Çok düşündüm tradutor Francês
1,971 parallel translation
Ayrılmandan hemen önce söyleyip söylememekte çok düşündüm.
J'étais tourmentée entre vous en parler, ou ne point le dire avant votre départ.
- Bunu çok düşündüm bayan.
- Je le pensais aussi, Madame.
Dün gece çok düşündüm.
Cette nuit, je n'ai pas cessé de retourner ça dans tous les sens.
Burada çok düşündüm, Shawn. Hayat hakkında çok şeyin farkına vardım.
J'ai eu le temps de cogiter ici, et j'ai réalisé pas mal de choses concernant la vie.
Ölümü çok düşündüm.
Je pense beaucoup plus à la mort.
Ben de, bunu çok düşündüm ve, çek yazan bir baba olmak istemiyorum, Nina.
Moi aussi, j'y ai beaucoup réfléchi, et je ne veux pas être un papa chéquier, Nina.
Ben-Ben bunu çok düşündüm, ve ben - yani ben...
J'y ai beaucoup réfléchi, et c'est, si je...
Çok düşündüm. - Hatta bir pisikanaliste bile gittim.
J'ai même vu une psy-chat-nalyste.
-... hakkında çok düşündüm, ve ben bu işi yapmaktan...
- le mieux pour un ancien joueur...
Geçen haftayı çok düşündüm. Pratt'in o ambulansa binmeme nasıl izin vermediğini.
J'ai beaucoup pensé à la semaine dernière et sur le fait que Pratt ne m'ait pas laissé monter dans cette ambulance.
Randy'nin doğum gününe iki gün olmasına rağmen hediyesini çok düşündüm ve dolapta saklanabilecek türden bir şey değildi.
{ \ pos ( 192,230 ) } J'avais beaucoup réfléchi au cadeau de Randy. { \ pos ( 192,230 ) } Même si j'avais encore deux jours, { \ pos ( 192,230 ) } j'aurais pas pu le cacher dans une armoire.
Bunu çok düşündüm.
J'y ai beaucoup réfléchi.
Kendi kendime çok düşündüm.
Je lui en ai beaucoup parlé.
Çünkü seni çok düşündüm.
Parce que j'ai beaucoup pensé à toi.
Val, gerçekten çok düşündüm.
Val, j'y ai réfléchi des heures.
Seninle konuşmak istedim.. Bunu çok düşündüm ve.. Mike'la çıkman, benim için sorun değil.
Je voulais juste te dire que j'avais réfléchi et que... ça me gêne pas que tu voies Mike.
Ama bu kararı düşündüğümde, bunu çok düşündüm ve çok zordu,...
Mais que je me décidais, j'ai beaucoup réfléchi et je me suis dit,
Sadece diğer adam çok telaşlıydı, ben de....... bir şeyler sakladığını düşündüm.
Je lui fais pas confiance. Je sens qu'il me cache des trucs.
Çok yanlış olduğunu düşündüm, dedim ki,
Je pensais que c'était si mal et comme,
Buna karar vermek için çok düsündüm, Sophie'nin idmanlara devam etmesi gerektigini düsünüyorum.
mais j'y ai beaucoup réfléchi et je pense vraiment... qu'elle devrait reprendre l'entraînement.
Bu adam hakkinda yasal islem baslatmayi uzun ve çok defa düsündüm.
J'ai longtemps réfléchi au fait de déposer une plainte contre ce type.
Bilmiyorum, bunun daha çok sana olduğunu düşündüm.
Je sais pas, l'idée que quelque chose puisse vous arriver.
Dr. Gordon'da boyut teknolojisi için... daha çok fazlası var, yani Ming bile Dünyadan göl çalabildiğine göre... düşündüm de, belkide O hala hayattadır.... ve Rankol'e yardım ediyordur.
Gordon est l'expert de la technologie des failles. Quand Ming a volé le lac j'ai pensé qu'il était vivant et qu'il a aidé Rankol.
Yiyecek bir şeyler getirdim. Sarah ile çok acıkmış olduğunuzu düşündüm.
Tenez, je vous ai apporté à manger.
Justin, Bay Matthews'ın teklifini düşündüm, ve belki de sen ve Dan Archer'ın müşterek cenazesi çok daha...
Justin, je pensais à la suggestion de M. Matthews, et peut-être que des funérailles communes avec toi et Dan Archer serait la meilleure chose pour que...
Biraz müdahale ederim diye düşündüm. Çok çekici kadınlara olan düşkünlüğüne yardım etmek için.
Tant mieux, je croyais que j'allais t'opérer ou te trépaner pour te guérir de la dépendance aux femmes séduisantes.
Ama aynı zaman, pek çok kere, böyle bir gücü hissetmenin verdiği keyfi de düşündüm. Kendini özel hissetmek.
Mais je me suis si souvent imaginé l'euphorie de posséder de tels pouvoirs, d'être si spécial.
Sen bu kadar çok sevdiğin için, ben de bir bakayım diye düşündüm.
Tu l'aimes tellement, je vais y jeter un coup d'oeil.
İsrail Başbakanı'nın daha çok ihtiyacı olacağını düşündüm.
