Ne dedim ben sana перевод на английский

- Ne dedim ben sana?

- What did I tell you?

Ne dedim ben sana?

What did I tell you?

Düşündüm de durumumuzu gözden geçirmek akıllıca olacak... - Karşılarına bir anlaşmayla çıkacaksak eğer. - Ne dedim ben sana?

I merely thought it advisable to determine exactly what our situation was before suggesting how to deal with it.

Ne dedim ben sana? Polis değil. Hadi gel.

He's no policeman.

- Buraya girmekle ilgili ne dedim ben sana?

- What did I tell you about coming in here?

Ne dedim ben sana?

How many more times?

Ne dedim ben sana?

But what did I say?

Hayda! Ne dedim ben sana?

Now what have I told you about this?

Ne dedim ben sana?

What did I ask you?

Çocuk gelip kolanı içmeye başlar. "Ver onu bana," dersin, "İçme onu demedim mi sana?" Evet der. "Ne dedim ben sana?"

Child comes walking in, grabs the drink, starts to... You say, "Give me that. Didn't I just tell you not to drink it?"

- Ne dedim ben sana?

- What did I say?

Ne dedim ben sana?

Great. There's enough room to crawl.

Ne dedim ben sana? Daha sonra.

What'd I tell you?

Ne dedim ben sana?

What did I say to you?

Ne dedim ben sana Koca kafana girmiyor mu?

- YOU GET THE FUCKING IRON? WHAT THE FUCK DID I TELL YOU?

- Ne dedim ben sana, Marge?

- What did I tell you, Marge?

Sana ne dedim ben?

What did I tell you?

Sana ne dedim ben?

- What did I tell you?

Ben sana ne dedim?

Ah-heh. What did I tell you?

Wilson, sana ne dedim ben?

Wilson, what did I tell you?

Sana ne sordum ben, "N" neyin yerine geçiyor, dedim, Courtney.

Now, I asked you what that'N'stands for, Courtney.

- Adrien, sana ne dedim ben?

- Adrien, what did I tell you?

4, 5, 3. Ben sana ne dedim?

What did I tell you?

- Ne dedim sana ben?

Think about what I've said now.

Ben sana ne dedim?

What did I tell you?

- Ben sana ne dedim?

- What did I tell you?

Görüyorsun, Bookbinder, ben sana ne dedim?

You see, Bookbinder, what'd I tell you?

- Ben sana ne dedim?

What did I say to you? Aah!

Ben sana ne dedim, Huntington?

What'd I tell you, Huntington?

Ne dedim ben sana?

What did I tell you? Fish again.

Sana ne dedim ben.

You didn't do what I told ya.

Ben sana ne dedim.

I'll tell you what.

Ben sana az önce ne dedim? Estralla!

Estrella!

- Ben sana ne dedim!

I told you to.

Ben ne dedim sana!

I already said that!

Ben sana ne dedim?

What did I say?

- Kapa çeneni! - Ben sana ne dedim?

- What did I tell you?

Gündüzleri sana kaynayı öğretirim ve geceleri ateşle birbirimize sarılır, sıcak elma şarabı içeriz, ve bütün bunları arkamızda bıraktığımız için ne kadar şanslı olduğumuzu düşünürüz. - Dedim ki, ben ve karım için

During the day I'll teach you skiing, and at night we'll cuddle by the fire, drink hot cider, and think how lucky we were to leave all of this behind.

Peki, ben ne dedim, "Kahretsin, 230 sana kalsın ve kalan karı da yatırımcıya bırakalım."

Well, I said, "Hell, let me save you the 230, and pass the savings along to the investor."

- Az önce sana ben ne dedim?

- What the fuck did I just say to you?

Ben sana kapıya böyle yarı çıplak çıkman konusunda ne dedim?

What have I told you before about going out there with no clothes on and nothing...

Papatyalar. Ne dedim ben sana?

If you hadn't gone and eaten all those sunflower seeds, but then I wouldn't have such a sunny disposition!

Az önce sana ne dedim ben?

What did I just tell you? !

Ben sana ne dedim? Ha?

Did I tell you to frisk the guard?

Ben sana ne dedim Cesar?

What did I tell you, Cesar?

Ben sana boya ile ilgili ne dedim?

What did I say about the paint?

Sana ne dedim ben? Beysbol eldiveniyle servis etseydin bari?

Why not just serve it in a baseball glove?

Ne dedim lan ben sana zübük, ne yapacağım belli olmaz, ye.

Let me tell you, you can never guess what I'll do next, just keep eating.

Ben sana ne dedim, o kızlar için değil.

Didn't I tell you? It's not for ladies!

- Kahretsin, Frank, ben sana ne dedim!

- Damn it, Frank, what did I tell you?

- Ben sana ne dedim?

What did I tell you?