne olsun 26