Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / турецкий → французский / [ B ] / Bir şeyler yapmalısınız

Bir şeyler yapmalısınız перевод на французский

91 параллельный перевод
Bayan Antony, bu konuda bir şeyler yapmalısınız.
Mais vous devez le pousser à faire quelque chose.
Bir şeyler yapmalısınız...
II faut faire quelque chose...
Barnaby için bir şeyler yapmalısınız hem de hemen.
Vous devez faire quelque chose pour Barnaby!
Gerçek bu ve bir şeyler yapmalısınız.
- Vous devez faire quelque chose.
Kaptan belki de bir şeyler yapmalısınız...
Il le faut peut-être, pour tenter un coup comme ça.
Söylediklerinin önemi yok, değil mi? Anneyle konuştuktan sonra dönmesi gerekiyordu. Bir şeyler yapmalısınız.
Mais ce qui est important... c'est qu'il devait revenir après avoir vu la mère... et il n'a pas reparu.
Bir şeyler yapmalısınız.
Faites quelque chose!
Sizi uyarmalıyım, bu çok ciddi bir durum! Kesinlikle bir şeyler yapmalısınız!
Sachez que vous êtes complices d'un fait gravissime!
Sivil trafiği hakkında bir şeyler yapmalısınız.
Il vous faut faire quelque chose pour la circulation des civils. C'est pire d'heure en heure.
- Bir şeyler yapmalısınız.
- Réagissez! - Comptez sur moi!
Korkunçlar, çığlık atıyorlar. - Bir şeyler yapmalısınız. - Çığlık mı?
Ils sont affreux et ils crient.
Bay Addison, bir şeyler yapmalısınız.
Monsieur, faites quelque chose.
Kaptan, bir şeyler yapmalısınız.
Intervenez, capitaine.
Bir iblis. - Bir şeyler yapmalısınız!
- Il faut faire quelque chose.
- Bir şeyler yapmalısınız!
- Faites quelque chose!
Bir şeyler yapmalısınız.
Faites quelque chose.
Bir şeyler yapmalısınız, Bay Chaco.
Vous devez réagir, M. Chaco.
Çocuklar bir şeyler yapmalısınız.
Faites quelque chose.
- Bu yüzden bir şeyler yapmalısınız.
- Faites quelque chose. - Quoi?
— Aman Tanrım! Çocuklar, bir şeyler yapmalısınız!
Faut que vous fassiez quelque chose!
Onlarla bir şeyler yapmalısınız.
" que vous avez écrites sur les terriers,
Bir şeyler yapmalısınız!
Alors allez-y, agissez!
hazırlıklı olmalısınız. Mekiği yukarı çıkarmak için yüzeyden bir şeyler yapmalısınız.
Vous allez devoir construire une installation pour récupérer la navette en surface.
Bir şeyler yapmalısınız.
Vous devez faire quelque chose.
Eşimi korumak için bir şeyler yapmalısınız.
Vous devez tout faire pour protéger mon mari.
Hükümet yetkilileri olarak bir şeyler yapmalısınız.
Vous vous rendez compte? Et vous êtes les représentants de l'etat! Vous devriez faire quelque chose, vous ne croyez pas?
Doktor, bir şeyler yapmalısınız yoksa onu kaybedeceğiz!
Docteur, faites quelque chose sinon nous allons le perdre!
Her gün, amacınıza ulaşmak için bir şeyler yapmalısınız.
Il faut la provoquer, tous les jours.
Komiser, bir şeyler yapmalısınız.
Capitaine, vous devez faire quelque chose.
Eğer Tim'den daha iyi bir şey bekliyorsanız, daha iyi bir şeyler yapmalısınız.
Vous allez devoir trouver mieux si vous voulez avoir le Tim.
Bir şeyler yapmalısınız.
Trouvez quelque chose.
Bu konuda gerçekten bir şeyler yapmalısınız.
Tu devrais vraiment faire quelque chose à ce propos.
Orada olmanızın anlamı ne o zaman? Bir şeyler yapmalısınız.
A quoi vous servez, alors?
Ve bu şehirde tutunmak istiyorsanız, kendinizi satmak için daha iyi bir şeyler yapmalısınız.
Et si vous voulez percer dans cette ville, vous allez devoir vous débrouiller mieux que ça pour vous vendre.
Ülkeniz için deneyip bir şeyler yapmalısınız.
Vous devriez essayer de faire quelque chose pour votre pays.
Bu konuda bir şeyler yapmalısınız.
Mais vous devez faire quelque chose.
Bir şeyler yapmalısınız!
Vous devez faire quelque chose!
- Hayır, siz bir şeyler yapmalısınız.
Non, vous devez faire quelque chose.
- Bir şeyler yapmalısınız.
Vous devez faire quelque chose.
Bir şeyler yapmalısınız!
Il faut que tu fasses quelque chose!
Hayır, bir şeyler yapmalısınız Dr. Brown.
Non, vous devez faire quelque chose, Dr Brown.
Bir şeyler yapmalısın. Şansınızı değerlendirip, harekete geçmelisiniz.
Prenez des risques, impliquez-vous!
Bir şeyler yapmalıyız. Bize paramızı bulacak mısın?
Mais il est grand temps qu'on agisse,
Majesteleri kendine yetecek düzeyde değilse bir şeyler yapmalıyız.
Puisque Sa Majesté n'est pas en état de s'occuper de lui, c'est à nous de le faire.
Ablanın partisini durdurmak için bir şeyler yapmalıyız.
Faut qu'on fasse quelque chose pour la fête de ta sœur.
Bir şeyler yapmalıyız! Bakın, ismi kötüye çıkmış İ.B.N.E gelmiş.
C'était quoi ça bordel?
Bu Gant olayını Bird'ün üstüne yıkıp o küçük kız hakkında da bir şeyler yapmalısın.
Faut que tu charges Bird avec le cas Gant et faut faire quelque chose de cette autre affaire, Ia jeune fille.
Ona bir şeyler daha yapmalısınız, Sayın Hakim.
Il va falloir le secouer.
Bize uygun bir şeyler yapmalısın, Samson, yoksa yollarımızı ayırmak zorunda kalacağız.
Tu dois nous arranger ça, Samson, ou on va devoir aller chacun de notre côté.
Şunu demek istiyorum ki, bir kızın dikkatini çekecek ve onun özel olduğunu hissettirecek bir şeyler yapmalısın.
Je voulais dire... qu'il faut capter l'attention d'une fille, lui faire savoir qu'elle est spéciale.
Karısı, adamın işini çok ciddiye aldığını söylüyor... Birisi bir şeyler yapmalı, haksız mıyım?
Elle dit qu'il prend son job trop au sérieux, donc faut que quelqu'un se sacrifie.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]