English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Espanhol / [ I ] / Iyi bakın

Iyi bakın tradutor Espanhol

3,767 parallel translation
Kendinize iyi bakın.
Cuídese, hermana.
Ona iyi bakın.
Cuida de él.
Kendinize iyi bakın.
Cuídese.
Kendinize iyi bakın.
Cuídate.
Ne olur ona iyi bakın.
Cuídela, por favor.
Kendinize iyi bakın.
Cuídalos.
Majesteleri. Lütfen kendinize iyi bakın.
Majestad... por favor... cuídese.
Çok iyi biridir. Ona iyi bakın.
Es un tío genial... tú, cuídale.
- Kendinize iyi bakın, millet.
- Tened cuidado chicos.
- Kendinize iyi bakın.
- Comportaos.
Alman İmparatorluğu düşmanlarının başına ne geliyor iyi bakın.
Miren lo que sucede a los enemigos del Reich alemán.
Kendinize iyi bakın.
Señor, cuídese.
Beyle ona iyi bakın.
Cuiden bien de ella.
Mekâna iyi bakın.
Solo cuiden bien del lugar.
Kendinize iyi bakın, Bayan Michaels.
Sí, cuídese, Sra. Michaels.
Bak, Mads Alec'in en iyi savcısını bu davaya atadığını söyledi.
Mira, Mads me dijo que Alec asignó a su mejor fiscal para el caso.
Bakın, anlamıyor musunuz? Size iyi davranmasının tek sebebi beni mahvedecek şeytani bir planı olması.
¿ No veis que está siendo amable con vosotras para trazar algún plan para destruirme?
Dönmesen iyi olur. Aksi halde boş bir sandalyeye bakıyor olacaksın.
Será mejor o de otro modo estará mirando a una silla vacía.
Bakın ne diyeceğim en iyi yaptığın rolden bir parça göstereceğiz.
Bueno, te lo diré, vamos a enseñarte un vídeo tuyo en tu mejor rol.
Bakın, eğer başarılı olacaksak, hem konuşmada hem de harekette çok iyi olmalısınız.
Mira, si vamos a tener éxito necesitarán ser excepcionales, con palabras y acciones.
İyi yapmışsın, ama yalanları en aza indirmeye bak.
Está bien, pero intenta mantener las mentiras en lo mínimo.
Ama hastanın deli olması çok iyi bir bakımı hak etmediği anlamına gelmiyor.
Ahora porque ella esté loca no significa que no merezca un excelente cuidado.
Bakın, o çok iyi bir oyuncu olacaktı.
Miren, él iba a ser un gran jugador. No hay duda de ello.
Ona iyi bakın.
Cuida de ella.
Bak, eğer Brad bu adamlarla bağlantılıysa kesinlikle yargılamıyorum sadece söylüyorum, soruların varsa cevap için onu sıkıştırsan iyi olur.
Mira, si Brad está metido con esos tipos y no lo estoy juzgando, solo estoy diciendo que, si tienes respuestas quizás deberías presionarlo por las preguntas.
Ona iyi bakın.
Cuiden de ella.
Bakın, telefon açıp insanlara benim en iyi olduğumu söyleyin.
Mira, toma el teléfono, dile a la gente que de hecho consideras que soy el mejor...
Lütfen... Bakın, ben çok iyi bir doktorum.
Por favor... Miren, soy...
Bakın, Mrs. Mackenzie, Benim hakkımda iyi düşünebilirsiniz.
Mire, sra. Mackenzie, permítame que le explique.
* Olamaz başka hiçbir mesaj bundan daha açık * * Eğer istiyorsan dünyanın daha iyi bir yer olmasını * * Kendine bak ilk önce ve değişikliği yap kendinde *
# oh # # ningún mensaje podría ser más claro # # si quieres hacer del mundo un mejor lugar # # mírate a ti mismo, haz un cambio # # tienes que hacerlo bien cuando llegue el momento #
Arılarım bunlara iyi bakın...
Por favor, cuídenlas, mis abejas.
