Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / турецкий → французский / [ B ] / Bu daha çok

Bu daha çok перевод на французский

8,247 параллельный перевод
Bu daha çok senin uzmanlık alanın.
C'est plutôt votre domaine.
Bu daha çok kime merhamet duyduklarıyla ilgili.
C'est une question de pour qui ils ont de la compassion.
- Bu daha çok sulu kahverengi hamur gibi.
- Là, c'est une pâte marron délavé.
- Bu virüs daha önce uğraştıklarımızdan çok daha büyük, Lindy.
- Ce virus est plus gros que tout ce que nous ayons jamais eu affaire, Lindy.
Aslında bu çok daha kolay olurdu.
Oui. Ça aurait été beaucoup plus facile.
Bu mekandan çok daha iyi yerlerde olabilirsin.
- Il y a forcément autre chose.
Bu işin üstesinden gelirsek bu zamana kadar aldığından çok daha iyi bir seks alacaksın.
Si on réussit, ce sera mieux que ton meilleur plan cul.
Teşekkürler. Bu kesinlikle çok cömertçe bir hareket, fakat hepimiz kendi eşsiz kişilik özelliklerimize uygun bir araba seçebilseydik daha iyi olmaz mıydı?
C'est très généreux, mais je croyais qu'on pourrait choisir une voiture... qui exprime...
Rusların ilk iki uçuşunda yörüngede dolaşmaları ve Gus Grissom'ın kapsülünün denizde kaybolmasının ardından Birleşik Devletler'in bu görevin başarılı olmasına her zamankinden çok daha fazla ihtiyacı var.
Avec la Russie ayant fait le tour de la planète dans ses deux premiers vols, et la capsule de Gus Grissom perdue dans l'eau, les Etats-Unis ont plus que jamais besoin de cette mission.
Bu çok daha korkutucu.
C'est bien plus effrayant.
Bu çok daha sofistike.
C'est beaucoup plus sophistiqué.
İyi bir intikam hikâyesi anlatmada berbatımdır ama bu bir hikâyeden çok daha fazlası olacak.
Je suis toujours partant pour un bon conte sur la revanche, mais ça- - ça va être tellement plus.
Bu durumun başkalarıyla düşüp kalkmaktan çok daha karmaşık olduğunu bildiğinin farkındayım.
Je sais que tu sais que c'est bien plus compliqué que la quantité de seins à laquelle j'ai eu accès.
Bundan daha çok istediğim bir şey olamaz evlât ama baban bu haftasonu çalışmazsa hepimiz karton kutuda yatmak zorunda kalırız.
Je n'aimerais rien de plus que ça ‎. Mais si Papa ne travaille pas ce week-end, nous devront vivre dans une boite.
Sonra dönecek, Onun, gerçek Mesih olduğuna inanan, bir isyanın parçası olmak için can atan, daha çok müritle... bu onu tahta getirecek.
Puis il reviendra... avec un nombre toujours plus grand de disciples... croyant qu'il est le Messie... prêts à une rébellion... qui le portera sur le trône.
Bu olay Margo için çok daha büyüktü.
Mais l'incident a bouleversé Margo.
Her ne kadar bu genç bayanın ölmesi çok trajik bir mesele olsa da halletmem gereken daha önemli sorunlarım var.
Aussi tragique que la mort de cette jeune femme soit, j'ai des affaires plus pressantes à gérer.
Bu daha önce anlaşılmamış çok verimli bir fırsat.
C'est une occasion que les privilégiés ne reconnaîtraient même pas.
Şimdi, bu ittifak aracılığıyla İngiltere'nin çok daha büyük bir kısmını elde etmektense aranızdan hanginiz topraklarımızdan birkaç çiftçiyi koymayı seçecek?
Parmi vous, qui choisirait de ne pas chasser quelques fermiers de nos terres plutôt que de conquérir, par cette alliance, une part plus grande de l'Angleterre?
Gördüğünüz üzere Kont Odo taşıdığınız bu yük, tahmin ettiğinizden çok daha ağır.
Vous voyez donc, comte Eudes, que votre fardeau est bien plus lourd que vous n'imaginiez.
Ama ben bu ikisi çok yakın olduğu için daha da iyi hale getirmek için olan yolları göremiyorlar diye düşünüyorum.
Mais je crois que ces deux-là en sont si proches, qu'ils ne peuvent pas voir qu'il peut être beaucoup mieux.
Bu parti plakları şu aralar daha çok iş yapıyor.
D'autres chanteuses vont plus loin.
Bu gemiye mürettebat atamam için elimdekinden daha çok adama ihtiyacım var.
Il m'en faut plus pour naviguer.
Bu plandan bizimkilerden daha çok delik var.
Plus bancal comme plan, tu meurs.
- Bu çok daha iyi.
C'est mieux.
