Bu senin iyiliğin için tradutor Francês
188 parallel translation
- Bu senin iyiliğin için.
C'est pour toi.
Bu senin iyiliğin için söylüyorum sadece.
Je le dis pour ton propre bien.
- Bu senin iyiliğin için.
- C'est pour ton bien. - Vraiment?
Bu senin iyiliğin için.
C'est pour ton bien.
Bu senin iyiliğin için.
Je dis ça pour ton bien.
Seni seviyorum, Bay Karga ama kanatların iyileşinceye kadar bu senin iyiliğin için.
Je t'aime M. Corbeau. Mais tant que tu n'es pas guéri, c'est pour ton bien.
Ama bu senin iyiliğin için.
Mais sache que c'est pour ton bien.
- Bu senin iyiliğin için.
- C'est pour ton bien!
- Bu senin iyiliğin için, Kay - Hayır! Hayır!
non!
Bu senin iyiliğin için.
Il faut que la tempête retombe.
Ve bu senin iyiliğin için, biliyorsun.
Et vous savez que c'est pour votre bien.
- Bu senin iyiliğin için.
- Pour ton bien.
Ama doktorla konuş, bu senin iyiliğin için.
Bien oui, Tony. Quand le docteurte parle, essaie de lui répondre.
Bu senin iyiliğin için.
C'est pour votre bien.
Bu senin iyiliğin için.
C'était pour ton bien.
Bu senin iyiliğin için.
C'est dans notre intérêt.
Bu senin iyiliğin için Bess.
C'est pour ton bien.
Bu senin iyiliğin için.
Désolé, c'est pour ton bien.
Sana tamamiyle dürüst olamam, ama bu senin iyiliğin için
Je n'ai pas été franche avec vous. C'était pour votre protection.
Oynamana izin verirdim ev arkadaşım. Ama bu senin iyiliğin için.
non. j'aimerais bien te laisser jouer, mais... c'est pour ton bien.
- Bu senin iyiliğin için.
- Je t'emmène le voir. - C'est pour ton bien.
Bu senin iyiliğin için, evlat.
C'est pour ton bien, mon garçon.
Bu senin iyiliğin için, evlat.
C'est pour ton bien.
Bu senin iyiliğin için, inan bana.
C'est pour votre bien.
Senin duygularını çok fena inciteceğim ama inan bana Craig bu senin iyiliğin için.
Je vais devoir te faire du mal. Beaucoup de mal. C'est pour ton bien.
Garip geldiğini biliyorum... Ama emin ol bu senin iyiliğin için.
C'est un peu étrange, je sais... mais je te promets que c'est pour ton bien.
Bu senin iyiliğin için, tamam mı?
Fie-toi à moi, c'est pour ton bien.
- Bu senin iyiliğin için.
C'est pour ton bien.
Elbette bu beni ilgilendirmez, ama senin iyiliğin için.
- Oui, un bon souvenir.
Bu senin kendi iyiliğin için.
c'est pour ton propre bien.
Seisuke söylediklerini dinle. bu senin kendi iyiliğin için.
Otané, sois docile avec lui.
Senin iyiliğin için bu riski göze alacağım!
Je vais la tenter pour vous!
- Senin iyiliğin için. - Tüm bu zaman...
- Pour ton bien!
- Bu da senin iyiliğin için.
- Et moi, pour toi.
Bu, senin iyiliğin için.
Kermit, c'est pour ton bien.
Senin iyiliğin için bu.
C'était pour ton bien!
Bak, bu yaptıklarım senin kendi iyiliğin için, tamam mı?
Disons que je fais ça pour ton propre bien.
İşler bu hale geldiği için üzgünüm, Collie. Ama şunu anlamalısın. Benim tek amacım senin iyiliğin.
Je suis désolé que ça se soit passé ainsi, Collie, mais vous devez comprendre que mon seul souci est de faire ce qu'il faut de mieux pour vous.
Bu konuda aptallık edecek ve işi daha da ileri götüreceksen, Red'in senin iyiliğin için kitaba onay verme kararını riske atacaksın.
Fort bien, si vous voulez jouer au plus malin, vous risquez d'altérer les dispositions de Red à votre égard.
- Bu senin kendi iyiliğin için.
- Requin?
Bu senin kendi iyiliğin için.
C'est pour votre bien.
Bak senin iyiliğin için yaptım bunu. Eğer sana direkt bu işi unutmanı ve buradan çekip gitmeni söyleseydim gitmeyecektin. Gitmeyecektin değil mi?
Je savais que si je te proposais d'abandonner, de quitter cet endroit, tu aurais refusé, je me trompe?
Ve bu sefer senin iyiliğin için.
Et cette fois-ci, pour de bon.
Bu senin kendi iyiliğin için, geri zekâlı.
Mais c'est pour te soigner, idiot.
Bu senin kendi iyiligin için.
C'est pour ton propre bien!
Bu senin kendi iyiliğin için. Sana bunu söylemek istemezdim, Ama beni satın almazsan öleceksin.
c'est pour ton propre bien jene voulais pas te le dire, mais si tu ne m'achetes pas, tu mourras.
Bu yüzden sen hapse gidiyorsun. Bu senin kendi iyiliğin için!
Tu vas aller en prison, c'est pour ton bien.
Yani bütün bu şey bütün yaz burada olmam senin iyiliğin için.
Donc, tout ce truc, tout cet été... ici avec moi, c'était entièrement pour toi.
Bu senin kendi iyiliğin için.
C'est pour ton bien.
Annen senin iyiliğin için en iyisinin bu olduğunu düşünüyor.
Écoute, ta mère pense qu'être ici, c'est ce qu'il y a de mieux pour toi pour l'instant.
! Bu senin kendi iyiliğin için birader Kyle.
Pour ton bien, frère Kyle.
bu senin sorunun 70
bu senin mi 96
bu senin hayatın 30
bu senin 195
bu seninle benim aramda 18
bu senin için 282
bu senin düşüncen 27
bu senin hakkın 21
bu senin fikrin 31
bu senin problemin 26
bu senin mi 96
bu senin hayatın 30
bu senin 195
bu seninle benim aramda 18
bu senin için 282
bu senin düşüncen 27
bu senin hakkın 21
bu senin fikrin 31
bu senin problemin 26
bu senin son şansın 40
bu senin için de geçerli 20
bu senin işin 74
bu senin seçimin 22
bu senin fikrindi 50
bu senin araban mı 29
bu senin hatan 79
bu senin işin değil 28
bu senin payın 24
bu senin suçun değil 43
bu senin için de geçerli 20
bu senin işin 74
bu senin seçimin 22
bu senin fikrindi 50
bu senin araban mı 29
bu senin hatan 79
bu senin işin değil 28
bu senin payın 24
bu senin suçun değil 43