Muhatabınıza bakın, gözlerini kısıyorsa, sizi iyi duyamıyordur.
Observe a su interlocutor. Si aprieta los ojos es que no le oye bien.
Bakın Dr. Durban, sezgilerinizle ilgili o kadar iyi şeyler duydum ki ve bu mirasa konalı birkaç sene oldu.
Mire, Dr. Durban, oí buenas cosas sobre sus consejos. Y yo heredé este dinero hace un par de años, y no sé si lo he invertido correctamente.
Bak, çok fazla iyi yanın var.
Mira, tienes muchas cosas a tu favor.
Kendinize iyi bakın.
- Adiós.
Pekala, belki biraz daha konuşsak iyi ederiz, söylediklerine bakılırsa, Mike, seçeneğimiz olmamasına rağmen bir halta yaramayan maldan üreteceğiz ki adamlarının parası çıksın.
Bueno, igual es mejor que hablemos un poco más, porque parece que me estás diciendo, Mike, que de ahora en adelante no tenemos opción más que hacer esta receta de pseudo sin valor para que podamos pagar a tus hombres.
Kendisi, kadınlara sağlık ve doğum öncesi bakım konusunda hastane tarafından bir çeşit eğitim verilmesinin, iyi bir fikir olacağını söylemişti.
Pensó que sería una buena idea que el hospital ofreciese alguna clase de instrucción a las mujeres... instrucción médica, cuidado prenatal.
Bak, Luke Walt'un anısını onurlandırmanın daha iyi bir yolu olabilir.
Sabes, Luke, podría haber un modo más agradable de honrar la memoria de Walt.
Düz adam bakış açın iyi bir karşıt görüş oluşturuyordu. Hayır, hayır.
Tu franqueza desde el punto de vista del hombre de a pie es un contrapunto útil.
Parma'ya iyi bak. Eğer bir sorun çıkarırsan bana katlanmak zorunda kalırsın.
cuida a Parma Si lo molestas mucho, tendrás que vértelas conmigo
Bak, demek istediğim aile ile çevrili bir evde yaşıyordum ama yalnız olmanın ne demek olduğunu iyi bilirim. Uçunca depresif oluyorsun.
Mira, todo esto es para decirte que yo vivía en una casa rodeado de familia, pero sé lo que es estar totalmente solo.
Bak şimdi, kendini yeterince iyi anlattın eve döndüğümüz zaman ikimiz bitiğiz, sıfırız.
Mira, dejaste muy clarito que cuando volvamos a casa hemos terminado, no somos nada.
İyi zaman geçirmeye bakın.
Páselo bien.
Olabilecek en iyi şekilde bakılmasını istiyorum.
Quiero que reciba el mejor tratamiento posible.
İhtiyacın olduğu kadar. Bunu duymak iyi oldu bak.
Qué bueno que es escuchar eso.
Bakın, en iyi iki oyuncum sakatlar listesinde.
Mira, dos de mis mejores jugadores estan en la lista de lesionados.
Bak bilgin olsun, gerçekleştiğinde bence çok iyi bir anne olacaksın.
Mira, para que conste, cuando eso suceda realmente, pienso que serás una estupenda madre.
İyi bakın çocuklar.
Miren todo, chicos.
Hayır, sana problem ne söyleyeyim... prob... bak, bu gerçekten maçı kazanmakla ilgilidir ya da sadece çocukları koyup onların ortak olmasına izin vermekle ve bilirsin, kendilerini ait hissetmelerini ve lanet olsun iyi zaman geçirmelerini sağlamakla ilgili!
No, te diré cuál es el problem... el prob... mira, es realmente sobre ganar el juego, o es sobre poner a los chicos y dejarlos participar y, ya sabes, que se sientan como que pertenecen ¡ Y sólo pasar un buen maldito momento!
Ama seninle ilgilenmek istiyorum. Bak, beni çok iyi tanımadığını biliyorum. - Bu çok hoş.
Mira, sé que no me conoces por Adam, pero quiero cuidarte.
Bak, kadın iyi Dana.
Ella está bien, Dana, ¿ de acuerdo?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]