English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Francês / [ Y ] / Yukarıda

Yukarıda tradutor Francês

7,950 parallel translation
- Yukarıda mı?
Ici?
Elini yukarıda tutmak sadece altta kalmışsan ve üzerinde fazla miktarda kuvvet uygulayan bir varsa yararlı olur.
Vers le bas c'est plutôt si tu descends Ou pour quelqu'un avec beaucoup de force et au-dessus de toi.
Meme uçlarından biri diğerine göre daha mı yukarıda?
Est-ce qu'un de tes tétons est plus haut que l'autre?
Evet, yukarıda.
Oui, là-haut.
Senin odan yukarıda.
Alors, ta chambre est en haut.
Mary yukarıda uyuyor.
Merci. Mary dort.
Gel, yukarıda.
C'est en haut.
Yukarıda kimse var mı?
Y a quelqu'un dans le coin?
Çünkü çıkış yukarıda.
Parce que c'est notre porte de sortie.
Biz burada yukarıdayız, atlar aşağıda yarış alanında başlangıç pozisyonu için zorlanıyor.
Nous ici, en haut, les chevaux en bas sur la piste forcés d'entrer dans les portes de départ.
Bebeğim, yukarıda mısın?
T'a mes mangas?
Yukarıda ilçeleri keşfetmek için pek zaman harcamadın.
Tu n'as pas passé assez de temps en haut pour explorer toutes les villes.
Sana demiştim, eğer o motorcuların barında dövüşeceksen ellerini yukarıda tutman gerekir.
Je t'ai dis, si tu dois te battre dans ce bar de motard, tu dois garder tes mains en haut.
Görmek istediğini biliyorum dostum ama... Doktorlar hala yukarıda durumunu düzeltiyor. Tamam mı?
Je sais que tu veux mon pote, mais... les docteurs sont encore entrain de la réparer à l'étage.
Annesi yukarıda ölüm kalım savaşı veriyor ve kendisinin de iç kanaması olabilir.
Sa mère est en haut à l'article de la mort. et il a peut-être une hémorragie interne.
Eğer Bayan Baxter'ı arıyorsanız, hala yukarıda.
Si vous cherchez Miss Baxter, elle est encore en haut.
Konumu benden yukarıda.
Mais elle est au dessus de mon rang.
Alt tarafta büyük karışıklık var. Yukarıda da Alaska.
Gros désordre de rouge au milieu et sur l'Alaska.
- Yukarıda işler ne durumda?
- les verts dans les couloirs. - Et en haut?
İnsanlar bugünlerde yukarıda nasıl giyiniyor onu çözmeye çalışıyordum.
J'essaye d'imaginer comment les gens s'habillent de nos jours en haut.
Yukarıda.
Là-haut.
Yukarıda.
Elle est en haut.
Yukarıda bekleyen anarşist arkadaşım,... tüm sokağı patlatacak, anlarsın ya?
Mon ami là-haut est un de ces anarchistes qui ont fait sauter Wall Street, tu comprends?
Eğer yukarıda beni bulamazsan,... ben daha sonra gelir seni bulurum.
Si tu ne me trouves pas en haut, je te retrouverai plus tard.
Yukarıdaki yatak odasının lambalarını da yaktım.
J'ai allumé un feu dans la chambre à l'étage.
Komik, öyle değil mi,... sen yukarıda olacaksın, bende aşağıda, ring de olacağım.
C'est marrant, n'est ce pas, Parce que tu seras en haut et je serai en bas dans l'anneau.
Jeff, keşke yukarıda seninle birlikte olabilseydim.
Jeff. Je souhaiterai tellement être avec toi, là-haut.
Yukarıda ne olduğunu biliyordu.
Il savait ce qui se passait.
Batı yakasında güneş hala yukarıda.
Le soleil est encore haut sur la côte Ouest.
Yukarıda ne olduğunu biliyordu. Buna rağmen yine de beni göndermiş.
Il savait ce qui se passait là-haut et il m'y a envoyée quand même.
Ama yukarıda bir şeyler döndüğünü biliyormuş.
Mais il savait qu'il se passait quelque chose là-haut.
Odasına bakmıştım, yukarıda değil.
J'ai regardé dans sa chambre. Il n'y est pas.
Yukarıda galiba.
En haut, je crois.
Yukarıdaki katları da kameraya çektim.
J'ai filmé tout l'étage.
Yukarıda, dolabın oradan.
Là, au-dessus, des armoires.
Senin hepsinden yukarıda bir yerin var.
Tu es supérieure à toutes les autres.
Eğer o olmasaydı, arkadaşların hâlâ yukarıda karantinada olurdu.
Autrement, vos amis seraient encore en quarantaine à l'étage.
Yukarıda mı?
Il est à l'étage?
Sizinle yukarıda buluşurum çocuklar.
Je vous rejoins là-haut.
Selam çocuklar. Boyamaya başlamak isterseniz, çocuklar yukarıda.
Les enfants sont à l'étage, si vous voulez commencer à peindre avec eux.
Yukarıda, Monet'nin yanında.
Là-haut, derrière le Monet.
Yukarıda beni meşgul ediyorlar.
On me garde bien occupé là-haut.
* Yukarıda yıldızlar *
♪ Sous les lumières ♪
- Onları göremeyiz ama yukarıda.
On va perdre le visuel.
Sonra da yukarı gel ve bir süre orada takıl.
Puis courrez à l'avant et trainez quelques temps.
Eğer Herrmann, bu harika bir fikir perdeli önce Yani, yukarı ve çalışan bir gıda kamyon almak için maliyeti ne kadar Yani 12.000 km uzaklıktadır.
C'est 12 000 miles.
Astrid yukarıda yalnız.
Astrid est toute seule là-haut.
Şimdi de kızı yukarı çıkar da dışardan herkes rahatça görsün.
Et maintenant tu veux la monter à l'étage, où les gens sont susceptibles de la voir.
Arabam da yokuş yukarı çıkaramıyor işte.
Je sais pas, mais ma voiture peut pas monter les côtes.
Yolun yukarısında bir dere var. Birkaç kilometre güneybatıda.
il ya un ruisseau en haut de la route quelques kilomètres au sud-ouest d'ici.
- Bunu da yukarı koyayım mı?
Je le mets au-dessus?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]