Back to me tradutor Turco
22,152 parallel translation
But do take my assistant and make sure he reports back to me.
Ama yardımcımı al ve bana rapor verdiğinden emin ol.
Just so long as you remember where he belong and send him back to me when you're done with him.
Sadece ait olduğu yeri hatırlarsa ve onunla.... işiniz bittiğinde bana geri gönderdiğiniz sürece.
Now it's coming back to me.
Kabak yine benim başıma patlayacak değil mi?
You need to give it back to me when we get off the train. No it's okay.
- Trenden indiğimizde bana geri vermelisin.
So you'll get back to me with the trace results?
Sonuçları alınca bana haber verir misin?
- Okay, I'm bringing this back to me for a sec. - Mm-hmm.
Konuyu tekrar bir saniyeliğine kendime getirebilir miyim?
And that nearly shattered me having my baby given back to me in the same moment she was taken away.
Ve bu içimi parçalamıştı, bebeğimi geri aldığım gibi geri vermek zorunda kalmıştım.
But... but she can't trace it back to me, so Emma can still get into that preschool and everybody wins!
Ama bunu benim yaptığımı öğrenemeyecek ve Emma o kreşe gidebilecek... Herkes kazanacak!
So why don't you go ahead and kill her for me, and I promise I will turn your brother's body back over to you.
O zaman neden devam edin ve benim için onu öldürmek değil, Ve ı söz ı size geri üzerinde kardeşinin cesedini dönecek.
All you need to do is find me a witch who can soul-swap me into the body of a fellow you don't care about, and Stefan can have his body back.
Yapmanız gereken tüm bana bir cadı bulmak. Kim me ruh-takas edebilirsiniz. Eğer umurumda değil, bir dost bir vücuda,
But just tell me whatever amends I need to make, or whatever bridges I need to build, and let's... let's get back to the way things were.
Ama sadece yapmak gerekir özür ne ı söyle, Ya da inşa etmek ne olursa olsun köprüler ihtiyacım var, Ve gelelim.
She gonna act like she's gonna go get him, then she gonna come back and politely and tell me to go fuck myself.
Gidip onu çağıracak gibi davranacak sonra geri gelip kibarca bana siktir olmamı söyleyecek.
So if you could just write me a scrip this one time so I can go back to work and I can finally put this stabbing sensation that's on the entire left side of my body to rest just for a while.
Bu yüzden bana sadece bir reçete daha yazarsan ve ben de işe dönersem bu vücudumun sol yanını esir alan olaya bir son verip huzur bulabilirim.
I got scar tissue pushing my heart up against the back of my sternum, and even if Dr. P. Here could crack me open, my heart would probably tear as soon as she cut through to the bone.
Kalbimi sırtıma doğru ittiren büyük bir yara dokum var. Dr. P. beni ameliyat etse bile kemiği kestiği anda kalbim yırtılacak.
Oh, but it was okay for me to sit around Scotland Yard not knowing you snuck Grace out the back door?
Zaten senin Grace'i arka kapıdan alıp götürdüğünü bilmeden, tüm gün Scotland Yard'da oturmamın hiç önemi yok.
Special Agent Hardy would like me to confirm that you're coming back to NCIS.
Özel Ajan Hardy benden, senin NCIS'e geri döndüğünü doğrulamamı istiyor.
- Leave that to me. We'll meet at the ale house, back entrance.
Bira evinde buluşalım, arka kapı.
You know, I have too much self-esteem to let this girl guilt me into getting back together with her.
Onunla barışmam için beni suçlu hissettirmesine izin vermem için kendime karşı fazla saygılıyım.
It sunk. And I don't know if I have it in me to pull it back up from the bottom of the ocean.
Ve okyanusun dibinden çıkaracak güç bende var mı, bilmiyorum.
I'd sooner let them take me back to Zairon before I dishonor myself.
Öyle bir onursuzluk yapacağıma beni Zairon'a götürmelerine izin veririm daha iyi.
Your mom tells me you're not going back to school. No.
- Annene okula dönmeyeceğini söylemişsin.
- No. Look, I'm gonna get back to my food, but if you think of an answer, you let me know.
Ben yemeğime geri dönüyorum ama cevabını düşünürsen bana da haber ver.
You were busy, so i had provenza go back with me For a second opinion, and buzz to film.
Sen meşgul olunca ben de fikir almak için Provenza'yı, evi çeksin diye de Buzz'ı götürdüm.
Tell me what I have to do to get my daughter back.
Kızımı almam için ne yapmam gerektiğini söyle.
Tell me what I have to do to get my daughter back.
Bana kızımı geri getirmem için ne yapmam gerektiğini söyle.
Got me out of there, so I could get a message back to HQ.
Oradan çıkmamı sağladı, böylece kumanda merkesine mesaj götürebildim.
Just wait for me to come back.
Dönmemi bekle.
Anything. When you leave this place, promise you'll take me with you back to your home.
- Buradan ayrıldığınızda beni de yanınızda götüreceğinize söz verin.
Back in Camelot, my tutor used to show me paintings of the Holy Grail.
Camelot'tayken, öğretmenim bana Kutsal Kâse'nin resimlerini gösterirdi.
I'll never be able to thank you enough for coming back to save me.
Beni kurtarmaya geldiğiniz için size ne kadar teşekkür etsem az.