Kız kardeşini bulmaya çalıştığını biliyorum ama bu işle yoluna devam etmeye çalışırsan bu adamlar seni 6 aylık şartlı tahliyeden çok daha fazlasına mahkum ederler.
Regarde... Je sais que tu essayais de trouver ta soeur, Mais si tu avais continué avec ce travail, ces personnes,
Bu kalenin duvarları sandığımızdan çok daha yüksek.
Les murs de ce Palais sont bien trop hauts.
Bu kadar çok kan kaybettikten sonra böyle hızlı iyileşen birini görmedim daha önce.
Je n'ai jamais vu quelqu'un guérir si vite après avoir perdu autant de sang.
Bu salgını durdurmayı her şeyden daha çok istediğini biliyorum.
Je sais que tu désire stopper cette épidémie plus que tout.
Millet, bu göründüğünden çok daha karışık bir durum.
C'est plus compliqué qu'il n'y paraît.
O oligarşici adamlar, Medellín'den gelme bu Kolombiyalının kendilerinden zeki ve çok daha fazla parası olmasına tahammül edemediler.
Ces oligarques, ces gens n'allaient en aucun cas tolérer qu'un type de Medellín gagne bien plus de fric et soit bien plus intelligent qu'eux tous.
Bu ona şimdiye kadar en çok yaklaştığımız andı ve bir daha hiç uzak hissetmemiştik.
On n'avait jamais été à la fois aussi près et aussi loin de lui.
Uzun zaman hayatta kalmayı başardık, sizden çok daha uzun ve iyiyi oynayarak olmadı bu.
Nous avons survécu pendant longtemps... plus longtemps que vous d'ailleurs, je pourrais ajouter... nous ne faisons pas cela en jouant gentiment.
Marnie, bu ilişki için çok emek harcadın ama daha şimdiden seni mutsuz mu ediyor?
Marnie, tu t'es tellement battue pour cette relation - et elle te rend déjà malheureuse? - Je sais.
Daha bu sabah, kitaplarına bakmak ve sanki benimlermişcesine isimlerini öğrenmek çok hoşuma gitmişti.
Encore ce matin, j'ai adoré regarder tes livres et apprendre leur nom comme je connais les miens.
Bu olduğundan çok daha bokça bir şey.
C'est plus merdique que de la merde.
Bu çok daha iyi.
Eh bien, c'est même mieux.
Benim insaniyetim bu evden çok daha soğuktur.
Mon humanité, comme elle est, est encore plus froide que cette maison
- Bundan çok daha karmaşık bu.
- C'est plus compliqué que ça.
Bu semtte çok daha büyük bir yerleşke kurabilirsiniz. Hem de aynı paraya.
Vous pourriez construire un campus beaucoup plus grand dans ce quartier, et rester au seuil de rentabilité.
Jules, bu çok tatlı ama Tom "hoş flört" ten daha çok ıslak mendil ve selobant adamı.
Jules, c'est vraiment mignon, mais Tom n'est pas aussi sortable que le plus bizarre des mecs.
- Güzel. Bu çok daha iyi.
C'est beaucoup mieux.
Deneyimim size uzun zamanda daha çok kazandıracakken, bu kısa süreli kazanç olur.
Bénéfice à courts termes, alors que mon expérience est plus rentable à long terme.
Bu konuda kimse benden daha çok şaşıramaz.
Personne n'a été aussi surprise que moi à ce sujet.
Ama bu akşam daha çok işimiz var.
Mais la soirée n'est pas finie!
Öyle de bu iş pek onun alanına girmiyor, bu iş daha çok federal bir sorun.
Ce n'est pas de son ressort, c'est l'affaire de l'Etat.
Bu demek oluyor ki daha çok donlu kız işe almalıyız.
Je vais recruter plus de porteuses de culottes.
Şu anda ilgilenmemiz gereken meseleler var. Yoksa bu süreçte bize çok daha fazlasına mâl olacak.
Il y a des problèmes à régler maintenant, ou ça risque de nous coûter plus à l'avenir.
Ve sen de buradan kimsenin seni sevmediği hissine kapılıyorsun sonra daha çok çabalamaya başlıyorsun ki bu da seni daha itici birisi yapıyor.
C'est un cercle vicieux, vous pensez qu'on ne vous aime pas, du coup, vous vous forcez, ce qui vous rend encore moins appréciable.
Bu timsah gözyaşları da kocamı almak için beni yoldan çekmeye çalıştığının yalnızca daha çok kanıtıdır!
Ces larmes de crocodile sont la preuve qu'elle veut me faire dégager pour avoir mon mari!
Iıı, adı... adı Oliver, ve... daha çok yeni,... ve bu mevzunun büyümesini istemiyorum, yani lütfen anneme söyleme.
C'est nouveau, on s'emballe pas. N'en parle pas à maman. Surtout pas.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]