Non. Je croyais le 1er Ministre israélien plus exigeant.
Kendimi işe verir, her şeyi geçmişte bırakırım diye düşündüm. Ama bu çok kolay değil.
Je pensais me jeter dans le travail et tout laisser derrière moi, mais c'est loin d'être aussi facile.
Sadece bileğime çok üzülmüştüm ve beni kollamadığını düşündüm.
J'étais juste énervé à propos de mon entorse... Et je n'ai pas réfléchi que vous vouliez me soutenir.
Kahve de vardı, ama bunların çok enerji verici olduklarını düşündüm ve dayanamadım.
Ils avaient du café, mais j'adorais la couleur, j'ai pas pu résister.
Sizin çok güzel olduğunuzu düşündüm.
Je te trouve mignonne.
Düşündüm ki bu konuda çok yalnızsın. Bu çok fazla.
J'ai pensé... qu'être seul face à ça, c'est trop.
Böylece benden daha çok hoşlanırlar diye düşündüm.
Je me suis dit qu'ils m'apprécieraient plus.
Pekala, sana çok zaman tanıdım çünkü çünkü seni çok iyi tanıyorum ve buna ihtiyacın olduğunu düşündüm.
OK, je t'ai laissé respirer parce que... parce que je connais bien et je crois que c'est ce qu'il te fallait.
Pis su kanalına. Çok uygun bir mezar olur diye düşündüm.
dans un tunnel... enfin un égout.
Bir çok kez düşündüm.
Ça ne peut tomber plus mal.
Gerçekten çok komik olduğunu düşündüm.
En fait, je trouve que c'était assez marrant.
Çok bencilce bir hareket olabilir ama düşündüm de özel izin alabilirim. Bir iki hafta hiçbir şeye karışmam. Belki biraz kendimi toparlarım.
Ca te paraîtra égoïste même de l'évoquer, mais j'envisageais de prendre congé à mes frais, ne rien faire pendant une semaine ou deux, pour me libérer l'esprit.
Neyse,... düşündüm de, senin ve benim gibi güzel görünen, zeki, eğlenceli çekici iki insanın, oturup bilirsin işte şu Meredith konusuna bir çözüm bulamaması çok saçma değil mi?
Écoutez, j'ai réfléchi. Je ne vois pas pourquoi deux personnes séduisantes, belles, intelligentes, drôles et séduisantes ne pourraient pas régler le cas de Meredith.
O yüzden çok iyi bir sanat stüdyosu... olur diye düşündüm
Ça ferait... un superbe atelier.
Çok mutluyduk, düşündüm ki...
Nous étions heureux... Ou du moins, je le croyais.
Eğer daha zayıf olursam herkesin beni daha çok seveceğini düşündüm.
Je croyais que tout le monde m'aimerait davantage si j'étais mince.
Sadece buradan çok uzaklarda olman gerektiğini düşündüm
Je pensais que tu te casserais à des années-lumière d'ici.
Düşündüm de, son zamanlarda - seninle daha çok vakit geçir..
Je me disais que je passais tellement de temps avec toi...
Bu çok kötü. Düşündüm de- -
Quel dommage.
Okulda öğrencilerimle çok iyi anlaştığın için eğlenirsin diye düşündüm.
J'ai juste pensé que puisqu à l'école t'avais été génial, avec les enfants, J'ai cru... J'ai cru que tu t'étais amusé.
Bu sabah bana çok iyi davrandın, ben de kusura bakmayacağını düşündüm çünkü sen Betty'sin.
Et tu étais si gentille avec moi ce matin. J'ai pensé que ça te dérangerait pas parce que, tu sais, Tu es Betty.
Bak, Aaron. Yüzük olayı çok tatlıydı. Ama bunu düşündüm.
Ecoute, Aaron, les alliances étaient adorables, mais j'y ai pensé, et je ne veux pas vraiment sortir avec quelqu'un qui a une troupe autour de lui.
Hayır. Onu da düşündüm ama Jamie'nin başından çok şey geçti. Onun için iyi bir zamanlama olmayabilir.
J'y ai pensé, mais Jamie est perturbé, ce n'est pas le bon moment.
düşündüm 122
düşündüm de 330
düşündüm ki 259
çok düşüncelisin 96
çok duygulandım 41
çok doğru 697
çok dikkat et 20
çok düşüncelisiniz 51
çok değerli 25
çok daha iyiyim 55
düşündüm de 330
düşündüm ki 259
çok düşüncelisin 96
çok duygulandım 41
çok doğru 697
çok dikkat et 20
çok düşüncelisiniz 51
çok değerli 25
çok daha iyiyim 55
çok daha fazlası 28
çok dikkatli ol 53
çok dar 20
çok derin 25
çok daha fazla 27
çok daha iyi 204
çok değişmişsin 21
çok düşünceli 17
çok doğal 35
çok değil 207
çok dikkatli ol 53
çok dar 20
çok derin 25
çok daha fazla 27
çok daha iyi 204
çok değişmişsin 21
çok düşünceli 17
çok doğal 35
çok değil 207