You go to the warden, it gets back to Gallo, he's gonna come after me twice as hard.
Sen müdüre gidersin, bu Gallo'nun kulağına gider. - Bana iki kat daha sert saldırır.
And now you want me to give you your money back out of my own pocket?
Şimdi de benden, paranı kendi cebimden ödememi mi istiyorsun?
So, why don't you march your fat feet back to the only two lawyers left at that miserable little firm and decide just how deep you're gonna reach into your own pockets to pay me off.
Bu yüzden neden o tombul ayaklarınla iki avukatı kalmış zavallı şirketine dönüp paramı ödeyebilmek için cebinizin ne kadar derinine inmek zorunda kalacağınıza karar vermiyorsun?
But days before she was due to turn 27, Constance erases her memory... and says she will only give me back Willa if I help her put back together her boys.
Ama 27 yaşına basmadan günler önce Constance hafızasını sildi ve oğullarını toplamasına yardım edersem Willa'yı geri vereceğini söyledi.
Okay, so, back to work for me.
Benim için mi geldin?
I was just gonna have this guy tow this thing away so me and my crew can get back to work.
Ben de işe geri dönebilelim diye bu herife tırı çektirmek üzereydim.
Use his science to bring humanity to its next advanced stage, and cut away the dead weight that holds me back.
Bilimini kullanarak insanlığı bir sonraki aşamaya götüreceğim ve beni geride tutan boş ağırlığın iplerini koparacağım.
"But since they've all led up " to me getting to know you better, " I wouldn't take back a single one of them.
Ama bu hataların hepsi seni daha iyi tanımamı sağladığı için tek birini bile değiştirmezdim.
Just send me somewhere that has flights back to my base in Sao Paulo.
Sadece beni Sao Paulo'daki karargahıma uçak kalkan bir yere gönderin.
If you're telling me that I can learn to do what you do and take my life back, and protect my son, then you're damned right, I want it.
Eğer bana senin yapabildiklerini öğrenebileceğimi hayatımı geri alabileceğimi ve oğlumu koruyabileceğimi söylüyorsan çok haklısın, istiyorum.
And when you convinced me to come back, I convinced her.
Beni geri dönmeye ikna ettiğinizde ben de onu ikna ettim.
Excuse me, don't talk to my client, sir, especially since you know he can't talk back.
Müvekkilimle konuşmayın lütfen hele de kendisinin cevap veremeyeceğini bilirken.
Sue doesn't need me to take her back to college, Brick is growing his hair, Axl is marrying a simpleton.
Sue'yu okula götürmemize gerek yokmuş Brick'in saçı uzuyor ve Axl bir avanakla evleniyor.
If I don't find a way of paying him back, if- - if I'd have left town, he said he was gonna kill everyone that is close to me.
Eğer ona geri ödemenin bir yolunu bulmazsam, eğer şehri terk edersem bana yakın olan herkesi öldüreceğini söyledi.
Daniel plead guilty because I couldn't convince him to fight... because he was too afraid of going back to prison, because he didn't trust the system, me included... because George Melton hadn't turned up dead yet,
Daniel suçlu olduğunu itiraf etti çünkü onu savaşmaya ikna edemedim. Çünkü hapse geri dönmekten çok korkuyordu. Çünkü sisteme güvenmiyordu, ben de dâhil.
You don't have to call me back.
Geri aramak zorunda değilsin.
A few things were still bothering me, so I came back to investigate.
Birkaç şey hâlâ beni rahatsız ediyor. O yüzden araştırmak için geldim.
If I don't come back, you know where to find me.
Eğer geri dönmezsem beni nerede bulabileceğini biliyorsun.
I was in such a rush to get it over with that I broke up with him before he told me that he was back on the book.
Bana kitaba yeniden döndüğünü söylemeden önce ondan ayrıldığımı söyleyip kurtulmak için çok acele ettim.
Once these two were old enough to have any memories of me she forbid me from coming back to Rosewood.
Bu ikisi beni hatırlayacak kadar büyüdüğü zaman... Rosewood'a geri gelmeyi bana yasakladı.
Stop it, alright. You and your little friend came to see me and I didn't give you what you wanted so you sent someone back here to break in and find it for you.
Sen ve küçük arkadaşın beni görmeye geldiniz... ve size istediğinizi vermeyince... siz de içeri girip istediğinizi bulması için birini yolladınız.
back to work 469
back to the future 36
back to the beginning 16
back to school 26
back to square one 51
back to business 35
back to your place 18
back to the drawing board 19
back to normal 30
back to life 16
back to the future 36
back to the beginning 16
back to school 26
back to square one 51
back to business 35
back to your place 18
back to the drawing board 19
back to normal 30
back to life 16
back to you 127
back together 25
back to your room 17
back to bed 81
back to the car 16
back to your posts 16
back to class 24
back to one 31
back to it 16
back to back 25
back together 25
back to your room 17
back to bed 81
back to the car 16
back to your posts 16
back to class 24
back to one 31
back to it 16
back to back 25
back to 39
back to the tardis 22
back to the ship 17
to meet you 22
to me 1767
to mexico 17
to meet 21
mexico 335
metro 61
merci 624
back to the tardis 22
back to the ship 17
to meet you 22
to me 1767
to mexico 17
to meet 21
mexico 335
metro 61
merci 624