Yukarıdalar tradutor Francês
111 parallel translation
Yukarıdalar.
Elles sont en haut.
Yukarıdalar.
Ils sont devant.
Yukarıdalar!
Là-haut!
- Hala yukarıdalar mı?
Ils sont encore là-haut?
Varisler ve avukatlar yukarıdalar. İşledikleri suçu gerçeklerle, sayılarla ve yalanlarla anlatmayı bekliyorlar.
Héritières et avocats m'attendent au Dôme pour expliquer leur crime... par des faits, des chiffres, des mensonges... et que sais-je encore...
- Hâlâ yukarıdalar.
- Encore là-haut.
Yukarıdalar.
Ils sont à l'étage.
Hey, yukarıdalar.
Ils remontent.
Yukarıdalar.
Ils sont tous là-haut.
- Anna ile beraber yukarıdalar.
En haut, avec Anna.
Yukarıdalar.
Là-haut.
Yukarıdalar.
C'est en haut.
Göçmen Bürosu yetkilileri yukarıdalar ve onları fazla bekletmek istemiyorum.
Les officiers de l'immigration... sont au salon, et je n'aime pas les faire attendre.
- Kız haklıymış. Yukarıdalar.
- Elle avait raison.
Yukarıdalar.
Ils sont la-haut.
Hayır, dosdoğru gidin. Ötekiler yukarıdalar.
- Allez-y, les autres sont là-haut.
Yukarıdalar, Komiser.
Ils sont là-haut, lieutenant.
İşte yukarıdalar, üzerimizdeler.
Ils sont au-dessus.
Çocuklar nerde? Yukarıdalar.
Pourquoi pas laisser tomber les cadeaux?
Yukarıdalar!
Ils sont la-haut!
Evet, sanırım yukarıdalar, efendim.
Il sera à l'heure.
- Yukarıdalar.
- À la maison.
- Yukarıdalar.
- lls sont en haut.
Tamam, yukarıdalar!
Ils sont là-haut.
Cenazeciler yukarıdalar, tabut falan, hepsi işte
Les croque-morts sont là-haut, avec le cercueil et le reste.
Yukarıdalar!
- Ils sont là-haut.
Yukarıdalar.
Contre le toit! Sans attendre!
Yukarıdalar, orada buradalar.
Là-haut. Par cette route, ou par là.
Yukarıdalar, mum ışığında ödevlerini yapıyorlar.
- En haut. Ils font leurs devoirs à la bougie.
Yukarıdalar.
Ils sont là-haut. Grouille-toi.
Sanki bir kuledeki prensesmiş gibi yukarıdalar.
Au-dessus de moi, comme si c'était une princesse dans une tour.
Cordelia ve Angel yukarıdalar. Yeni bir yatak odası bakıyorlar.
Cordelia et Angel sont en haut, ils essaient des chambres.
- Yukarıdalar değil mi?
- Ils sont là-haut?
- Evet, yukarıdalar.
- Ouais.
Buffy, yukarıdalar!
Buffy, là-haut.
- Sürekli yukarıdalar. - Kanepede, yatay vaziyette!
Sur le canapé... à l'horizontal, sur le canapé?
Onardın mı? Daha yukarıdalar mı?
Oui, mais je peux pas changer ceux qui étaient prêts.
Yukarıdalar. Gittiler.
- Ils sont au-dessus.
Yukarıdalar, Şef.
Ils sont là. Ils sont juste là.
Yukarıdalar.
Oh. Elles sont en haut.
Yukarıdalar ve çok mutlular.
Ils sont à l'étage, en pleine extase.
Yukarıdalar.
- Il est là haut
Kavanaugh ve Aceveda yukarıdalar.
Kavanaugh est avec Aceveda.
Kardeşlerim hala yukarıdalar.
" Mes frères et soeurs sont restés là-haut,
Carmen'lar yukarıdalar galiba.
Je crois que Carmen et ses soeurs sont là-haut.
Hayat kadınlarıyla ilgili konuşuyorduk. Sonra Barney onu aradı ve kadın bara geldi. Şimdiyse Ted'le yukarıdalar.
On avait une conversation sur la prostitution, et Barney lui a téléphoné et elle s'est ramenée au bar, et maintenant, elle est Ted sont en haut.
Yukarıdalar, iyiler.
- Là-haut. Ils vont bien.
Yukarıdalar!
Elles sont en haut!
Ön kapıdakiler, yukarıda hep aynı sayıdalar mı?
Ceux qui sont a l'entree, c'est toujours le meme nombre? En bas aussi?
Aşağıdalar! Yukarı çıkıyorlar!
Ils sont là-bas.
Beş kat yukarıdalar.
Ils sont à 5 étages au-dessus de nous. Je sais.
yukarı 789
yukari 32
yukarıda 424
yukarı bak 74
yukarda 62
yukarıya 106
yukarıdayım 26
yukarıdan 22
yukarı çek 30
yukarı ve aşağı 20
yukari 32
yukarıda 424
yukarı bak 74
yukarda 62
yukarıya 106
yukarıdayım 26
yukarıdan 22
yukarı çek 30
yukarı ve aşağı 20
yukarı gel 146
yukarı çık 160
yukarı aşağı 19
yukarı gelmek ister misin 19
yukarı çıkıyor 29
yukarıda ne var 19
yukarı geliyorum 39
yukarı kaldır 23
yukarıda mısın 16
yukarı çıkmak ister misin 16
yukarı çık 160
yukarı aşağı 19
yukarı gelmek ister misin 19
yukarı çıkıyor 29
yukarıda ne var 19
yukarı geliyorum 39
yukarı kaldır 23
yukarıda mısın 16
yukarı çıkmak ister misin 16